Anayasa Mahkemesi Başkanı’ndan 'hukukun güvenliği' vurgusu:
Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, devletin özü ve varlık sebebinin 'hukuk güvenliğini sağlamak' olduğunun altını çizerek, "Hukuk güvenliği krizinin yaşandığı ortamlarda, ekonomik, siyasi ve sosyal krizlerin yaşanması kaçınılmaz bir sonuç olarak ortaya çıkacaktır. Hukuk güvenliğine olan talebin her zamankinden daha fazla seslendiriliyor olması, bu alanda önemli bir sorun yaşandığına işaret etmektedir.Hukuk güvenliğinin sağlanmasından sorumlu olan yasama, yürütme ve yargı organlarını bu gerçeği görmezlikten gelmesi düşünülemez" dedi.
"İnsan Hakları Ulusal Koruma Mekanizması Olarak Anayasa Mahkemesine Bireysel Başvuru Konferansı" Antalya’nın Kadriye Turizm Merkezi’ndeki Kempinsky Otel’de başladı.Konferansın açılış konuşmasını yapan Avrupa Konseyi İnsan Hakları ve Hukukun Üstünlüğü Genel Müdürü Philippe Boillat, Avrupa Konseyi’nin Anayasa Mahkemesi ile işbirliği halinde düzenledikleri ikinci toplantı olduğunu söyledi.
Türkiye Anayasa Mahkemesi’ne iç hukuk yolunu başlattıkları ve bu şekilde Türkiye’nin insan hakları yükümlülükleri ulusal düzeyde uygulama sorumluluğunu bunu da sözleşmenin koşulları ve yerindelik ilkesine uygun olarak yaptıkları için teşekkür eden Boillat, "Bizler ve Türk toplumu bu sistemin işlediğinden çok mutlu olmaktadır. Anayasa Mahkemesi'nin uzun tutukluluk ve duruşma öncesi tutukluluk konusunda özelikle Twitter ve Youtube'un kapatılmasına ilişkin verdiği kararlarıyla her şeyden önce bizlerinde desteğini alan kararlarını olumlu buluyoruz. Anayasa Mahkemesi ve özellikle de Başkan Kılıç’a fevkalade zor görevi yerine getirdikleri için başarılar diliyoruz" diye konuştu.
Anayasa Mahkemesi Genel Başkanı Haşim Kılıç ise, Anayasa Mahkemesine Bireysel Başvuru Sisteminin Desteklenmesi Projesi kapsamında organize edilen "İnsan Hakları Ulusal Koruma Mekanizması olarak Anayasa Mahkemesine Bireysel Başvuru" konferansına katılmaktan duyduğu mutluluğu dile getirdi. Türkiye Cumhuriyeti’nin insan hak ve özgürlükleri alanındaki evrensel değerlere bağlılığını çeşitli antlaşma ve sözleşmelerle dünyaya ilan ettiğini kaydeden Kılıç, "Bu çerçevede, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne 1954 yılında taraf olmuş; Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine bireysel başvuru hakkını 1987’de, zorunlu yargılama yetkisini ise 1990 yılında kabul etmiştir. 2004 yılında yapılan anayasa değişikliğiyle de başta Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi olmak üzere, Türkiye’nin taraf olduğu temel hak ve özgürlüklere ilişkin uluslararası sözleşmelere, kanunların üzerinde bir değer atfedilmiştir. Temel haklarla ilgili 'evrensel ölçütlere' atıf yapan değişikliklerin son halkasını 2010 yılında yapılan Anayasa değişikliğiyle Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru yolunun açılması oluşturmuştur" ifadelerini kullandı.
Bireysel başvurunun uygulamaya geçirilmesiyle birlikte, kamu gücünü kullanan kişi ve kurumların sebep olduğu hak ihlallerine karşı, 23 Eylül 2012 tarihinden itibaren anayasal yargı denetimi başlatılarak Anayasa Mahkemesi'nin yeni bir döneme girdiğini hatırlatan Kılıç, "Yasama, yürütme ve yargı organlarının işlemlerinin neredeyse tamamının etkin bir şekilde denetlenmesine izin veren bireysel başvuru yolu, hak ve özgürlüklerin korunması noktasında halkımız için yeni bir umut kapısı olmuştur. Hukuk devleti anlayışına dayalı, demokratik değerlerle beslenen ve insan onurunu yüceltme idealine hizmet eden mahkememiz, bireysel başvuru yolunda hak ve özgürlüklerin etkin korunması ilkesini benimsemekte ve özgürlük alanını genişletme çabasını sürdürmektedir. Esasen bireysel başvurunun varlık nedeni de hak ve özgürlüklerin korunmasını sağlayarak hukuk güvenliğine ulaşmaktır.Hukuk güvenliği konusunda yaşanan olumsuz gelişmelerin, toplumsal ve siyasal alanda yarattığı umutsuzluk, bireysel başvuru yoluyla açılan hava delikleri sayesinde umuda dönüşerek, hukuk devleti anlayışına cansuyu olmuştur" dedi.
