Gaziantep Taksim’le Dayanışma Platformu tarafından yapılan açıklamada,“Gezi Parkı eylemleri ülkenin pek çok sorununun yanı sıra ekolojik yıkıma karşı toplumsal duyarlılığın artmakta olduğunu da göstermektedir. Bir kızılderili atasözünde ‘Son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık öldüğünde; beyaz adam paranın yenmeyen birşey olduğunu anlayacak’ denilmektedir hatırlatması yapıldı
Gaziantep Taksim’le Dayanışma Platformu tarafından düzenlenen eylemde yapılan açıklamada, “Taksim Gezi Parkı eylemleri ülkemiz siyasi tarihinde önemli bir döneme açılan bir kapı olma özelliğini taşıyor. Yıllar süren suskunluktan sonra farklı kesimlerden çok sayıda insan, özellikle de mahallelerde kadınlar ve şehir meydanlarında gençler demokrasi, katılım, özgürlük ve yaşam biçimlerine saygı için mücadele etmek üzere sokaklara çıkmış durumdadır. AKP hegemonyası büyük bir yara alırken, toplumda haklar ve özgürlükler için verilecek mücadeleye olan inanç yükseliyor” denildi.
Ekolojik yıkıma karşı toplumsal duyarlılık
“Gezi Parkı eylemleri ülkenin pek çok sorununun yanı sıra ekolojik yıkıma karşı toplumsal duyarlılığın artmakta olduğunu da göstermektedir” denilen açıklamada, “Toplum, 1 Mayıs’tan Emek Sineması’na, yaşam tarzına müdahaleden, tarihi hassasiyetlerine saygısızlığa kadar hemen her konuda, hatta barış gibi tüm tarafların ortak ulaşması gereken bir hedef için adımlarda dahi katılım ve doğrudan demokrasiyi dışlayan, değişim ve demokrasi talebini kendi çizdiği sınırlar içinde tutabileceğini sanan AKP ve Başbakan’a anlamlı bir cevap vermiştir” ifadesi kullanıldı.
Parklar ve meydanlar halkın
yaşam alanları olarak kalmalı
Açıklamada ayrıca şu görüşlere yer verildi: “Başbakan Erdoğan’ın ağaç istemek diye aşağıladığı bu bilinç toplumsal mücadelelerin gelişiminde önemli bir rol oynamaya devam edecektir. HES’lere, termik/nükleer santrallere ve altın madenlerine karşı çıkışlarla kendisini ortaya koyan bu bilinç, artık kırsaldan kente inmiş ve geniş kitlelere mal olmuştur.Demokrasi güçleri arasında bu yöndeki taleplerin ortaklaştırılması ve yükseltilmesi için verilecek ortak mücadelenin önemi bir kez daha ortaya çıkmıştır. İnsanların betonlaşmaya karşı nefes alma alanları olan parklar ve meydanlar halkın yaşam alanları olarak kalmalı ve bu alanlar çoğaltılmalıdır.”
Meydanlar ranta kurban edilmesin
Gaziantep Taksim’le Dayanışma Platformu adına açıklama yapan Emin Nesanır, Gaziantep Büyükşehir Belediyesi’nin de Alaybey Camisi önü, Kızılay kan merkezi civarı,Demokrasi Meydanı, Nişantaşı Sokağı ve Üniversite Meydanları’na büfe ve kafeterya yapmak için 19 Haziran 2013 tarihinde ihale kararı aldığına dikkat çekilirken, “Bu alanlar halk tarafından yoğun olarak kullanılan yaşam alanlarıdır. Bundan dolayı bu alanlar bir rant alanı olarak görülmemeli, bugün yapılacak ihaleler durdurulmalıdır. Özellikle Taksim Gezi Parkı eylemlerinde ilimizde bir sembol alanı olan üniversite meydanının adının eylemler sırasında Hatay’da yaşamını yitiren ABDULLAH CÖMERT meydanı olarak değiştirilmelidir” dedi.
Beyaz adam paranın yenemeyeceğini anlayacak
Nesanır, basın açıklamasını şöyle noktaladı: “Söyleyeceklerimizi bir kızılderili atasözüyle bitirmek istiyoruz. Son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık öldüğünde; beyaz adam paranın yenmeyen birşey olduğunu anlayacak.”
Gaziantep Taksim’le Dayanışma Platformu tarafından düzenlenen eylemde yapılan açıklamada, “Taksim Gezi Parkı eylemleri ülkemiz siyasi tarihinde önemli bir döneme açılan bir kapı olma özelliğini taşıyor. Yıllar süren suskunluktan sonra farklı kesimlerden çok sayıda insan, özellikle de mahallelerde kadınlar ve şehir meydanlarında gençler demokrasi, katılım, özgürlük ve yaşam biçimlerine saygı için mücadele etmek üzere sokaklara çıkmış durumdadır. AKP hegemonyası büyük bir yara alırken, toplumda haklar ve özgürlükler için verilecek mücadeleye olan inanç yükseliyor” denildi.
Ekolojik yıkıma karşı toplumsal duyarlılık
“Gezi Parkı eylemleri ülkenin pek çok sorununun yanı sıra ekolojik yıkıma karşı toplumsal duyarlılığın artmakta olduğunu da göstermektedir” denilen açıklamada, “Toplum, 1 Mayıs’tan Emek Sineması’na, yaşam tarzına müdahaleden, tarihi hassasiyetlerine saygısızlığa kadar hemen her konuda, hatta barış gibi tüm tarafların ortak ulaşması gereken bir hedef için adımlarda dahi katılım ve doğrudan demokrasiyi dışlayan, değişim ve demokrasi talebini kendi çizdiği sınırlar içinde tutabileceğini sanan AKP ve Başbakan’a anlamlı bir cevap vermiştir” ifadesi kullanıldı.
Parklar ve meydanlar halkın
yaşam alanları olarak kalmalı
Açıklamada ayrıca şu görüşlere yer verildi: “Başbakan Erdoğan’ın ağaç istemek diye aşağıladığı bu bilinç toplumsal mücadelelerin gelişiminde önemli bir rol oynamaya devam edecektir. HES’lere, termik/nükleer santrallere ve altın madenlerine karşı çıkışlarla kendisini ortaya koyan bu bilinç, artık kırsaldan kente inmiş ve geniş kitlelere mal olmuştur.Demokrasi güçleri arasında bu yöndeki taleplerin ortaklaştırılması ve yükseltilmesi için verilecek ortak mücadelenin önemi bir kez daha ortaya çıkmıştır. İnsanların betonlaşmaya karşı nefes alma alanları olan parklar ve meydanlar halkın yaşam alanları olarak kalmalı ve bu alanlar çoğaltılmalıdır.”
Meydanlar ranta kurban edilmesin
Gaziantep Taksim’le Dayanışma Platformu adına açıklama yapan Emin Nesanır, Gaziantep Büyükşehir Belediyesi’nin de Alaybey Camisi önü, Kızılay kan merkezi civarı,Demokrasi Meydanı, Nişantaşı Sokağı ve Üniversite Meydanları’na büfe ve kafeterya yapmak için 19 Haziran 2013 tarihinde ihale kararı aldığına dikkat çekilirken, “Bu alanlar halk tarafından yoğun olarak kullanılan yaşam alanlarıdır. Bundan dolayı bu alanlar bir rant alanı olarak görülmemeli, bugün yapılacak ihaleler durdurulmalıdır. Özellikle Taksim Gezi Parkı eylemlerinde ilimizde bir sembol alanı olan üniversite meydanının adının eylemler sırasında Hatay’da yaşamını yitiren ABDULLAH CÖMERT meydanı olarak değiştirilmelidir” dedi.
Beyaz adam paranın yenemeyeceğini anlayacak
Nesanır, basın açıklamasını şöyle noktaladı: “Söyleyeceklerimizi bir kızılderili atasözüyle bitirmek istiyoruz. Son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık öldüğünde; beyaz adam paranın yenmeyen birşey olduğunu anlayacak.”