Öğretmenler, veliler, öğrenciler ve diğer eğitim bileşenlerinin eğitimi sekteye, kaosa, adaletsizliğe, verimsizliğe sürükleyen tüm yetkililerden bir gün hesap soracağı vurgulandı
Eğitim-Sen tarafından yapılan yazılı açıklamada, “Eğitimde 4+4+4 dayatmasının kaçınılmaz bir sonucu olarak eğitimde kaos, belirsizlik, sıkıntı, istikrarsızlık büyüyerek devam ediyor. Liseler, tıpkı ilkokul ve ortaokullar gibi mevcut sistemin ve onun koruyucusu olan siyasi iktidarın ekonomik-siyasal çıkarları doğrultusunda yeniden yapılandırılıyor” denildi. Öğretmen, öğrenci, veli, yöneticiler tüm eğitim bileşenlerinin 2014-2015 öğretim yılına başlarken büyük tedirginlik, güvensizlik ve sorun yaşadığına dikkat çekildi.
Milli Eğitim kuşatıldı
Türk Eğitim Sen Şube Başkanı Bekir Avan ise düzenlediği toplantıda, “Milli Eğitim’in kuşatıldığı, parti devletinin kilometre taşlarının döşendiği bir dönemden geçmekteyiz. Bu dönemde amacın eğitim olmadığı, devleti kendi zihniyetlerine dönüştürmek için tetikçi taşra yöneticileriyle çapul faaliyetlerinin yapıldığı bir kadrolaşma yaşamaktayız.Milli Eğitim’de, eğitimin bahane edilerek, kuşatma tamamlanmaya çalışılmakta, görevini başarıyla yapan yöneticilerin görevlerine son verilerek sivil ve siyasi bir darbenin yapıldığı bu günlerde geleceğimizin teminatı olan çocuklarımız tatili bitirerek okula başlıyorlar” diye konuştu.
Büyüyen kentle birlikte
sorunlar da büyüdü
Gaziantep’te öğretmen açığı, derslik sorunu, ikili öğretim, hizmetli sorunu, okullarda bütçe ve alt yapı sorununun büyüyerek devam ettiğine dikkat çekilen Eğitim Sen açıklamasında, “Bir çok okul inşaat halinde, bitmeyen okullar, nerede ve nasıl eğitim yapacaklarını bile bilmeyen öğretmen ve öğrenciler mevcut. Büyüyen kentle birlikte, eğitimde sorunlara doğru yaklaşılmadığı için sorunlar daha da büyümüştür” denildi.
Okullarda, büyük bir
başıboşluk ve plansızlık mevcut
Yine okulların büyük kısmının yöneticisiz, yöneticilerin ise görevsiz ve yetkisiz olarak eğitim ve öğretime başladığına dikkat çekilirken, “Okullarda, büyük bir başıboşluk ve plansızlık mevcut. Eğitim çalışanları moralsiz, motivasyonsuz, isteksiz ve güvensizlikle başlıyorlar.Özellikle müdürlerin usulsüz, adaletsiz, vicdanları inciten bir tarzda görevden alınmaları, iyi okulların siyasi yandaş müdürlere peşkeş çekilecek hesapların ortaya çıkması ile eğitimde hoşgörü, güven ve verimliliği düşürmüştür. Gaziantep’te zorunlu hizmet kapsamı daraltıldığı için ilimizden öğretmenlerin il dışına gitmesi çok artmıştır. Yine Gaziantep’e aşırı Suriye’den savaş mağdurunun göçünden kaynaklı aşırı bir hayat pahalılığı oluşmuş ve öğretmenler için Gaziantep cazibesini kaybetmiştir. İleri ki yıllarda öğretmen açığının daha da büyüyeceğini göstermiştir.Gaziantep ‘in zorunlu hizmet kapsamı genişletilmelidir” şeklinde açıklama yapıldı.
Eğitim yılı soykırımla başladı
Türk Eğitim Sen Şube Başkanı Bekir Avan da “Türk Milli Eğitimi yandaş, devşirme ve menfaatperestlerin elinde can çekişmektedir. Başta Milli Eğitim Bakanı olmak üzere, İl ve İlçe yöneticileri ve onların eğitim çalışanları arasındaki uzantıları, eğitime açtıkları savaşta kuşatma altındaki yandaş yapamadıkları bütün okul müdürlerinin görevine son vererek kıyım yapmışlardır.İşte 2014-2015 eğitim öğretim yılı, milli eğitime savaş açan bir zihniyetin ve onun tetikçilerinin yaptığı katliamla, soykırımla başlamıştır. Ülke genelinde yaklaşık 8 bin okul müdürünün görevine son verilmiştir. Öncesinde ise okul müdürlerinde olduğu gibi görevini başarıyla yürüten MEB merkez teşkilatı, İl Milli Eğitim Müdürleri, İl Milli Eğitim Müdür yardımcıları ve İlçe Milli Eğitim Müdürlerinin görevine yandaş olmadıkları ve emireri gibi kullanamadıkları için son vermişlerdir. Kısacası MEB’te taş üstünde taş bırakılmamış, sivil ve siyasi bir darbeyle yeni bir eğitim öğretim yılı başlamıştır.
Milli Eğitim, tepeden tırnağa
siyasileştirilmiş durumdadır
Bekir Avan, “Milli Eğitim’deki okul müdürü kıyımının müdür yardımcıları ve öğretmenlere doğru devam edeceği ayan beyan ortadadır. Milli Eğitim, tepeden tırnağa siyasileştirilmiş durumdadır. Tepeden aşağı asil kadroda olmayan MEB yöneticileri kendilerine verilen emirleri yerine getirip, makamını korumanın dışında bir şey yapamaz hale getirilmiştir. Artık MEB yöneticileri için Ülkemizin eğitimin ne olduğu, nasıl olması gerektiği, eğitim çalışanlarının durumu çok ta önemli görünmemektedir” şeklinde konuştu.
Avan sözlerini şöyle sürdürdü: “Eğitim çalışanlarıyla MEB’deki yönetici kadro arasında cepheleşme ve kavga kaçınılmaz hale gelmiştir. Siyasilerin hak etmedikleri halde makam-mevki verdikleri yandaşların kaygısı, biat etmek zorunda oldukları siyasi otoritedir.Eğitim çalışanları ise bilimin ışığında, mesleki birikim, gelişim ve tecrübeleriyle Ülkemizin eğitimini çağdaş bir biçimde yapmaya çalışacaklardır.Siyasetin kölesi olanlarla, eğitim çalışanları arasındaki çatışma eğitimde yeni reaksiyonlara, kamplaşmalara ve çatışmalara yol açacaktır.AKP hükümeti, eğitimde açtığı savaşı bilinçli bir şekilde kuşatmadan sonra cepheleşmeyi de tamamlayarak çatışmaya doğru götürmektedir.İşte tamda burada yeni MEB yöneticilerine Bakan başta olmak üzere güven sorununu ortaya çıkaracaktır.Eğitim çalışanları siyasetin eğitime ve eğitimciye dayattığı yöneticiye güvenmeyecektir.Eğitim çalışanlarına çağrımız; “sizlere baskı ve şantaj yapan ve güvenilmeyen MEB yöneticilerine asla boyun eğemeyin” diyoruz.
Okulların ihtiyaçlarının karşılanmasında yıllardır İl Özel idaresinin imkan ve kaynakları kullanılmaktaydı. İl Özel İdareleri 30 Mart 2014 yerel seçimlerinden sonra Büyükşehir statüsü verilen Gaziantep’le birlikte otuz ilde tasfiye edilmiştir. İl Özel idarelerinin tasfiyesinden sonra belediyeler eğitime kendi reklamı dışında gereken ilgiyi göstermemekte, gerekli kaynakları ayırmamakta sorumluluklarını yerine getirmemektedirler. Belediyelerin inşaat firmalarıyla ve belirli sermayedarlarla yönettiği Gaziantep’te, sadece rant ve reklam düşünülmektedir. Okullara gerekli kaynakların ayrılmadığı Gaziantep’te okulların onarımları ve dönüşümleri yeterince tamamlanmadan eğitim-öğretim başlamıştır.Bir çok okul, eğitim-öğretime hazır değildir.Fakat oldu bittilerle eğitim başlatılmıştır.
Gaziantep’te okullarda hizmetli yok denecek kadar azdır. Okulların temizliği hizmet alımı yoluyla yapılmaktaydı.Fakat hizmet alımı yapılmadığından dolayı okulların temizliği yapılamamaktadır.Gaziantep’te yıllardır eğitim çalışanları ve velilerle okullara kaynak sağlanıp, okulların güvenlikçi ve temizlikçi sorunu çözülmeye çalışılmaktadır.Özel okullara ayrılan kaynaklar devlet okullarına ayrılması gereken kaynaklardır.
İşte tam da burada çağrıda bulunuyoruz; “Değerli öğretmen arkadaşım, kıymetli veli okulların bu hale getirilmesinden siz sorumlu değilsiniz. Yıllar içerisinde okullara hizmetli atamasındaki kontenjan yok denecek kadar azaltılmış, okullara güvenlikçi kadrosu tahsis edilmemiştir. Okulları bu ve benzer ihtiyaçlarıyla donanım ihtiyaçları ticari devlet anlayışıyla sizlerden sağlanmaktadır.Sizler bu kaynağı sağladığınız müddetçe okullara aktarılması gereken kaynak aktarılmayacak ve başka yerlere peşkeş çekilecektir. Bu nedenle haklı olarak diyoruz ki, her ne ad adı altında olursa olsun okullara gelişi güzel toplanan paralara itiraz ediniz.” Bu anlamda okullara yeterli kaynak ve ödenek mutlaka ayrılmalı ve eğitim çalışanlarının ve vatandaşlarımızın iyi niyeti sömürülmemelidir.
Gaziantep’te eğitim, eğitim çalışanları açısından daha da sıkıntılı hale gelmektedir. Gaziantep’te yüzbinlerce Suriyeli göçle gelip ilimizde yaşamaktadır. Gaziantep’teki evlerin ve ev kiralarının yüksek olması ilimizden öğretmenlerin kaçışına sebep olmaktadır. Sadece Haziran 2014’ten bu yana yaklaşık 2100 öğretmen tayin isteyerek başka illere gitmiştir. Bu dönemde ilimize gelen öğretmen sayısı sadece 1000 civarındadır. İlk atama yoluyla ilimize ne kadar öğretmen atanırsa atansın öğretmenlerin Gaziantep’ten kaçışı devam etmektedir. Öğretmenlerin Gaziantep’te kalmasıyla ilgili hiçbir şey yapılmamaktadır.Gaziantep’te görev yapan öğretmenler milli eğitimdeki siyasilerin uzantıları olan zihniyet tarafından her türlü baskıya ve haksızlığa maruz kalmaktadırlar. Eğitimciler açısından hiçbir şey toz pembe değildir.”
Öğretmenler ve diğer eğitim çalışanları 2014-2015 eğitim-öğretim yılını maddi zorluklarla karşılaştığına dikkat çeken Beir Avan, “Bütçeler her geçen yıl biraz daha sarsılmaktadır. 2013 yılında yapılan rezil bir toplu sözleşme nedeniyle çalışanlar Temmuz ayında zamlı maaş alamamış; 2014 yılında sadece 123 TL, 2015 yılı için ise yüzde 3+3 zamla yetinmek zorunda kalmıştır. Üstelik çalışanlar 2014 yılı için ne enflasyon farkı alacak ne de aile, çocuk yardımlarına artış yapılacaktır.Öğretmenler, akademisyenler, hizmetliler, memurlar, teknisyenler v.b.eğitim çalışanları için 2014 yılı maddi anlamda kayıp bir yıldır. Öğretmenlere, eğitim-öğretim ödeneği kapsamında 75+75 TL zam yapılmış ancak bu miktar, 666 sayılı KHK ile yapılan iyileştirme uygulaması sonucundaki kayıpları karşılamak için yeterli olmamıştır.Hatırlanacağı üzere öğretmenlerimizin kapsam dışı tutulduğu eşit işe eşit ücret uygulaması kapsamındaki memurlarımıza 1500 TL’ye varan iyileştirme yapılmıştı.Öte yandan HSYK seçimleri öncesinde hâkim ve savcılara 1155 TL zam yapılmıştır.Hâkim ve savcılara 1155 TL zam yapılırken, ne yazık ki diğer memurlara ve öğretmenlere enflasyon farkı dahi çok görülmüş, akademisyenlere de zam sözü unutulmuştur.Ayrıca eğitim-öğretime hazırlık ödeneğinin tüm eğitim çalışanlarına verilmesini yıllardır talep ediyoruz.Hâkim ve savcılara zam yapılırken, yıllardır ortaya konulan bu talebi ne yazık ki MEB, Maliye ve hükümetin duymaması büyük bir haksızlıktır” dedi.
Gaziantep’te öğretmen açığı
en az 8-10 bin civarında
Avan, “Gaziantep’te ve Türkiye genelinde 4+4+4 ve orta öğretimin yeniden yapılandırılmasıyla eğitim sokağa taşmıştır. Liselerde meslek lisesi sayısının arttırılması ve normal devlet liselerinin sayılarının azaltılmasıyla ortaöğretim yaşındaki ilimizde onbinlerce, Türkiye genelinde yüzbinlerce gencimiz açık liseye, meslek liselerine ve Bilal’in istediği liselere zorlanmıştır.TEOG sınavları ve yerleştirmelerindeki kaosu da dikkate aldığımızda eğitim sokağa taşmış ve felç olmuştur. Anaokulu, ilkokul, ortaokul ve liselerde okuması gerekip te okula gidemeyen ve İlimizdeki okulların eğitiminin normal değil de anormal (sabahçı-öğleci) olduğu dikkate alınırsa normal şartlarda, 20-25 kişilik sınıflarda bir eğitim için Gaziantep’te öğretmen açığı en az 8-10 bin civarındadır. Yine yüzlerce okul ve binlerce derslik açığı da devam etmektedir” diye konuştu.
Yapılan açıklamada ayrıca, “Gaziantep’te AKP hükümetinin polit büro üyesi olan, Yandaş-Sen, eğitimciler arasındaki ayrımcılığı körüklemektedir. Eğitim çalışanlarını kendilerine üye olmazlarsa neredeyse hiçbir haklarının olmadığını söyleyerek baskı yapan bu zihniyet bu süreci çok çirkin ve ahlaksızca kullanmakta ve kullanmaya da devam etmektedir.“Bize üye olamazsan müdür yardımcısı olamazsın, müdür olamazsın, müdür olarak yeniden görevlendirilmezsin, ödül alamazsın, tayinin yapılmaz, cezan affedilmez” gibi sözler söyleyerek öğretmenlere her türlü şiddet, baskı ve şantaj yapılmaktadır. Eğitim çalışanlarının haklarını aramak yerine, onların uğrayacağı mağduriyet ve yalnızlıktan kendilerine ahlaksızca nema çıkaran bu vicdansızlar, insan olmanın bütün erdemini kaybederek rezilce tavırlar sergilemektedirler. Eğitim çalışanlarının haklarını aramak yerine onları şantajla baskı altında tutmaya çalışanlara hakettikleri cevabı eğitim çalışanlarının vermesini bekliyoruz.Bu anlamda eğitim çalışanları yalnız değildir. Türk Eğitim-Sen olarak bu zulme ve küfre karşı herkesi birlikte mücadele etmeye çağırıyoruz” denildi..
Eğitim-Sen tarafından yapılan yazılı açıklamada, “Eğitimde 4+4+4 dayatmasının kaçınılmaz bir sonucu olarak eğitimde kaos, belirsizlik, sıkıntı, istikrarsızlık büyüyerek devam ediyor. Liseler, tıpkı ilkokul ve ortaokullar gibi mevcut sistemin ve onun koruyucusu olan siyasi iktidarın ekonomik-siyasal çıkarları doğrultusunda yeniden yapılandırılıyor” denildi. Öğretmen, öğrenci, veli, yöneticiler tüm eğitim bileşenlerinin 2014-2015 öğretim yılına başlarken büyük tedirginlik, güvensizlik ve sorun yaşadığına dikkat çekildi.
Milli Eğitim kuşatıldı
Türk Eğitim Sen Şube Başkanı Bekir Avan ise düzenlediği toplantıda, “Milli Eğitim’in kuşatıldığı, parti devletinin kilometre taşlarının döşendiği bir dönemden geçmekteyiz. Bu dönemde amacın eğitim olmadığı, devleti kendi zihniyetlerine dönüştürmek için tetikçi taşra yöneticileriyle çapul faaliyetlerinin yapıldığı bir kadrolaşma yaşamaktayız.Milli Eğitim’de, eğitimin bahane edilerek, kuşatma tamamlanmaya çalışılmakta, görevini başarıyla yapan yöneticilerin görevlerine son verilerek sivil ve siyasi bir darbenin yapıldığı bu günlerde geleceğimizin teminatı olan çocuklarımız tatili bitirerek okula başlıyorlar” diye konuştu.
Büyüyen kentle birlikte
sorunlar da büyüdü
Gaziantep’te öğretmen açığı, derslik sorunu, ikili öğretim, hizmetli sorunu, okullarda bütçe ve alt yapı sorununun büyüyerek devam ettiğine dikkat çekilen Eğitim Sen açıklamasında, “Bir çok okul inşaat halinde, bitmeyen okullar, nerede ve nasıl eğitim yapacaklarını bile bilmeyen öğretmen ve öğrenciler mevcut. Büyüyen kentle birlikte, eğitimde sorunlara doğru yaklaşılmadığı için sorunlar daha da büyümüştür” denildi.
Okullarda, büyük bir
başıboşluk ve plansızlık mevcut
Yine okulların büyük kısmının yöneticisiz, yöneticilerin ise görevsiz ve yetkisiz olarak eğitim ve öğretime başladığına dikkat çekilirken, “Okullarda, büyük bir başıboşluk ve plansızlık mevcut. Eğitim çalışanları moralsiz, motivasyonsuz, isteksiz ve güvensizlikle başlıyorlar.Özellikle müdürlerin usulsüz, adaletsiz, vicdanları inciten bir tarzda görevden alınmaları, iyi okulların siyasi yandaş müdürlere peşkeş çekilecek hesapların ortaya çıkması ile eğitimde hoşgörü, güven ve verimliliği düşürmüştür. Gaziantep’te zorunlu hizmet kapsamı daraltıldığı için ilimizden öğretmenlerin il dışına gitmesi çok artmıştır. Yine Gaziantep’e aşırı Suriye’den savaş mağdurunun göçünden kaynaklı aşırı bir hayat pahalılığı oluşmuş ve öğretmenler için Gaziantep cazibesini kaybetmiştir. İleri ki yıllarda öğretmen açığının daha da büyüyeceğini göstermiştir.Gaziantep ‘in zorunlu hizmet kapsamı genişletilmelidir” şeklinde açıklama yapıldı.
Eğitim yılı soykırımla başladı
Türk Eğitim Sen Şube Başkanı Bekir Avan da “Türk Milli Eğitimi yandaş, devşirme ve menfaatperestlerin elinde can çekişmektedir. Başta Milli Eğitim Bakanı olmak üzere, İl ve İlçe yöneticileri ve onların eğitim çalışanları arasındaki uzantıları, eğitime açtıkları savaşta kuşatma altındaki yandaş yapamadıkları bütün okul müdürlerinin görevine son vererek kıyım yapmışlardır.İşte 2014-2015 eğitim öğretim yılı, milli eğitime savaş açan bir zihniyetin ve onun tetikçilerinin yaptığı katliamla, soykırımla başlamıştır. Ülke genelinde yaklaşık 8 bin okul müdürünün görevine son verilmiştir. Öncesinde ise okul müdürlerinde olduğu gibi görevini başarıyla yürüten MEB merkez teşkilatı, İl Milli Eğitim Müdürleri, İl Milli Eğitim Müdür yardımcıları ve İlçe Milli Eğitim Müdürlerinin görevine yandaş olmadıkları ve emireri gibi kullanamadıkları için son vermişlerdir. Kısacası MEB’te taş üstünde taş bırakılmamış, sivil ve siyasi bir darbeyle yeni bir eğitim öğretim yılı başlamıştır.
Milli Eğitim, tepeden tırnağa
siyasileştirilmiş durumdadır
Bekir Avan, “Milli Eğitim’deki okul müdürü kıyımının müdür yardımcıları ve öğretmenlere doğru devam edeceği ayan beyan ortadadır. Milli Eğitim, tepeden tırnağa siyasileştirilmiş durumdadır. Tepeden aşağı asil kadroda olmayan MEB yöneticileri kendilerine verilen emirleri yerine getirip, makamını korumanın dışında bir şey yapamaz hale getirilmiştir. Artık MEB yöneticileri için Ülkemizin eğitimin ne olduğu, nasıl olması gerektiği, eğitim çalışanlarının durumu çok ta önemli görünmemektedir” şeklinde konuştu.
Avan sözlerini şöyle sürdürdü: “Eğitim çalışanlarıyla MEB’deki yönetici kadro arasında cepheleşme ve kavga kaçınılmaz hale gelmiştir. Siyasilerin hak etmedikleri halde makam-mevki verdikleri yandaşların kaygısı, biat etmek zorunda oldukları siyasi otoritedir.Eğitim çalışanları ise bilimin ışığında, mesleki birikim, gelişim ve tecrübeleriyle Ülkemizin eğitimini çağdaş bir biçimde yapmaya çalışacaklardır.Siyasetin kölesi olanlarla, eğitim çalışanları arasındaki çatışma eğitimde yeni reaksiyonlara, kamplaşmalara ve çatışmalara yol açacaktır.AKP hükümeti, eğitimde açtığı savaşı bilinçli bir şekilde kuşatmadan sonra cepheleşmeyi de tamamlayarak çatışmaya doğru götürmektedir.İşte tamda burada yeni MEB yöneticilerine Bakan başta olmak üzere güven sorununu ortaya çıkaracaktır.Eğitim çalışanları siyasetin eğitime ve eğitimciye dayattığı yöneticiye güvenmeyecektir.Eğitim çalışanlarına çağrımız; “sizlere baskı ve şantaj yapan ve güvenilmeyen MEB yöneticilerine asla boyun eğemeyin” diyoruz.
Okulların ihtiyaçlarının karşılanmasında yıllardır İl Özel idaresinin imkan ve kaynakları kullanılmaktaydı. İl Özel İdareleri 30 Mart 2014 yerel seçimlerinden sonra Büyükşehir statüsü verilen Gaziantep’le birlikte otuz ilde tasfiye edilmiştir. İl Özel idarelerinin tasfiyesinden sonra belediyeler eğitime kendi reklamı dışında gereken ilgiyi göstermemekte, gerekli kaynakları ayırmamakta sorumluluklarını yerine getirmemektedirler. Belediyelerin inşaat firmalarıyla ve belirli sermayedarlarla yönettiği Gaziantep’te, sadece rant ve reklam düşünülmektedir. Okullara gerekli kaynakların ayrılmadığı Gaziantep’te okulların onarımları ve dönüşümleri yeterince tamamlanmadan eğitim-öğretim başlamıştır.Bir çok okul, eğitim-öğretime hazır değildir.Fakat oldu bittilerle eğitim başlatılmıştır.
Gaziantep’te okullarda hizmetli yok denecek kadar azdır. Okulların temizliği hizmet alımı yoluyla yapılmaktaydı.Fakat hizmet alımı yapılmadığından dolayı okulların temizliği yapılamamaktadır.Gaziantep’te yıllardır eğitim çalışanları ve velilerle okullara kaynak sağlanıp, okulların güvenlikçi ve temizlikçi sorunu çözülmeye çalışılmaktadır.Özel okullara ayrılan kaynaklar devlet okullarına ayrılması gereken kaynaklardır.
İşte tam da burada çağrıda bulunuyoruz; “Değerli öğretmen arkadaşım, kıymetli veli okulların bu hale getirilmesinden siz sorumlu değilsiniz. Yıllar içerisinde okullara hizmetli atamasındaki kontenjan yok denecek kadar azaltılmış, okullara güvenlikçi kadrosu tahsis edilmemiştir. Okulları bu ve benzer ihtiyaçlarıyla donanım ihtiyaçları ticari devlet anlayışıyla sizlerden sağlanmaktadır.Sizler bu kaynağı sağladığınız müddetçe okullara aktarılması gereken kaynak aktarılmayacak ve başka yerlere peşkeş çekilecektir. Bu nedenle haklı olarak diyoruz ki, her ne ad adı altında olursa olsun okullara gelişi güzel toplanan paralara itiraz ediniz.” Bu anlamda okullara yeterli kaynak ve ödenek mutlaka ayrılmalı ve eğitim çalışanlarının ve vatandaşlarımızın iyi niyeti sömürülmemelidir.
Gaziantep’te eğitim, eğitim çalışanları açısından daha da sıkıntılı hale gelmektedir. Gaziantep’te yüzbinlerce Suriyeli göçle gelip ilimizde yaşamaktadır. Gaziantep’teki evlerin ve ev kiralarının yüksek olması ilimizden öğretmenlerin kaçışına sebep olmaktadır. Sadece Haziran 2014’ten bu yana yaklaşık 2100 öğretmen tayin isteyerek başka illere gitmiştir. Bu dönemde ilimize gelen öğretmen sayısı sadece 1000 civarındadır. İlk atama yoluyla ilimize ne kadar öğretmen atanırsa atansın öğretmenlerin Gaziantep’ten kaçışı devam etmektedir. Öğretmenlerin Gaziantep’te kalmasıyla ilgili hiçbir şey yapılmamaktadır.Gaziantep’te görev yapan öğretmenler milli eğitimdeki siyasilerin uzantıları olan zihniyet tarafından her türlü baskıya ve haksızlığa maruz kalmaktadırlar. Eğitimciler açısından hiçbir şey toz pembe değildir.”
Öğretmenler ve diğer eğitim çalışanları 2014-2015 eğitim-öğretim yılını maddi zorluklarla karşılaştığına dikkat çeken Beir Avan, “Bütçeler her geçen yıl biraz daha sarsılmaktadır. 2013 yılında yapılan rezil bir toplu sözleşme nedeniyle çalışanlar Temmuz ayında zamlı maaş alamamış; 2014 yılında sadece 123 TL, 2015 yılı için ise yüzde 3+3 zamla yetinmek zorunda kalmıştır. Üstelik çalışanlar 2014 yılı için ne enflasyon farkı alacak ne de aile, çocuk yardımlarına artış yapılacaktır.Öğretmenler, akademisyenler, hizmetliler, memurlar, teknisyenler v.b.eğitim çalışanları için 2014 yılı maddi anlamda kayıp bir yıldır. Öğretmenlere, eğitim-öğretim ödeneği kapsamında 75+75 TL zam yapılmış ancak bu miktar, 666 sayılı KHK ile yapılan iyileştirme uygulaması sonucundaki kayıpları karşılamak için yeterli olmamıştır.Hatırlanacağı üzere öğretmenlerimizin kapsam dışı tutulduğu eşit işe eşit ücret uygulaması kapsamındaki memurlarımıza 1500 TL’ye varan iyileştirme yapılmıştı.Öte yandan HSYK seçimleri öncesinde hâkim ve savcılara 1155 TL zam yapılmıştır.Hâkim ve savcılara 1155 TL zam yapılırken, ne yazık ki diğer memurlara ve öğretmenlere enflasyon farkı dahi çok görülmüş, akademisyenlere de zam sözü unutulmuştur.Ayrıca eğitim-öğretime hazırlık ödeneğinin tüm eğitim çalışanlarına verilmesini yıllardır talep ediyoruz.Hâkim ve savcılara zam yapılırken, yıllardır ortaya konulan bu talebi ne yazık ki MEB, Maliye ve hükümetin duymaması büyük bir haksızlıktır” dedi.
Gaziantep’te öğretmen açığı
en az 8-10 bin civarında
Avan, “Gaziantep’te ve Türkiye genelinde 4+4+4 ve orta öğretimin yeniden yapılandırılmasıyla eğitim sokağa taşmıştır. Liselerde meslek lisesi sayısının arttırılması ve normal devlet liselerinin sayılarının azaltılmasıyla ortaöğretim yaşındaki ilimizde onbinlerce, Türkiye genelinde yüzbinlerce gencimiz açık liseye, meslek liselerine ve Bilal’in istediği liselere zorlanmıştır.TEOG sınavları ve yerleştirmelerindeki kaosu da dikkate aldığımızda eğitim sokağa taşmış ve felç olmuştur. Anaokulu, ilkokul, ortaokul ve liselerde okuması gerekip te okula gidemeyen ve İlimizdeki okulların eğitiminin normal değil de anormal (sabahçı-öğleci) olduğu dikkate alınırsa normal şartlarda, 20-25 kişilik sınıflarda bir eğitim için Gaziantep’te öğretmen açığı en az 8-10 bin civarındadır. Yine yüzlerce okul ve binlerce derslik açığı da devam etmektedir” diye konuştu.
Yapılan açıklamada ayrıca, “Gaziantep’te AKP hükümetinin polit büro üyesi olan, Yandaş-Sen, eğitimciler arasındaki ayrımcılığı körüklemektedir. Eğitim çalışanlarını kendilerine üye olmazlarsa neredeyse hiçbir haklarının olmadığını söyleyerek baskı yapan bu zihniyet bu süreci çok çirkin ve ahlaksızca kullanmakta ve kullanmaya da devam etmektedir.“Bize üye olamazsan müdür yardımcısı olamazsın, müdür olamazsın, müdür olarak yeniden görevlendirilmezsin, ödül alamazsın, tayinin yapılmaz, cezan affedilmez” gibi sözler söyleyerek öğretmenlere her türlü şiddet, baskı ve şantaj yapılmaktadır. Eğitim çalışanlarının haklarını aramak yerine, onların uğrayacağı mağduriyet ve yalnızlıktan kendilerine ahlaksızca nema çıkaran bu vicdansızlar, insan olmanın bütün erdemini kaybederek rezilce tavırlar sergilemektedirler. Eğitim çalışanlarının haklarını aramak yerine onları şantajla baskı altında tutmaya çalışanlara hakettikleri cevabı eğitim çalışanlarının vermesini bekliyoruz.Bu anlamda eğitim çalışanları yalnız değildir. Türk Eğitim-Sen olarak bu zulme ve küfre karşı herkesi birlikte mücadele etmeye çağırıyoruz” denildi..