“MEB verilerine göre derslik başına düşen öğrenci sayısı gerçekte olduğundan düşük gösterilmesine rağmen, özellikle yoksul emekçi mahallelerinde Türkiye ortalamasının çok üzerinde kalabalık sınıf sorunu yaşanıyor”
Eğitim Sen Gaziantep Şube Başkanı Ömer Parlakçı, 2024 MEB bütçesinin temel ihtiyaçları görmezden gelinerek hazırlandığını ifade ederken, “2024 MEB bütçesi eğitimde yaşanan yoğun ticarileşme sürecinin artarak devam edeceğini, velilerin cebinden yapacağı eğitim harcamalarının artacağını gösteriyor. Türkiye ile diğer OECD ülkeleri arasında kademeler düzeyinde yapılan eğitim harcamaları arasındaki farklılıklar her geçen yıl artıyor” dedi.
2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçesi görüşmeleri TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda devam ediyor. 2024 yılı MEB bütçesi 1 trilyon 92 milyar TL olarak belirlendi ancak görüşmeler sürüyor.
Eğitim bütçesinin milli gelire oranı OECD ortalamasının yarısı bile değil
“Devletin eğitim harcamalarına yaptığı katkı yıllar içinde istikrarlı bir şekilde azalırken, hane halkının cebinden yaptığı eğitim harcamalarının payı artmaya devam ediyor” diyen Parlakçı, “Her bütçe döneminde bütçede “Aslan payını” eğitime ayırdıklarını iddia eden AKP hükümetleri döneminde, eğitim bütçesinin milli gelire oranı OECD ortalaması olan yüzde 6’nın yarısına bile ulaşmadı. Geçtiğimiz 22 yıl içinde MEB bütçesinin merkezi bütçeye ve milli gelire oranı çok değişmediğinden eğitim harcamalarının esas yükü, büyük ölçüde velilerin sırtına yıkılmış, bu durum zaten geçim sıkıntısı yaşayan velileri daha da zorlamaya başladı” açıklamasında bulundu.
Okul aile birlikleri sadece okula kaynak yaratmak için çalışır hale geldi
Yıllardır eğitime ayrılan ödeneklerin yüksek enflasyon karşısında sadece rakamsal olarak arttığını doğrudan eğitim hizmetlerine yönelik yatırımlar açısından hazırlanan bütçelerde okulların temel ihtiyaçlarını karşılayacak kadar artış yapılmadığını belirten Parlakçı, “Okullar en temel ihtiyaçlarını kayıt sırasında alınan bağışlar ve velilerden düzenli olarak toplanan paralarla karşılanmakta, okul aile birlikleri sadece okula kaynak yaratmak için çalışır hale geldi” şeklinde konuştu.
MEB bütçesinden eğitim yatırımlarına ayrılan payın 2002 yılında yüzde 17,18 iken, eğitim hizmetlerinin sunumu açısından çok önemli olan yatırım bütçesi 2009’da yüzde 4,57’ye kadar gerilediğini tespit eden Parlakçı, “Eğitimde +4+4 düzenlemesi sonrasında kısmen de olsa artışa geçen eğitim yatırımları payı sonraki yıllarda istikrarsız bir çizgi izledi. MEB bütçesinden eğitim yatırımlarına ayrılan pay 2023’te yüzde 9,18 iken, 2024’te yüzde 9,16’ya gerilemiş ve 22 yıl öncesinin çok gerisinde kaldı” ifadelerine yer verdi.
Yoksul halkın eğitim finansmanı içindeki payı sürekli arttı
Başkan Parlakçı, “Türkiye’de eğitim kurumlarının büyük bölümünün mülkiyeti hala devlete ait olmasına rağmen, eğitim kurumlarında verilen hizmetlerin önemli bir bölümü geçtiğimiz yıllar içinde adım adım ticarileştirildi ve özelleştirildi. Eğitimde yaşanan ticarileştirme ve özelleştirme uygulamaları, kimi zaman açık, ama çoğunlukla gizli olarak yapılmıştır. Bir taraftan eğitimin büyük bir bölümü zamanla birer ‘ticari işletme’ haline getirilen devlet okullarında sürdürülürken, diğer yandan eğitimin kamusal finansmanının tasfiye edilmesi yoluyla yoksul halkın eğitim finansmanı içindeki payı sürekli arttı” diye konuşma yaptı.
Türkiye ortalamasının çok üzerinde kalabalık sınıf sorunu yaşanıyor
Eğitim Sen Gaziantep Şube Başkanı Ömer Parlakçı, konuşmasını şu cümlelerle tamamladı: “MEB verilerine göre derslik başına düşen öğrenci sayısı gerçekte olduğundan düşük gösterilmesine rağmen, özellikle yoksul emekçi mahallelerinde Türkiye ortalamasının çok üzerinde kalabalık sınıf sorunu yaşanıyor. Okulların fiziki donanımı, en temel eğitim araç gereçlerinin olup olmaması, okulda öğrencilerden para toplanıp toplanmamasına göre değişiklik gösteriyor. Okullara temizlik personeli, güvenlik, kırtasiye malzemelerinin temini için yeterli ödenek aktarılmadığı için idare ve okul aile birlikleri ‘bağış’ almaya mecbur bırakılıyor, bu durum da öğrenci velilerini ciddi anlamda zorluyor”