"Yasama, yürütme ve yargı organları ‘herkes için hukuk güvenliğini’ sağlamakta güçlük çekiyorsa, devlet olma fikrinin anlamsız kalacağı açıktır" diyen Kılıç, şunları kaydetti:
"Zira devletin özü ve varlık sebebi hukuk güvenliğini sağlamaktır. Hukuk güvenliği krizinin yaşandığı ortamlarda, ekonomik, siyasi ve sosyal krizlerin yaşanması kaçınılmaz bir sonuç olarak ortaya çıkacaktır.Hukuk güvenliğine olan talebin her zamankinden daha fazla seslendiriliyor olması, bu alanda önemli bir sorun yaşandığına işaret etmektedir.Hukuk güvenliğinin sağlanmasından sorumlu olan yasama, yürütme ve yargı organlarını bu gerçeği göremezlikten gelmesi düşünülemez.Anayasa Mahkemesi temel hak ve özgürlüklerin güvenliğinin sağlanması, insanlık onurunun yüceltilmesi kapsamında evrensel ilkelere yön gösteren 'pusula' görevini yapmaya devam edecektir. Bu bağlamda, ulusal ve hatta uluslararası kamuoyunca yakından takip edilen mahkememizin verdiği kararlarındaki evrensel yaklaşım, Anayasa Mahkemesi'nin bireysel başvuru yoluyla hak ve özgürlüklerin önündeki engellerin kaldırılması konusunda ortaya koyduğu güçlü iradenin bir sonucudur."İHA
Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, devletin özü ve varlık sebebinin 'hukuk güvenliğini sağlamak' olduğunun altını çizerek, "Hukuk güvenliği krizinin yaşandığı ortamlarda, ekonomik, siyasi ve sosyal krizlerin yaşanması kaçınılmaz bir sonuç olarak ortaya çıkacaktır. Hukuk güvenliğine olan talebin her zamankinden daha fazla seslendiriliyor olması, bu alanda önemli bir sorun yaşandığına işaret etmektedir.Hukuk güvenliğinin sağlanmasından sorumlu olan yasama, yürütme ve yargı organlarını bu gerçeği görmezlikten gelmesi düşünülemez" dedi.
"İnsan Hakları Ulusal Koruma Mekanizması Olarak Anayasa Mahkemesine Bireysel Başvuru Konferansı" Antalya’nın Kadriye Turizm Merkezi’ndeki Kempinsky Otel’de başladı.Konferansın açılış konuşmasını yapan Avrupa Konseyi İnsan Hakları ve Hukukun Üstünlüğü Genel Müdürü Philippe Boillat, Avrupa Konseyi’nin Anayasa Mahkemesi ile işbirliği halinde düzenledikleri ikinci toplantı olduğunu söyledi.
Türkiye Anayasa Mahkemesi’ne iç hukuk yolunu başlattıkları ve bu şekilde Türkiye’nin insan hakları yükümlülükleri ulusal düzeyde uygulama sorumluluğunu bunu da sözleşmenin koşulları ve yerindelik ilkesine uygun olarak yaptıkları için teşekkür eden Boillat, "Bizler ve Türk toplumu bu sistemin işlediğinden çok mutlu olmaktadır. Anayasa Mahkemesi'nin uzun tutukluluk ve duruşma öncesi tutukluluk konusunda özelikle Twitter ve Youtube'un kapatılmasına ilişkin verdiği kararlarıyla her şeyden önce bizlerinde desteğini alan kararlarını olumlu buluyoruz. Anayasa Mahkemesi ve özellikle de Başkan Kılıç’a fevkalade zor görevi yerine getirdikleri için başarılar diliyoruz" diye konuştu.
