ANASAYFA arrow right Güncel

Çözüm idam veya hadım değil, zihniyetin değişmesidir

Çözüm idam veya hadım değil, zihniyetin değişmesidir
YAYINLAMA: 16 Nisan 2020 / 05.23
GÜNCELLEME: 16 Nisan 2020 / 05.23
“Zihniyet değişmediği sürece ve toplum bu konularda eğitilmedikleri sürece idam işlenen suçları azaltmayacağı gibi, hak, hukuk, adalet kavramlarını da gölgede bırakacaktır”
“Zihniyet değişmediği sürece ve toplum bu konularda eğitilmedikleri sürece idam işlenen suçları azaltmayacağı gibi, hak, hukuk, adalet kavramlarını da gölgede bırakacaktır”
Gaziantep’teki STK’lar son zamanlarda artan çocuk istismarı olayları hakkında ortak baskın açıklaması yaptılar. STK’lar adına konuşan Gaziantep Baro Başkanı İskender Kahraman, “İdam ve hadım cezasının uygulandığı ülkelerdeki sonuçlara bakıldığında, tüm örneklerde görüleceği üzere bir şiddet türünün ortadan kaldırılması için asla çözüm yöntemi olmadığı net olarak görülecektir. Çocuğa yönelen her türlü istismar için çözüm: çocuğa özgü adalet, koruma ve rehabilitasyondur. Bu bağlamda şiddete şiddet ile karşılık vermek yerine çocukların korunması odağında bütüncül çözüm üretilmelidir. İdam veya hadım çözüm değildir. Çözüm zihniyetin değişmesidir. Zihniyet değişmediği sürece ve toplum bu konularda eğitilmedikleri sürece idam işlenen suçları azaltmayacağı gibi, hak, hukuk, adalet kavramlarını da gölgede bırakacaktır” dedi.
Eylemleri nasıl önlenebileceği
noktasına yoğunlaşmak gerekir
Öncelikle sorumluluğun devletin olduğunu dile getiren Kahraman, “Çocukları ancak güçlü bir sosyal hizmetler ağı üzerine inşa edilmiş, çocuk koruma ve adalet sistemi ile koruyabiliriz. Devletinde hem çocuk haklarına dair sözleşme ile önleyici bir sistem kurarak ihmal ve istismardan korumayı taahhüt etmiş olduğunu belirtmek isteriz. Bu nedenle ilk adım suçun tespiti ve nasıl cezalanrıdılacağı değil, bu tür eylemleri nasıl önlenebileceği noktasına yoğunlaşmak olmalıdır” ifadesini kullandı.
Cinsel istismarı ruhsal
hastalıkla açıklamak yanlıştır
Kahraman, “Çözüm, olarak idam ve hadım cezası talep etmek çözümden uzaktır. Ayrıca bu bakış açısının hem şiddeti aklama hem de şiddetle uzaktan yakından alakası olmayan ruhsal hastalık sahibi bireyleri damgalayarak hedef haline getirme riski taşıdığını hatırlatmak isteriz. Kişilerin uyguladığı her türlü şiddeti ve cinsel istismarı bir ruhsal hastalıkla açıklamaya çalışmak yanlış olup, cinsel suç olarak tanımlanan her eylem salt bir cinsel eylemi değil, mağdur üzerinde güç uygulama aracı olarak yine şiddeti temsil etmektedir. Bireylerin şiddete suç işleme eğilimleri yaşadıkları toplumsal çevreden bağımsız bir şekilde düşünmek mümkün değildir. Bu nedenle suçun önüne geçmenin yolu olarak cinsel suçlarda cinsel isteğin tıbbi uygulamalar azaltılması yöntemine ve daha geneli idam cezasına işaret etmek toplumun vicdanını rahatlatmak üzere sunulan bir atımlık girişimlerdir ve sorunu çözmekten öte sahte bir arınma yoluyla üzerini örttüğü için çok daha ağırlaşmasına sebebiyet verecektir” değerlendirmesinde bulundu.
Eril cinsiyetçi söylemin
ortadan kaldırılması gerekir
Eril cinsiyetçi söylemin ortadan kaldırılması ve dini referanslarla günlük yaşamı şekillenmemesi adına hukuki düzenlemelere gidilerek çocukların cinsel obje olarak değerlendirilmelerinin önüne geçilmesi gerektiğini kaydeden Başkan Kahraman, “Çocuğun korunması ile ilgili müdahale görevini de içeren idari kurumsal yapılar olmalıdır. Sivil toplum örgütlerinin, dernek ve vakıfların bağımsız çalışmasına fırsat tanınmalı, siyasi yakınlıktan uzak çocukla ilişkide bulunan tüm kişi kurum ve kuruluşların fırsat eşitliğine kurallara uygunluğuna ve denetime açık olması sağlanmalıdır. Ekonomik eşitsizlik ortadan kaldırılmalıdır. Bilimin eğitiminin sanatın gelişiminin önündeki engeller kaldırılmalı, toplumun tüm katmanlarınca ulaşılabilir olması sağlanmalıdır” diye konuştu. Hüseyin Karataş
Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *