ANASAYFA arrow right Güncel

Geri silaha dönme fikrinin tamamen silinmesi lazım

Geri silaha dönme fikrinin tamamen silinmesi lazım
YAYINLAMA: 16 Nisan 2020 / 03.21
GÜNCELLEME: 16 Nisan 2020 / 03.21
Prof. Dr. Mithat Sancar, PKK’nın , siyaseti ciddiye alması halinde daha etkili olabileceğine vurgu yaptı, “21. Yüzyıl Kürtler’in yüzyılı olabilir” dedi

AKP’nin 2009 yılında Kürt açılımı diye süreci başlatmaya çalıştığında son derece toy ve acemi olduğunu, soruna “Ne yaparsak yapalım, önce PKK’yı nasıl tasfiye edeceğiz” şeklinde yaklaştığını, oysa bunu beceremediğini, Oslo süreci de dahil, her iki tarafın konuya tam olarak angaje olamadığı söyleyen Prof. Dr. Mithat Sancar, sürecin bugün geldiğimiz noktaya ulaşmasında Suriye ve bölgedeki dengelerin değişmesinin etkisinin bulunduğuna dikkat çekti.

Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi, Şahinbey Belediyesi Kültür Merkezi’nde, “Kürt sorunu, kentsel dönüşüm ve göç” sorununun ele alındığı bir konferans düzenlendi. ''Kürt Sorunu, Göç, Çarpık Kentleşme ve Kentsel Dönüşüm'' konferansına Prof. Mithat Sancar, Sosyolog Prof. Mesut Yeğen, Şehir Plancısı İkbal Polat konuşmacı olarak katıldı.

Irak Kürt yönetimi ve
Suriye’den gelen mesajlar
Sancar, “Aslında iki tarafta bu işe gönüllü başlamadı. Ancak fazla bekleyecek zamanları yok. PKK kurulduğundan beri, Irak Kürt yönetimi ilk kez PKK’yı çeşitli yönlerden zor durumda bırakabileceği mesajını verdi. Suriye de PYD üzerinden hesap yapmasının mümkün olamayacağını gösterdi. Barzani’nin Suriye’ye uyguladığı ambargo, ağır sonuçlar doğurdu. Şimdi, Kürt sorununun bölgeyi yeniden şekillendirebileceği konuma getirebilecek bir süreçteyiz. 21. Yüzyıl Kürtler’in yüzyılı olabilir” dedi.

Her iki kesimde de güven
ve endişe sorunu yaşanıyor
Kürt sorununun çözümü için yaşanan süreçte her iki kesimde de güvensizlik ve endişe yaşandığını, AKP içinde de güven duymayanlar olduğunu ifade eden Prof. Dr. Mithat Sancar, “Süreç olumlu ilerlerse, AKP kendi tabanını dönüştürebilir. Zira kendi tabanını yönlendirebilme ve yönetebilme becerisi en yüksek parti AKP” dedi. Sancar, Kürt kesiminin de 500 yıllık oyun ve dalavera geleneği bulunan, tuzaklar kuran ve bu yüzden ağır bedeller ödediği devlet otoritesine hiç de haksız olmayan bir güvensizlik yaşadığına vurgu yaptı. Uzlaşmanın, taleplerin bir kısmından vazgeçmeyi gerektirdiğini söyleyen Sancar, “Savaşı kazanamamışsanız tüm taleplerin kabul edilmesi beklenemez ” şeklinde açıklama yaptı.

PKK, geri silaha dönme
fikrini tamamen silmeli
Sancar, PKK’nın siyaset potansiyelinin yüksek olduğunu, uzlaşma sağlanması durumunda Kürt siyasi hareketinin kuzey-güney ve batıda en etkili güç olabileceğini dile getirirken, “PKK siyaseti ciddiye alır ve siyasete odaklanırsa, silahtan çok daha etkili yöntemlerle başarılı olur. Ancak, geri silaha dönme fikrinin tamamen silinmesi lazım. Silah bırakmanın ancak müzakere sonucunda yol alınırsa olabileceğini AKP de biliyor. Bu ateşkes; geri çekilme, silahlı mücadele terki ve silahların bırakılması olarak dört aşamada gerçekleşecek bir süreç. PKK silaha güvenmeye devam ederse, siyasette tökezlersem geri dağlara ve silahlara dönerim derse, kaybeder. Bilgi ve birikimine güvenerek, bu yöne de daha çok enerji harcamalı” şeklinde konuştu.

Sonsuza kadar silahlı
mücadele olamayacağı biliniyordu
Prof. Mithat Sancar, müzakere sürecinin aslında yeni başlamadığını, her iki tarafında ta başından beri sürecin bir gün müzakere noktasına geleceğini bildiğini söylerken, “Her iki tarafta yıllarca masaya en güçlü şekilde oturmanın hesabını yaptı. Devlet, 1990’lardan itibaren örgütü çökertebileceği kadar çökertti, Öcalan da sonsuza kadar silahlı mücadele şeklinde devam edemeyeceğini biliyordu. 1990’lar yok etme süreci olarak geçti. 1999, Öcalan’n PKK siyasetini yeniden kurduğu bir dönem. Bunun yanında AKP’nin tek başına iktidar olması, AB sürecinde yaşanan gelişmeler, masada çözüm ihtimalini zorladı” diye konuştu.

Türkiye’de zorunlu göçün
tarihi eskilere dayanıyor
Sosyolog Prof. Mesut Yeğen, devletin 1990’lı yıllarda Doğu ve Güneydoğu’daki halkı göçe zorladığını, bu süreçte 3 bine yakın yerleşim biriminde 1 milyon 200 bin civarında insanın evlerini, topraklarını bırakarak kenttere göç ettiğini söyledi. Anadolu toprakları üzerinde “zorunlu göç” olayının tarihinin çok eskilerine dayandığını vurgulayan Yeğen, “Osmanlı İmparatorluğu döneminden beri zorunlu göç bir devlet politikası olarak süregelmiştir. 1915 olayları, 1934’te olduğu gibi, Türkleştirme politikasının gereği zorunlu göçler yaşanmıştır” dedi. Yeğen, zorunlu göçe tabi tutulan kitlelerin sağlam bir yurttaşlık duygusu değil, kıyıda bir yurttaşlık duygusu yaşadığını ve yurttaş olarak vatandaşlık haklarından yararlanma hakkının kısıtlandığını dile getirdi.

Kentsel dönüşüm merkezi
idarenin kontrolünde
Şehir plancısı İkbal Polat da kentsel dönüşümün kentsel rantı doğurduğunu ifade ettiği konuşmasında, “Kentsel dönüşüm projeleri, AKP’nin inşaat sektörünü harekete geçirme eyleminin de bir sonucu olarak karşımıza çıkıyor. Ancak tüm projeler Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın yetki alanında bulunuyor. Yerel yönetimler zayıflatılıyor. Hak sahipleri karar sürecine katılmıyor. Oysa yerel yönetimlerin güçlendirilmesi, özerklik kazanması ve hak sahiplerinin karar sürecine katılması gerekir” şeklinde konuştu.


resim
Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi’nin düzenlediği ''Kürt Sorunu, Göç, Çarpık Kentleşme ve Kentsel Dönüşüm '' konferansının konuşmacıları konferansa Prof. Mithat Sancar, Sosyolog Prof. Mesut Yeğen, Şehir Plancısı İkbal Polat’tı. Moderatörlüğünü genel yayın yönetmenimiz Nurgün Balcıoğlu’nun yaptığı toplantıda, Prof. Mithat Sancar, Başbakan Erdoğan’ın kürt sorununu çözme konusunu, başkanlık sistemine zemin hazırlama olarak kullanıp, kullanmadığı sorusuna, “BDP, olayın bu noktaya getirilmesini kabul etmez” diye yanıtladı.
Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *