Üsküdar Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Özlem Mestçioğlu Gökmoğol, velileri okul fobisine karşı uyararak, “Karnı ağrıyor, midesi bulanıyor, ciddi rahatsızlık yaşıyorsa çocuğunuzda okul fobisi olabilir. Bunun muhakkak bir an önce çözülmesi gerekir” dedi.
Gökmoğol, yaptığı açıklamada, okul korkusunun çoğu zaman “ayrılık korkusu”na bağlı geliştiğini, ancak korkuyu doğrudan buna indirmenin de doğru olmadığını belirtti. Başlangıçta her çocuğun hissettiği “ilk evden ayrılığın getirdiği doğal ayrılık korkusu”nun olacağına dikkat çeken Gökmoğol, bunların “okul korkusu” olarak kabul edilmediğini kaydetti.
Okul fobisi olan çocukların tembel olmadığını vurgulayan Gökmoğol, şunları ifade etti: “Karnı ağrıyor, midesi bulanıyor, ciddi rahatsızlık yaşıyor. Bunu anne veya babasıyla paylaşıyor ve okula gitmek istemediğini söylüyor. Böyle durumlarda ebeveynler genelde çocuklarını rol yaptığını düşünüyor, bu çok yanlış. Çocuğun yalancılıkla suçlanması doğru bir davranış değil. Çocuk, gerçek bir karın ağrısı ve mide bulantısı hissediyordur aslında. Bu çocuklar tembel değiller. Okulla ilgili ya da ailevi bir nedenden ötürü taşıdığı kaygıları dolayısıyla okula gitmek istemiyor, gidince kendini kötü hissediyor. Korku mu, rol mü olduğunu anlamak için şikayetlerin bir iki günlük değil de devamlı arz etmesi gerekiyor. Şikayetlerde süreklilik varsa okul fobisi var demektir.”
Gökmoğol, öncelikle çocukta kaygı olup olmadığının tespit edilmesi gerektiğini hatırlatarak, şunları ekledi: “Çocuk, kaygı yaşıyor olabilir. Buna belki öğretmenin aşağılayıcı bir sözü ya da arkadaşlarından duyduğu kötü bir söz neden olmuş olabileceği gibi, aileden kaynaklanan bir durum da kaygıyı getirebilir. Onun tespiti çok önemli. Bu gibi durumlarda çocuğun öğretmeniyle bağlantıya geçilip, çocuğun okuldaki davranışlarına ilişkin bilgiler alınabilir. Çocuğun 3-5 kere okula gitmek istemiyorum demesi normal karşılanmalıdır. Eğer ağrılar ve sızılar gündeme gelmişse konu ciddiye alınmalı ve çocuk dinlenmelidir. Okul korkusu varsa bunu muhakkak biran evvel çözmek gerekir.”SHA
Gökmoğol, yaptığı açıklamada, okul korkusunun çoğu zaman “ayrılık korkusu”na bağlı geliştiğini, ancak korkuyu doğrudan buna indirmenin de doğru olmadığını belirtti. Başlangıçta her çocuğun hissettiği “ilk evden ayrılığın getirdiği doğal ayrılık korkusu”nun olacağına dikkat çeken Gökmoğol, bunların “okul korkusu” olarak kabul edilmediğini kaydetti.
Okul fobisi olan çocukların tembel olmadığını vurgulayan Gökmoğol, şunları ifade etti: “Karnı ağrıyor, midesi bulanıyor, ciddi rahatsızlık yaşıyor. Bunu anne veya babasıyla paylaşıyor ve okula gitmek istemediğini söylüyor. Böyle durumlarda ebeveynler genelde çocuklarını rol yaptığını düşünüyor, bu çok yanlış. Çocuğun yalancılıkla suçlanması doğru bir davranış değil. Çocuk, gerçek bir karın ağrısı ve mide bulantısı hissediyordur aslında. Bu çocuklar tembel değiller. Okulla ilgili ya da ailevi bir nedenden ötürü taşıdığı kaygıları dolayısıyla okula gitmek istemiyor, gidince kendini kötü hissediyor. Korku mu, rol mü olduğunu anlamak için şikayetlerin bir iki günlük değil de devamlı arz etmesi gerekiyor. Şikayetlerde süreklilik varsa okul fobisi var demektir.”
Gökmoğol, öncelikle çocukta kaygı olup olmadığının tespit edilmesi gerektiğini hatırlatarak, şunları ekledi: “Çocuk, kaygı yaşıyor olabilir. Buna belki öğretmenin aşağılayıcı bir sözü ya da arkadaşlarından duyduğu kötü bir söz neden olmuş olabileceği gibi, aileden kaynaklanan bir durum da kaygıyı getirebilir. Onun tespiti çok önemli. Bu gibi durumlarda çocuğun öğretmeniyle bağlantıya geçilip, çocuğun okuldaki davranışlarına ilişkin bilgiler alınabilir. Çocuğun 3-5 kere okula gitmek istemiyorum demesi normal karşılanmalıdır. Eğer ağrılar ve sızılar gündeme gelmişse konu ciddiye alınmalı ve çocuk dinlenmelidir. Okul korkusu varsa bunu muhakkak biran evvel çözmek gerekir.”SHA
RSS