Gaziantep Baro Kadın Hakları Komisyonu 25 Kasım “Kadına yönelik şiddetin ortadan kaldırılması için uluslararası mücadele günü” dolayısıyla basın açıklaması düzenledi. Düzenlenen toplantı da her yıl artan oranda yüzlerce kadının öldürüldüğü vurgularken her üç kadından birisinin fiziksel, cinsel, psikolojik ve ekonomik şiddete maruz kaldığına dikkat çekildi.
Basın açıklamasını yapan Gaziantep Baro Kadın Hakları Komisyonu Üyesi Av. Sidal Öztürkmen, kadına yönelik şiddetin bir insan hakkı ihlali olduğunu vurgularken, “Ülkemizde her üç kadından birisi fiziksel, cinsel, psikolojik, ekonomik şiddete maruz kalmakta, her yıl artan oranda yüzlerce kadın öldürülmektedir. Dünya Ekonomik Formu’nun 2017 yılı Küresel Cinsiyet Uçurumu raporuna göre ülkemiz cinsiyet eşitliği sıralamasında 144 ülke arasında 130’uncu sırada yer almaktadır. Kadınlarımız istihdam alanlarından çekilmekte; sosyal güvenceden yoksun bir şekilde zor çalışma koşullarında çalışmaya zorlanmaktadır. Kadınların siyasete katılma, karar mekanizmalarında yer alma oranları olması gereken düzeyde değildir” şeklinde konuştu.
Zihniyet dönüşümü yaratacak
politikalar ortaya konulmalı
Yasalar yönünden güçlü bir mücadele zemini olmasına rağmen kadının insan hakları ihlalinin artmasının nedeninin mücadelenin samimi bir şekilde yapılmaması ve toplumsal zihniyet dönüşümünün sağlanmamış olması olduğunu belirten Öztürkmen, “Bir yandan yasaları çözüme odaklı değiştirirken, diğer yandan kadınlara karşı kullanılan dilin siyasi amaçlı olarak kadın haklarına aykırı olması toplumsal zihniyet değişikliğini engellemektedir. Kadına yönelik şiddetin önlenmesi için devletin çok yönlü, bütüncül politikalar üretmesi yanında bu mücadelenin toplumsal düzeyde ortak, etkin ve kararlı bir şekilde yürütülmesi gerekmektedir. Kadınlara yönelik şiddeti doğuran ve bunu sistematik hale getiren tutum ve davranışları ortadan kaldırmak için bireylerin ve toplumun kadına bakış açısını değiştirecek zihniyet dönüşümü yaratacak politikaların ortaya koyulması ve samimi bir şekilde ısrarla uygulanması zorunludur” ifadelerini kullandı.
Kadına yönelik şiddetle
mücadele etkinliği azalıyor
Gaziantep Baro Kadın Hakları Komisyonu Üyesi Av. Sidal Öztürkmen, konuşmasına şöyle devam etti: “Kadın kazanımlarını hukuken ortadan kaldıracak yasal düzenlemelerin yapılmaya çalışılması, laik ve bilimsel eğitimden uzaklaşılması, Diyanet İşleri Başkanlığı’na bağlı kurumlarda üniversitelerde ve kamu-kurum ve kuruluşlarında kullanılan dil ve açıklamalar kadın mücadelesini olumsuz etkilemekte, kadının insan haklarının ihlalinin artmasına yol açmaktadır. İstanbul Sözleşmesi’ni imzalayan bir ülke olmamıza rağmen, aile hukuku ve kadına karşı şiddet alanında uzlaşma ve arabuluculuk uygulamasının düşünülmesi, nafaka konusunda yapılmak istenilen değişiklik sözleşme hükümlerinin ihlali olacağı için kabul edilemez. Eğitim müfredatına toplumsal cinsiyet dersinin eklenmemesi, kadına ve çocuğa yönelik davalarda Barolarımızın katılma taleplerinin kabul edilmemesi, yargılamalar sırasında kadınların ikincil mağduriyetlerine yol açılması gibi bir dizi sorun kadına yönelik şiddetle mücadele etkinliğini azaltmaktadır.” Hüseyin Karataş
Basın açıklamasını yapan Gaziantep Baro Kadın Hakları Komisyonu Üyesi Av. Sidal Öztürkmen, kadına yönelik şiddetin bir insan hakkı ihlali olduğunu vurgularken, “Ülkemizde her üç kadından birisi fiziksel, cinsel, psikolojik, ekonomik şiddete maruz kalmakta, her yıl artan oranda yüzlerce kadın öldürülmektedir. Dünya Ekonomik Formu’nun 2017 yılı Küresel Cinsiyet Uçurumu raporuna göre ülkemiz cinsiyet eşitliği sıralamasında 144 ülke arasında 130’uncu sırada yer almaktadır. Kadınlarımız istihdam alanlarından çekilmekte; sosyal güvenceden yoksun bir şekilde zor çalışma koşullarında çalışmaya zorlanmaktadır. Kadınların siyasete katılma, karar mekanizmalarında yer alma oranları olması gereken düzeyde değildir” şeklinde konuştu.
Zihniyet dönüşümü yaratacak
politikalar ortaya konulmalı
Yasalar yönünden güçlü bir mücadele zemini olmasına rağmen kadının insan hakları ihlalinin artmasının nedeninin mücadelenin samimi bir şekilde yapılmaması ve toplumsal zihniyet dönüşümünün sağlanmamış olması olduğunu belirten Öztürkmen, “Bir yandan yasaları çözüme odaklı değiştirirken, diğer yandan kadınlara karşı kullanılan dilin siyasi amaçlı olarak kadın haklarına aykırı olması toplumsal zihniyet değişikliğini engellemektedir. Kadına yönelik şiddetin önlenmesi için devletin çok yönlü, bütüncül politikalar üretmesi yanında bu mücadelenin toplumsal düzeyde ortak, etkin ve kararlı bir şekilde yürütülmesi gerekmektedir. Kadınlara yönelik şiddeti doğuran ve bunu sistematik hale getiren tutum ve davranışları ortadan kaldırmak için bireylerin ve toplumun kadına bakış açısını değiştirecek zihniyet dönüşümü yaratacak politikaların ortaya koyulması ve samimi bir şekilde ısrarla uygulanması zorunludur” ifadelerini kullandı.
Kadına yönelik şiddetle
mücadele etkinliği azalıyor
Gaziantep Baro Kadın Hakları Komisyonu Üyesi Av. Sidal Öztürkmen, konuşmasına şöyle devam etti: “Kadın kazanımlarını hukuken ortadan kaldıracak yasal düzenlemelerin yapılmaya çalışılması, laik ve bilimsel eğitimden uzaklaşılması, Diyanet İşleri Başkanlığı’na bağlı kurumlarda üniversitelerde ve kamu-kurum ve kuruluşlarında kullanılan dil ve açıklamalar kadın mücadelesini olumsuz etkilemekte, kadının insan haklarının ihlalinin artmasına yol açmaktadır. İstanbul Sözleşmesi’ni imzalayan bir ülke olmamıza rağmen, aile hukuku ve kadına karşı şiddet alanında uzlaşma ve arabuluculuk uygulamasının düşünülmesi, nafaka konusunda yapılmak istenilen değişiklik sözleşme hükümlerinin ihlali olacağı için kabul edilemez. Eğitim müfredatına toplumsal cinsiyet dersinin eklenmemesi, kadına ve çocuğa yönelik davalarda Barolarımızın katılma taleplerinin kabul edilmemesi, yargılamalar sırasında kadınların ikincil mağduriyetlerine yol açılması gibi bir dizi sorun kadına yönelik şiddetle mücadele etkinliğini azaltmaktadır.” Hüseyin Karataş