ANASAYFA arrow right Güncel

‘’İçeride savaş, dışarıda savaş’’ politikasının bedeli ağır oluyor

‘’İçeride savaş, dışarıda savaş’’ politikasının bedeli ağır oluyor
YAYINLAMA: 16 Nisan 2020 / 04.43
GÜNCELLEME: 16 Nisan 2020 / 04.43
1 Eylül Dünya Barış Günü nedeniyle, Gaziantep İnşaat Mühendisleri Odası’nda bir toplantı düzenlendi. Toplantıya Gaziantep Kilis Tabipler Odası Başkanı, Gaziantep İl Koordinasyon Kurulu, KESK, DİSK, Türk-İş ve Belediye İş temsilcileri katıldı
1 Eylül Dünya Barış Günü nedeniyle, Gaziantep İnşaat Mühendisleri Odası’nda bir toplantı düzenlendi. Toplantıya Gaziantep Kilis Tabipler Odası Başkanı, Gaziantep İl Koordinasyon Kurulu, KESK, DİSK, Türk-İş ve Belediye İş temsilcileri katıldı
1 Eylül Dünya Barış Günü nedeniyle sivil toplum kuruluşları ve meslek odası temsilcilerinin yaptığı ortak açıklamada, barışın önemine dikkat çekildi. ‘’Yurtta sulh, cihanda sulh’’ için mücadele etmek yerine, ‘’İçeride savaş, dışarıda savaş’’ politikasının benimsenmesinin bedelini, dünyada, Ortadoğu’da ve ülkemizde çocuklar, gençler, kadınlar yaşamlarının baharında ölümle kucaklaşıyor” denildi.
Her nefeste barış solumak istiyoruz
Ortak açıklamayı, Gaziantep Kilis Tabipler Odası Başkanı Hamza Ağca yaptı. Ağca, “Her nefeste barış solumak istiyoruz” sloganıyla başladığı konuşmasına, “Barış hakkı, İnsan Hakları Evrensel Bildirisi ve diğer insan hakları belgeleri esas alındığında, yaşam hakkının, işkence yasağının gözaltında kaybetmelerin, yargısız infazların, faili meçhullerin, soykırımların olmaması; hukukun üstünlüğü ilkesinin herkes için güvence oluşturması, her türlü ayrımcılığın ortadan kaldırılması, sosyal ve ekonomik hakların tümünün tüm bireyler ve haklara sahip olması, tüm çocukların insan haklarına sahip olması ve bunların yaşama geçmesi, herkesin içinde yaşadığı toplumda kendisi, toplumu ve ülkesinin yönetimi konusunda iradesinin özgürce ortaya koyması ve yaşamının tüm yönlerine tam katılmasının olanaklı olmasıdır’’ diye sürdürdü.

Çoğulcu demokrasi barış için şarttır
“Barış Hakkı, Birleşmiş Milletler tarafından ‘’kutsal barış hakkı’’ olarak nitelenmektedir. Çünkü barış hakkı bir dayanışma hakkıdır. Çünkü barış hakkı, diğer bütün insan haklarının birbiriyle irtibatlı oluşu gibi diğer haklarla irtibatıdır. Barış hakkı silahsızlanmayla da yoksullukla mücadele ile de birlikte düşünülmesi gereken bir haktır. Aynı zamanda insani değerlere saygı temelli olarak kavranmalıdır” diyen Ağca, “Barış içinde bir Türkiye, insan hakları ve özgürlüklerine dayanan bir anayasal ve yasal sisteme sahip olmaktan ve bu sistemi çalıştırmaktan geçmektedir. Türkiye’nin çatışma üreten anti demokratik, otoriter, yer yer totaliter özellikler taşıyan anayasal ve yasal sisteminden çıkması ve demokrasiye yönelmesi gerekmektedir. Çoğulcu demokrasi barış için şarttır. Yurttaşların tümünün haklara, özgürlüklere ve onura sahip olmak bakımından eşitliği temeldir. Ülkemizde etnisite ve mezhep ayrılığı nedeniyle yaşanmış olan on binlerce kişinin yaşamını yitirmesiyle sonuçlanan çatışmalar ülkemizde toplumsal barışa gölge düşürmektedir. Tüm bunların yanında son zamanlarda tırmanışa geçen toplumsal, siyasal etnik kutuplaşmanın boyutları endişe vericidir” diye konuştu.

Çocuklar, gençler, kadınlar yaşamlarının baharında ölüyor
Mezhep ve etnisite kaynaklı çatışmaların, linç girişimlerinin toplumsal barışı bozacağı ve yeni acıların yaşanabileceği endişesi yaratacağını belirten Hamza Ağca, “OHAL uygulamasının yaşandığı bir dönemde yaşıyoruz’ dedi. Dünya’da Ortadoğu’da ve Türkiye’de çatışmalar, bombalamalar, savaştan silahlanmadan rant uman kesimler, barışı savunmak yerine sürekli çatışma ve savaş çığırtkanlığı yapıyor. Yıllardır
‘’Yurtta sulh, cihanda sulh’’ için mücadele etmek yerine, ‘’İçeride savaş, dışarıda savaş’’ politikasının benimsenmesinin bedelini, dünyada, Ortadoğu’da ve ülkemizde çocuklar, gençler, kadınlar yaşamlarının baharında ölümle kucaklaşıyor. Suriye’de Irak’ta Ortadoğu’da halklar yurdunu, kentini köyünü, tarlasını, işini ve canlarını bırakmak zorunda kalıyor. Silahların ve savaşın konuştuğu yerde ne barış, ne demokrasi, ne ekmek ne de özgürlükten söz edilebilir. Bu nedenle emek ve demokrasi güçleri olarak, herkesi savaşa ve ölümlere karşı sesimizi yükseltmeye, demokrasi ve barış için birleşmeye ve birlikte mücadele etmeye çağırıyoruz” şeklinde konuştu.

Barışa en çok İhtiyacımızın olduğu bir dönemde 1 Eylül Dünya Barış Günü’nü kutluyoruz
Ortak açıklamada ayrıca, Savaşın ve toplumsal çatışmanın kendisini dayattığı bu dönemde barışa daha fazla ihtiyacımız var. Barışın dışında kalan her seçenek kan ve gözyaşı demektir. Bir tek insanımızın bile yaşamını kaybetmesini istemiyoruz.
Patlatılan her bomba ve ölümler demokratik seçenekleri ortadan kaldırıyor, daha otoriter ve baskıcı bir rejime doğru kaymanın bir aracı haline geliyor. İşçi ve emekçilerle birlikte hak talebinde bulunan diğer toplumsal kesimlerin sesleri bu karışıklıkta ne yazık ki kaybolup gidiyor. 1 Eylül Dünya Barış Günü`nü bile barışa ulaşma umuduyla kutlayamıyoruz. Oysa barış bütün toplum kesimlerini ortaklaştıran bir değer olarak bütün dünyada kutlanmaktadır” denildi. HABER :Gözde Göksel




Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *