AKP iktidarının en büyük idealinin tek tip bir nesil yetiştirmek olduğunu söyleyen Eğitim-Sen Dönem Sözcüsü Dengin Sönmez, “Artık gençlerimiz dindar yetiştirilecekler. Böylece tinerci olmayacaklar. Sanki gençler dindar olmadıkları için tinerci oluyorlarmış gibi, tinerci olmanın nedeni bu insafsız, vahşi piyasa düzeni değilmiş gibi” dedi.
Dindar, itiat eden kul isteniyor
Eğitim-Sen Dönem Sözcüsü Dengin Sönmez,, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın “Dindar bir nesil yetiştireceğiz” sözlerini hatırlatarak, bugüne kadar örtülü bir şekilde yürütülen “eğitimin dinselleşmesi harekatı”nın artık doğrudan yürütülmeye başlandığını söylerken, “Dindar insan”ın önemli bir özelliğinin “itaat eden kul” olduğunu belirtti.
Baskıya, sindirmeye, haksızlığa
ses çıkarmayacak nesiller
Sönmez, haksızlıklar karşısında ses çıkarmayan, sorgusuz, sualsiz kendisine sunulanı kabul eden bir nesil yetiştirilmek istendiğini öne sürdü. Böyle bir neslin baskıya, sindirmeye, haksızlığa, ezilmeye ses çıkartmayacağını, sadece itaat edeceğini vurgulayan Sönmez, 1 Mart tarihinde başlatılacak olan “ALO 147” uygulamasıyla bu neslin itaatkarlığın yanında “ihbarcı” olmasının da beklendiğini dile getirdi.
Totaliter yapı, farklılıkları
içinde barındırmayan
bir eğitim hedefleniyor
İktidarın en büyük idealinin tek bir nesil olduğunu ifade eden Sönmez, eğitimde dinselleşmenin adımlarının dindar bir dille tercüme edilmiş 100 Temel Eser’de, Evrim Teorisi’nin ders kitaplarından, eğitim programlarından uzaklaştırılması gibi bir çok uygulamada görüldüğünün altını çizdi. Eğitimdeki otoriter, anti demokratik uygulamalara karşı sonuna kadar seslerini yükselteceklerini belirten Sönmez, şunları ekledi: “Eğitimdeki anti demokratik uygulamaları zorunlu din derslerinde, muhafazakar soslu eğitim programlarında, ders kitaplarında, bu ülkede konuşulan pek çok dile o hak tanınmamışken Arapça dersinin zorunlu hale getirilmesinde, Meclise öneri olarak getirilen 1+4+4+4 uygulamasında görüyoruz. Totaliter yapı, farklılıkları içinde barındırmayan bir eğitim ortamı yaratarak, farklı düşünen, farklı inançları olan veya inançları olmayan hiçbir bireye tahammülü olmadığını açıkça ifade etmektedir. Gelecek neslin tek tip bir nesil olması iktidarın en büyük idealidir. Bizler, eğitimdeki otoriter, anti demokratik uygulamalara karşı sonuna kadar sesimizi yükselteceğiz. Dindar, ihbarcı nesiller değil; aydınlık, ileri görüşlü, demokrat, soran, sorgulayan nesiller yetiştirmek için mücadele edeceğimizi duyuruyoruz.”(ANKA)
Dindar, itiat eden kul isteniyor
Eğitim-Sen Dönem Sözcüsü Dengin Sönmez,, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın “Dindar bir nesil yetiştireceğiz” sözlerini hatırlatarak, bugüne kadar örtülü bir şekilde yürütülen “eğitimin dinselleşmesi harekatı”nın artık doğrudan yürütülmeye başlandığını söylerken, “Dindar insan”ın önemli bir özelliğinin “itaat eden kul” olduğunu belirtti.
Baskıya, sindirmeye, haksızlığa
ses çıkarmayacak nesiller
Sönmez, haksızlıklar karşısında ses çıkarmayan, sorgusuz, sualsiz kendisine sunulanı kabul eden bir nesil yetiştirilmek istendiğini öne sürdü. Böyle bir neslin baskıya, sindirmeye, haksızlığa, ezilmeye ses çıkartmayacağını, sadece itaat edeceğini vurgulayan Sönmez, 1 Mart tarihinde başlatılacak olan “ALO 147” uygulamasıyla bu neslin itaatkarlığın yanında “ihbarcı” olmasının da beklendiğini dile getirdi.
Totaliter yapı, farklılıkları
içinde barındırmayan
bir eğitim hedefleniyor
İktidarın en büyük idealinin tek bir nesil olduğunu ifade eden Sönmez, eğitimde dinselleşmenin adımlarının dindar bir dille tercüme edilmiş 100 Temel Eser’de, Evrim Teorisi’nin ders kitaplarından, eğitim programlarından uzaklaştırılması gibi bir çok uygulamada görüldüğünün altını çizdi. Eğitimdeki otoriter, anti demokratik uygulamalara karşı sonuna kadar seslerini yükselteceklerini belirten Sönmez, şunları ekledi: “Eğitimdeki anti demokratik uygulamaları zorunlu din derslerinde, muhafazakar soslu eğitim programlarında, ders kitaplarında, bu ülkede konuşulan pek çok dile o hak tanınmamışken Arapça dersinin zorunlu hale getirilmesinde, Meclise öneri olarak getirilen 1+4+4+4 uygulamasında görüyoruz. Totaliter yapı, farklılıkları içinde barındırmayan bir eğitim ortamı yaratarak, farklı düşünen, farklı inançları olan veya inançları olmayan hiçbir bireye tahammülü olmadığını açıkça ifade etmektedir. Gelecek neslin tek tip bir nesil olması iktidarın en büyük idealidir. Bizler, eğitimdeki otoriter, anti demokratik uygulamalara karşı sonuna kadar sesimizi yükselteceğiz. Dindar, ihbarcı nesiller değil; aydınlık, ileri görüşlü, demokrat, soran, sorgulayan nesiller yetiştirmek için mücadele edeceğimizi duyuruyoruz.”(ANKA)