Anayasa Mahkemesi Genel Başkanı Haşim Kılıç ise, Anayasa Mahkemesine Bireysel Başvuru Sisteminin Desteklenmesi Projesi kapsamında organize edilen "İnsan Hakları Ulusal Koruma Mekanizması olarak Anayasa Mahkemesine Bireysel Başvuru" konferansına katılmaktan duyduğu mutluluğu dile getirdi. Türkiye Cumhuriyeti’nin insan hak ve özgürlükleri alanındaki evrensel değerlere bağlılığını çeşitli antlaşma ve sözleşmelerle dünyaya ilan ettiğini kaydeden Kılıç, "Bu çerçevede, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne 1954 yılında taraf olmuş; Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine bireysel başvuru hakkını 1987’de, zorunlu yargılama yetkisini ise 1990 yılında kabul etmiştir. 2004 yılında yapılan anayasa değişikliğiyle de başta Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi olmak üzere, Türkiye’nin taraf olduğu temel hak ve özgürlüklere ilişkin uluslararası sözleşmelere, kanunların üzerinde bir değer atfedilmiştir. Temel haklarla ilgili 'evrensel ölçütlere' atıf yapan değişikliklerin son halkasını 2010 yılında yapılan Anayasa değişikliğiyle Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru yolunun açılması oluşturmuştur" ifadelerini kullandı.
Bireysel başvurunun uygulamaya geçirilmesiyle birlikte, kamu gücünü kullanan kişi ve kurumların sebep olduğu hak ihlallerine karşı, 23 Eylül 2012 tarihinden itibaren anayasal yargı denetimi başlatılarak Anayasa Mahkemesi'nin yeni bir döneme girdiğini hatırlatan Kılıç, "Yasama, yürütme ve yargı organlarının işlemlerinin neredeyse tamamının etkin bir şekilde denetlenmesine izin veren bireysel başvuru yolu, hak ve özgürlüklerin korunması noktasında halkımız için yeni bir umut kapısı olmuştur. Hukuk devleti anlayışına dayalı, demokratik değerlerle beslenen ve insan onurunu yüceltme idealine hizmet eden mahkememiz, bireysel başvuru yolunda hak ve özgürlüklerin etkin korunması ilkesini benimsemekte ve özgürlük alanını genişletme çabasını sürdürmektedir. Esasen bireysel başvurunun varlık nedeni de hak ve özgürlüklerin korunmasını sağlayarak hukuk güvenliğine ulaşmaktır.Hukuk güvenliği konusunda yaşanan olumsuz gelişmelerin, toplumsal ve siyasal alanda yarattığı umutsuzluk, bireysel başvuru yoluyla açılan hava delikleri sayesinde umuda dönüşerek, hukuk devleti anlayışına cansuyu olmuştur" dedi.
"Yasama, yürütme ve yargı organları ‘herkes için hukuk güvenliğini’ sağlamakta güçlük çekiyorsa, devlet olma fikrinin anlamsız kalacağı açıktır" diyen Kılıç, şunları kaydetti:
"Zira devletin özü ve varlık sebebi hukuk güvenliğini sağlamaktır. Hukuk güvenliği krizinin yaşandığı ortamlarda, ekonomik, siyasi ve sosyal krizlerin yaşanması kaçınılmaz bir sonuç olarak ortaya çıkacaktır.Hukuk güvenliğine olan talebin her zamankinden daha fazla seslendiriliyor olması, bu alanda önemli bir sorun yaşandığına işaret etmektedir.Hukuk güvenliğinin sağlanmasından sorumlu olan yasama, yürütme ve yargı organlarını bu gerçeği göremezlikten gelmesi düşünülemez.Anayasa Mahkemesi temel hak ve özgürlüklerin güvenliğinin sağlanması, insanlık onurunun yüceltilmesi kapsamında evrensel ilkelere yön gösteren 'pusula' görevini yapmaya devam edecektir. Bu bağlamda, ulusal ve hatta uluslararası kamuoyunca yakından takip edilen mahkememizin verdiği kararlarındaki evrensel yaklaşım, Anayasa Mahkemesi'nin bireysel başvuru yoluyla hak ve özgürlüklerin önündeki engellerin kaldırılması konusunda ortaya koyduğu güçlü iradenin bir sonucudur."İHA