ANASAYFA arrow right Güncel

Gaziantep’te eğitimin sorunları giderek büyümeye devam ediyor

Gaziantep’te eğitimin sorunları giderek büyümeye devam ediyor
YAYINLAMA: 16 Nisan 2020 / 04.04
GÜNCELLEME: 16 Nisan 2020 / 04.04
Halen derslik başına düşen öğrenci sayısı 40 civarında.. Altyapı, hizmetli sorunları, temizlik ve okul ortamındaki şiddet sorunları büyüyor

Eğitim yılının sona ermesi nedeniyle eğitim sendikaları birer açıklama yaparak, sorunlara dikkat çekti. Egitim Sen Gaziantep Şube Başkanı Ali Ersönmez, “Gaziantep’te ise eğitimin sorunları geçen yıllara oranla büyümeye devam etmiştir. Artan öğrenci sayılarına karşılık okullaşma yetersizdir. Hala derslik başına düşen öğrenci sayıları 40 ortalaması civarındadır. İkili öğretimler, birleştirilmiş sınıflı uygulamalar devam ediyor. Yine koca binalar, minik bahçelerdeki okul ortamı çoğaltılıyor. Altyapı, hizmetli sorunları, temizlik ve okul ortamındaki şiddet sorunları büyümüştür. Ekonomide, ihracatta ve şehir gelişiminde idaalı olan Gaziantep, eğitimde yine sınıfı geçememiştir” dedi. Gaziantep Eğitim-İş Şube Başkanı Halil Bostancı ise, bu sistemde amacın eğitim kalitesinin arttırılması olmadığını vurguladı.

Egitim Sen Şube Başkanı Ali Ersönmez, “Eğitim sisteminin, eğitim ve bilim emekçilerinin yıllardır birikerek artan sorunları 2013-2014 eğitim-öğretim yılında katlanarak artmıştır. Milli Eğitim Bakanlığı çözüm üretmekten çok, yeni sorunlar yaratan politika ve uygulamalarıyla başta eğitim emekçileri olmak üzere, öğrenci ve velileri sürekli mağdur etmeyi sürdürmektedir” dedi.
Eğitim sistemini kendi siyasal çıkarları doğrultusunda biçimlendirmek isteyen AKP iktidarı, eğitim yöneticileri belirlenirken bilimsel, objektif kriterler ve liyakat ilkesi temel alınmalı, hiç kimse inancı, kimliği ya da sendikal aidiyeti üzerinden ayrımcı bir uygulamaya tabi tutulmamalıdır” diye konuştu.

Hoş görü, adalet ve verimlilik yok edildi
Eğitime dair sorunların birinci gündem olması gerekirken, ilimizde kimin hangi okul yönetimine kapak atacağının hesabı ve pazarlıkları yapıldığına dikkat çeken Ersönmez, “Yandaş sendika tarafından gizliden okul yöneticilikleri vaad edilirken, aslında okullarda, çalışma yaşamında iç barışın, güvenin, hoş görünün, adaletin, verimliliğin yok edilişinin gerçeğini bir kez daha izliyoruz. Gaziantep’teki eğitimin alt yapı yatırımlarının yetersizliği ile birlikte çalışma yaşamındaki kadrolaşma uğruna, Gaziantep’te eğitim yeniden linç ediliyor. Hepimiz eğitime dair kaygılıyız. Nitelikli, bilimsel, kamusal, eşitlikçi, teknolojik donanımlı eğitim yapısı Gaziantep’te yaşayanların büyük hayali olmuştur” vurgusu yaptı..

Ersönmez açıklamasında, “AKP hükümetinin, eğitim sistemini piyasacı projelerle yönetmesi, angarya çalışma uygulamaları ve eğitimde 4+4+4 dayatması sonrasında derinleşerek artan sorunlar, 2013-2014 eğitim-öğretim yılına damgasını vurmuştur. AKP hükümeti, Türkiye gibi farklı inanç gruplarının, dinlerin, mezheplerin olduğu çok dilli ve çok inançlı bir toplumda din eğitimini devlet tekeline alarak “tek din, tek mezhep” anlayışıyla tüm topluma dayatmayı sürdürmektedir. Zorunlu ve zorunlu seçmeli din derslerinin kaldırılması, farklı dil, kültür ve inançlara yaşam alanları yaratılması yönündeki talepler güncelliğini korumaktadır. Okullarda ve diğer eğitim kurumlarında yıllardır üvey evlat muamelesi gören ve iş tanımı hala yapılmayan yardımcı hizmetlilerin, kadro bekleyen 4-c’li çalışanlar ve taşeron işçilerin, memur ve teknik personelin sorunları, üniversitelerde yaşanan soruşturma ve görevden almalar, her geçen gün artan akademik, idari sorunlar eğitim sistemini büyük bir sorun yumağı haline gelmiştir” dedi.

En temel haklarımız baskı altına alınıyor
“En temel sendikal faaliyetlerin bile suç sayıldığı, örgütlenme ve ifade özgürlüğünü önemseyen, savaşlar karşısında barışı savunmanın, şiddete ve linç girişimlerine karşı çıkarak demokratik tepkilerini gösteren üye ve yöneticilerin son derece keyfi gerekçelerle baskı altına alınması, hangi “ileri demokrasi” anlayışına, hangi adalete, hangi hukuka sığıyor merak ediyoruz diyen Ersözmez şunları söyledi: “Bir taraftan eğitim sistemi siyasi iktidarın siyasal-ideolojik ihtiyaçları ve hedefleri doğrultusunda yeniden biçimlendirilirken, diğer taraftan kamusal, demokratik, laik, bilimsel ve anadilinde eğitimi savunanların soruşturulması, sürgün ve cezalarla sindirilmeye, baskılar karşısında boyun eğmeye zorlanması bize göre tesadüf değildir. 2013-2014 eğitim öğretim yılı sonunda eğitimin, eğitim ve bilim emekçilerin yaşadığı sorunları ve çözüm önerilerini tartışmak yerine, sendikamıza yönelik baskı, soruşturma ve sürgünlerin tartışılıyor olmasının tek sorumlusu eğitim sistemini sorunlarıyla baş başa bırakan Milli Eğitim Bakanlığı’dır. Üye ve yöneticilerimize yönelik olarak başlatılan “cadı avı”na son verilmeli, tüm soruşturma, sürgün ve cezalar iptal edilmelidir.
Yıllardır ülkenin dört bir yanında fedakârca çalışan eğitim emekçilerinin ekonomik sorunları ve çalışma koşulları düzeltilmelidir. Eğitimde her türden angaryaya, esnek ve performansa dayalı çalışma uygulamalarına son verilmesini, son olarak rehber öğretmenlik alanında olduğu gibi, yeni hak gaspları anlamına gelen bütün düzenlemelerin geri çekilmesini talep ediyoruz.”

İmam Hatip’e öğrenci
gönderilmesini teşvik ediliyor
Gaziantep Eğitim-İş Şube Başkanı Halil Bostancı ise, 4+4+4 Eğitim sisteminin çarpıklıklarının devam ettiğini, eğitimin kaos ortamına sürüklenmek istendiğini, bu sistemde amacın eğitim kalitesinin arttırılması olmadığını vurgularken, “Zaten kaosa sürüklenen eğitim sistemi yapılan yeni uygulamalarla daha çok içinden çıkılmaz hale getirildi. Birkaç ay önce öğrenci velilerine gönderilen anketle imam –hatip’e öğrenci gönderilmesini teşfik eden, göndermeyenleri fişleyen milli eğitim müdürlüğü, bugün okullara göndermiş olduğu, 2014-2015 eğitim öğretim yılında 5. Sınıflarda okutulacak seçmeli derslerin ilkokul müdürlerince seçilmesi talimatını verdi. Çocukların ilgi ve yetenekleri doğrultusunda seçilmesi gereken velilerin onayıyla yapılması gereken seçmeli ders seçimi, okul müdürlerinin insafına bırakılmıştır” dedi.

Müdürler fişlenecek
Burada yapılmak istenenin öğrencilerin okuyacağı dersi belirlemek değil, okul müdürlerinin eğilimini belirlemek olduğunu dile getiren Bostancı, “Çünkü bilindiği üzere 5 sınıflarda okutulacak seçmeli dersler pek çok kategoridedir. Sosyal, sayısal, bilimsel kategorilerin yanında dinsel içerikli derslerin de bulunması akıllara, okul yöneticilerinin gelecek kaygıları bulunduğu bu dönemde okul müdürlerinin de fişlenmesi durumunu getirmektedir. Bir ülkenin başarısının eğitimdeki başarısına bağlı olduğu unutulmamalıdır. Eğitim-İş olarak yapılan bu uygulamaların takipçisi olacağımızın, öğrencilerimizin kaderini bilinmezliğe ve siyasi kaygılara kurban etmeyeceğimizin bilinmesini isteriz” şeklinde konuştu.Cihan Ölmez


Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *