Son zamanlarda hayvanlara karşı işkence ve eziyet haberleri artarken, bu durum toplumu derinden yaralıyor. Haziran ayında Sakarya’da patileri kesilen yavru köpeğin ölümü ülke gündemine düşmüştü. Ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan konuya ilişkin açıklamada,“Hayvan haklarıyla ilgili yeni yaptırımları içeren hükümet tasarısını yeni dönemde öncelikli olarak yürürlüğe koyacağız” ifadesinde bulunmuştu. Dönemin Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ ise , hayvana işkence ve eziyet yapanlara hapis cezası getirileceğini söylemişti. Konuya ilişkin Canlar İçin Dernek yöneticisi Ayşenur Tankişi ile görüştük.
‘Hayvana karşı işlenen suça hapis cezası caydırıcı değil’
Gaziantep’te 2015 yılında kurulan ve bağışlarla ayakta duran Canlar İçin Dernek yöneticisi Ayşenur Tankişi, Dernekte yaralı hayvanları tedavi etmek ve sahiplendirmeye çalıştıklarını söyledi. Son zamanlarda Gaziantep ile ve ilçelerinde de hayvanlara yönelik işkence, eziyet ve genellikle araba kazası gibi vakalarında olduğunu belirten Tankişi, bütün bunları duyurulmasının nedeni de sosyal medyada hayvan severlerin artmasından kaynaklandığını söyledi. Hayvanlara karşı işlenen suçlarda , hayvanı bir mal olarak görüldüğünü söyleyen Tankişi, “ Bir kediye karşı işlenen suç bir eşya işlenen suç gibi yaptırımların çözüm olmadığı gibi hapis cezası da bir çözüm olmayacak. Çünkü hapis cezası alan bir bir ay sonra çıkacak ya da para cezasına dönüştürülecek. Bu cezalar caydırıcı olmadığını düşünüyorum” dedi.
‘ Cezai yaptırımdan bir
beklentim yok, eğitim verilmeli’
Hayvanlara karşı işkence ve eziyet yapanlara hapis cezası gibi yaptırımlar getirilmesine ilişkin bir beklentisinin olmadığını vurgulayan Tankişi, “ Cezai yaptırımlarından bir beklentim yok, böylesi bir sorunu hapis çözmeyeceğini düşünüyorum. Bu sorunu ceza ile değil, eğitimle çözüleceğini düşünüyorum. Biz dernek olarak mahalledeki çocukları derneği getirip, hayvanların sevilebileceğini, onun sana bir zararının olmayacağını anlatmaya ve göstermeye çalışıyoruz. Aynı şekilde okullarda öğretmenler çocukları hayvan barınaklarına götürülmeli” şeklinde ifade etti.
‘3 yıl hapis değil de 3 yıl mama
bağışında bulunma cezası verilmeli’
Sadece eğitim de değil, farklı yaptırımlar uygulanmalı. Mesela bir kişi hayvana işkence etti, bunun cezası 3 yıl hapis değil de 3 yıl mama bağışında bulunması gibi olabilir. Ya da 3 yıl bir hayvan barınağında çalışsın, hayvanlara , yaralı hayvanlara baksın şeklinde bir cezai yaptırım da uygulana bilinir” dedi.
‘Çıkarılacak olan yasada
bizim de bir sözümüz olmalı’
Hükümetin hayvan hakları için bir yasa çıkarılacak ise bunu öncelikle veteriner, derneklere ve barınakların da dahil olması gerektiğini altını çizen Ayşenur Tankişi, yapılacak olan yasada bizim de bir sözümüz olması gerektiğini ve hayvanlarla herhangi bir iletişimi olmayan birinin hayvan hakları için yasa çıkarmasının doğru olmadığını söyledi.
‘Derneklerin asıl işi
sorunlara çözüm üretmek’
Tankişi son olarak şunları söyledi: “ Derneklerin asıl işi kedi ve diğer hayvanların tedavi etmesi değil, hayvan hakları için mücadelede etme ve hayvanlara karşı işkence ve eziyet edilmesi ülkenin genelini kapsayan bir sorun ve biz derneklerin asıl işi de esasında bu sorunlara çözüm üretebilmektir.” Esra Aydın
‘Hayvana karşı işlenen suça hapis cezası caydırıcı değil’
Gaziantep’te 2015 yılında kurulan ve bağışlarla ayakta duran Canlar İçin Dernek yöneticisi Ayşenur Tankişi, Dernekte yaralı hayvanları tedavi etmek ve sahiplendirmeye çalıştıklarını söyledi. Son zamanlarda Gaziantep ile ve ilçelerinde de hayvanlara yönelik işkence, eziyet ve genellikle araba kazası gibi vakalarında olduğunu belirten Tankişi, bütün bunları duyurulmasının nedeni de sosyal medyada hayvan severlerin artmasından kaynaklandığını söyledi. Hayvanlara karşı işlenen suçlarda , hayvanı bir mal olarak görüldüğünü söyleyen Tankişi, “ Bir kediye karşı işlenen suç bir eşya işlenen suç gibi yaptırımların çözüm olmadığı gibi hapis cezası da bir çözüm olmayacak. Çünkü hapis cezası alan bir bir ay sonra çıkacak ya da para cezasına dönüştürülecek. Bu cezalar caydırıcı olmadığını düşünüyorum” dedi.
‘ Cezai yaptırımdan bir
beklentim yok, eğitim verilmeli’
Hayvanlara karşı işkence ve eziyet yapanlara hapis cezası gibi yaptırımlar getirilmesine ilişkin bir beklentisinin olmadığını vurgulayan Tankişi, “ Cezai yaptırımlarından bir beklentim yok, böylesi bir sorunu hapis çözmeyeceğini düşünüyorum. Bu sorunu ceza ile değil, eğitimle çözüleceğini düşünüyorum. Biz dernek olarak mahalledeki çocukları derneği getirip, hayvanların sevilebileceğini, onun sana bir zararının olmayacağını anlatmaya ve göstermeye çalışıyoruz. Aynı şekilde okullarda öğretmenler çocukları hayvan barınaklarına götürülmeli” şeklinde ifade etti.
‘3 yıl hapis değil de 3 yıl mama
bağışında bulunma cezası verilmeli’
Sadece eğitim de değil, farklı yaptırımlar uygulanmalı. Mesela bir kişi hayvana işkence etti, bunun cezası 3 yıl hapis değil de 3 yıl mama bağışında bulunması gibi olabilir. Ya da 3 yıl bir hayvan barınağında çalışsın, hayvanlara , yaralı hayvanlara baksın şeklinde bir cezai yaptırım da uygulana bilinir” dedi.
‘Çıkarılacak olan yasada
bizim de bir sözümüz olmalı’
Hükümetin hayvan hakları için bir yasa çıkarılacak ise bunu öncelikle veteriner, derneklere ve barınakların da dahil olması gerektiğini altını çizen Ayşenur Tankişi, yapılacak olan yasada bizim de bir sözümüz olması gerektiğini ve hayvanlarla herhangi bir iletişimi olmayan birinin hayvan hakları için yasa çıkarmasının doğru olmadığını söyledi.
‘Derneklerin asıl işi
sorunlara çözüm üretmek’
Tankişi son olarak şunları söyledi: “ Derneklerin asıl işi kedi ve diğer hayvanların tedavi etmesi değil, hayvan hakları için mücadelede etme ve hayvanlara karşı işkence ve eziyet edilmesi ülkenin genelini kapsayan bir sorun ve biz derneklerin asıl işi de esasında bu sorunlara çözüm üretebilmektir.” Esra Aydın