Gaziantep Mimarlar Odası Başkanı Hasan Özgür Girişken, Dünya Mimarlar Günü dolayısıyla basın toplantısı düzenledi, Girişken, “Çevresel değerleri hiçe sayan ve son yıllarda patlama yaparak kontrolsüz bir hal alan imar ve inşaat faaliyetleri yalnızca emlak spekülatörleri ve rant odaklarına fayda sağlamış, bu süreçten mimarlar da büyük zarar görmüştür. Meslektaşlarımızın özlük hakları, üretim potansiyelleri, istihdam imkânları adım adım gerilemiş; mimarlar, mühendisler ve teknik işgücü inşaat sürecinde figüran haline getirilmiştir” dedi.
Ülkeler yükümlülüklerini
yerine getirmemektedirler
Girişken, “Her yıl Ekim ayının ilk Pazartesi günü kutlanan Dünya Mimarlık Günü, bu yıl “İklim Değişikliği için Harekete Geç” teması ile Uluslararası Mimarlar Birliği (UIA) üyesi yüzden fazla ülkede bir milyondan fazla mimar tarafından kutlanacak. Tüm dünyada insan uygarlığının geleceği; iklim değişikliği, çevre sorunları, savaş ve çatışma, sömürü, açlık, yoksulluk, eşitsizlik ve ayrımcılık gibi nedenlerle tehdit altındadır. İklim değişikliği gibi büyük afetlerin ancak tüm ulusların işbirliğiyle engellenebileceği açık olmasına rağmen, ülkeler gerekli tedbirleri almamakta, yükümlülüklerini yerine getirmemektedirler” şeklinde konuştu.
İlk kez nüfusun çoğunluğu kırsal
alanlar yerine kentlerde yaşıyor
Girişken, “Ülkemizde devletin anayasal görevleri arasında “Sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkını korumak, çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevrenin kirlenmesini önlemek” sayılmış ve Türkiye son olarak 22 Nisan 2016 tarihinde Paris Anlaşması’nı imzalamıştır. Ancak ne yazık ki bu ilkelerin gereği yerine getirilmemektedir. Cumhuriyet tarihinde ilk kez nüfusun çoğunluğunun kırsal alanlar yerine kentlerde yaşadığı bu dönemde doğal kaynaklarını kaybeden şehirlerimiz hatalı kentleşme politikalarının bir sonucu olarak doğal dengenin bozulma sürecini hızlandırmaktadır. Küresel iklim değişikliği beklenmedik ve daha şiddetli fırtına ve sellere, orman kaybına uğrayan alanlarda daha sert geçen mevsimlere ve kuraklığa sebep olmaktadır. Giderek büyüyen ve kontrol edilmesi her geçen gün daha da zorlaşan kentlerimizin en az miktarda kirlilik üreten, yenilenebilir enerji kaynaklarıyla enerji gereksinimini karşılayan, doğal kaynaklara zarar vermeyen bir yapıya büründürülmesi en başta gelen hedeflerimiz arasında olmalıdır” ifadesini kullandı.
Genç meslektaşlarımız arzuladıkları
nitelikte eğitimi alamıyor
Her şehirde en az bir üniversite sloganıyla birbiri ardına kurulan ve birçoğu ne yazık ki “Tabela üniversitesi” durumunda bulunan üniversitelerde asgari standartların altındaki koşullarda eğitim verildiğinin altını çizen Girişken, “Genç meslektaşlarımız arzuladıkları nitelikte eğitimi alamadan rant odaklı inşaat sektörünün ucuz işgücü talebini karşılamak üzere mezun edilmekte, işsizlik sarmalına girmektedir. Mimarların, meslek örgütlerinin, bilim insanların karşı çıkmasına rağmen bu yanlışlık devam ettirilmekte; her yıl birkaç yeni mimarlık bölümü yeterliliğe sahip olmamasına rağmen öğrenci kabul etmeye başlamaktadır” diye konuştu.
Yoksulluk ve gelir dağılımı adaletsizliği
toplumun tümünün sorunudur
Türkiye’nin yüksek öğretim alanındaki politikaların üniversite mezunları arasındaki işsizliği arttırdığına dikkat çeken Girişken, “Tüm meslek gruplarında niteliği ve özlük haklarını geriletmektedir. Geçtiğimiz günlerde TÜİK tarafından yayımlanan Gelir ve Yaşam Koşulları İstatistiklerine göre son on yılda üniversite mezunu yoksul sayısının 6 kat artarak 150 bine ulaşması, yalnızca mimarların değil ülkenin eğitimli nüfusunun tamamının yaşam koşullarının geriye gittiğini göstermektedir. Bu tablo yalnızca mimarların veya yüksek öğrenim görmüş yurttaşların sorunu değildir. Yoksulluk ve gelir dağılımı adaletsizliği toplumun tümünün sorunudur” ifadesini kullandı.
Kentimizi yeniçağa taşıyabilecek
politikaların üretilmesi gerekmektedir
“Yaşanan olumsuzluklara ve meslek alanlarında maruz kalınan baskılara rağmen bu toplumun parçası olan mimarlar ve Mimarlar Odası toplumsal sorumluluklarını asla geri plana atmamıştır” diyen Gaziantep Mimarlar Odası Başkanı Hasan Özgür Girişken, konuşmasına şöyle devam etti: “ Mimarlar Odası Gaziantep Şubesi geçmişten bu yana şehrimizin ve bölgenin çevresel değerlerinin korunması için tüm olanaklarını kullanmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü (WHO)’nün güncel verilerine göre Gaziantep’in hava kirliliği istatistiklerinde Avrupa’da üst sıralarda yer alması, Gaziantep için eyleme geçmenin aciliyetini bir kez daha ortaya koymuştur. Nüfusu bu denli hızlı artan bir kentte kısa vadeli, günü kurtarmaya yarayacak, uzun vadeli sonuçları değerlendirilmemiş politikaların acilen terk edilmesi; kültürel ve çevresel değerleri korumayı amaçlayan, gerçekçi, kentimizi yeniçağa taşıyabilecek politikaların üretilmesi gerekmektedir.”
Gaziantep’teki imar ve kentleşme
politikalarını sürekli takip ediyoruz
Mimarlar Odası’nın Gaziantep’teki imar ve kentleşme politikalarını sürekli takip ettiğini ve görüşlerini sorumlu idarelere ve kamuoyuna aktardığna dikkat çeken Girişken, “Bilindiği üzere kimi işlemlerde yerel idarelerle uzlaşı sağlanamamakta ve Mimarlar Odası toplum adına bu işlemleri yargıya taşımaktadır. Çoğu durumda yargının endişeleri haklı görerek işlemin iptali yönünde karar verdiği bu davalardan yakın dönemde önemli sonuçlar elde edilmiştir” diye açıklamalarda bulundu.
Metro AVM çevresinde yürütmeyi
durdurma kararı bulunmaktadır
Mimarlar Odası’nın açtığı davalara ve sonuçlarına da değinen Girişken, “Metro Hipermarket Çevresi’nde yüksek yoğunluklu yapılaşma öngören imar planı revizyonu bilindiği üzere Kadıdeğirmeni 1. ve 2. Etap Kentsel Dönüşüm Alanı olarak iki etapta yapılaşmaya açılmıştı. 1. Etapta yapılan uygulamaya geçtiğimiz aylarda yürütmeyi durdurma kararı çıkarken; Gaziantep 1. İdare Mahkemesi’nin geçen hafta tebliğ edilen kararıyla 2. Etap’ta da yürütmeyi durdurma kararı verilmiştir. Buna göre şu anda Metro AVM çevresinde yapılan imar planının tamamında yürütmeyi durdurma kararı bulunmaktadır” ifadelerini kullandı.
Mimarlar Odası bu revizyona
itirazını sunacaktır
Beylerbeyi’nde meydanın ticaret alanına dönüştürülmesini öngören imar plan revizyonunun da iptal edildiğini sözlerine ekleyen Girişken, “Ancak idare aynı alanda benzer revizyonu bir kez daha yaparak mecliste onaylatmıştır. Mimarlar Odası bu revizyona da itirazını sunacaktır. Barak Mahallesi’nde havaalanı yolu üzerinde parsel bazlı uygulamayla konut+ticaret fonksiyonu getiren imar plan revizyonu iptal edilmiştir. Ancak bu alanda da idare aynı alanda benzer bir revizyonu bir kez daha yaparak mecliste onaylatmıştır. Hasan Kalyoncu Üniversitesi kampusu içerisinde bir bölgede yoğunluğun 1,5 kat arttırıldığı, yapılaşma yüksekliğinin on kata çıkarıldığı imar plan revizyonunda mahkeme bu değişiklik için bir sebep bulunmadığı, siluetin ve bütünlüğün bozulacağı gerekçesiyle iptal kararı vermiştir” şeklinde açıklamalarda bulundu.
Gaziantep Mimarlar Odası Başkanı Hasan Özgür Girişken, konuşmasını şöyle sürdürdü. “Kilis Yolu Ekolojik Tabanlı Kent Planı’nda yapı yoğunluklarını ve yüksekliklerini arttıran düzenlemeye açılan davada bilirkişi heyeti yapılan işlemin mevzuata, şehircilik ve planlama ilkelerine aykırı olduğu; kamu faydası taşımadığı görüşüne yer vermiştir. Burak Mahallesi’nde tekstil fabrikasının bulunduğu alana yüksek yoğunluklu konut ve ticaret yapılaşması getiren imar planı revizyonunda bilirkişi heyeti yine yapılan işlemin mevzuata, şehircilik ve planlama ilkelerine aykırı olduğu; kamu faydası taşımadığı görüşüne yer vermiştir. Hüseyin Karataş ”
Ülkeler yükümlülüklerini
yerine getirmemektedirler
Girişken, “Her yıl Ekim ayının ilk Pazartesi günü kutlanan Dünya Mimarlık Günü, bu yıl “İklim Değişikliği için Harekete Geç” teması ile Uluslararası Mimarlar Birliği (UIA) üyesi yüzden fazla ülkede bir milyondan fazla mimar tarafından kutlanacak. Tüm dünyada insan uygarlığının geleceği; iklim değişikliği, çevre sorunları, savaş ve çatışma, sömürü, açlık, yoksulluk, eşitsizlik ve ayrımcılık gibi nedenlerle tehdit altındadır. İklim değişikliği gibi büyük afetlerin ancak tüm ulusların işbirliğiyle engellenebileceği açık olmasına rağmen, ülkeler gerekli tedbirleri almamakta, yükümlülüklerini yerine getirmemektedirler” şeklinde konuştu.
İlk kez nüfusun çoğunluğu kırsal
alanlar yerine kentlerde yaşıyor
Girişken, “Ülkemizde devletin anayasal görevleri arasında “Sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkını korumak, çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevrenin kirlenmesini önlemek” sayılmış ve Türkiye son olarak 22 Nisan 2016 tarihinde Paris Anlaşması’nı imzalamıştır. Ancak ne yazık ki bu ilkelerin gereği yerine getirilmemektedir. Cumhuriyet tarihinde ilk kez nüfusun çoğunluğunun kırsal alanlar yerine kentlerde yaşadığı bu dönemde doğal kaynaklarını kaybeden şehirlerimiz hatalı kentleşme politikalarının bir sonucu olarak doğal dengenin bozulma sürecini hızlandırmaktadır. Küresel iklim değişikliği beklenmedik ve daha şiddetli fırtına ve sellere, orman kaybına uğrayan alanlarda daha sert geçen mevsimlere ve kuraklığa sebep olmaktadır. Giderek büyüyen ve kontrol edilmesi her geçen gün daha da zorlaşan kentlerimizin en az miktarda kirlilik üreten, yenilenebilir enerji kaynaklarıyla enerji gereksinimini karşılayan, doğal kaynaklara zarar vermeyen bir yapıya büründürülmesi en başta gelen hedeflerimiz arasında olmalıdır” ifadesini kullandı.
Genç meslektaşlarımız arzuladıkları
nitelikte eğitimi alamıyor
Her şehirde en az bir üniversite sloganıyla birbiri ardına kurulan ve birçoğu ne yazık ki “Tabela üniversitesi” durumunda bulunan üniversitelerde asgari standartların altındaki koşullarda eğitim verildiğinin altını çizen Girişken, “Genç meslektaşlarımız arzuladıkları nitelikte eğitimi alamadan rant odaklı inşaat sektörünün ucuz işgücü talebini karşılamak üzere mezun edilmekte, işsizlik sarmalına girmektedir. Mimarların, meslek örgütlerinin, bilim insanların karşı çıkmasına rağmen bu yanlışlık devam ettirilmekte; her yıl birkaç yeni mimarlık bölümü yeterliliğe sahip olmamasına rağmen öğrenci kabul etmeye başlamaktadır” diye konuştu.
Yoksulluk ve gelir dağılımı adaletsizliği
toplumun tümünün sorunudur
Türkiye’nin yüksek öğretim alanındaki politikaların üniversite mezunları arasındaki işsizliği arttırdığına dikkat çeken Girişken, “Tüm meslek gruplarında niteliği ve özlük haklarını geriletmektedir. Geçtiğimiz günlerde TÜİK tarafından yayımlanan Gelir ve Yaşam Koşulları İstatistiklerine göre son on yılda üniversite mezunu yoksul sayısının 6 kat artarak 150 bine ulaşması, yalnızca mimarların değil ülkenin eğitimli nüfusunun tamamının yaşam koşullarının geriye gittiğini göstermektedir. Bu tablo yalnızca mimarların veya yüksek öğrenim görmüş yurttaşların sorunu değildir. Yoksulluk ve gelir dağılımı adaletsizliği toplumun tümünün sorunudur” ifadesini kullandı.
Kentimizi yeniçağa taşıyabilecek
politikaların üretilmesi gerekmektedir
“Yaşanan olumsuzluklara ve meslek alanlarında maruz kalınan baskılara rağmen bu toplumun parçası olan mimarlar ve Mimarlar Odası toplumsal sorumluluklarını asla geri plana atmamıştır” diyen Gaziantep Mimarlar Odası Başkanı Hasan Özgür Girişken, konuşmasına şöyle devam etti: “ Mimarlar Odası Gaziantep Şubesi geçmişten bu yana şehrimizin ve bölgenin çevresel değerlerinin korunması için tüm olanaklarını kullanmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü (WHO)’nün güncel verilerine göre Gaziantep’in hava kirliliği istatistiklerinde Avrupa’da üst sıralarda yer alması, Gaziantep için eyleme geçmenin aciliyetini bir kez daha ortaya koymuştur. Nüfusu bu denli hızlı artan bir kentte kısa vadeli, günü kurtarmaya yarayacak, uzun vadeli sonuçları değerlendirilmemiş politikaların acilen terk edilmesi; kültürel ve çevresel değerleri korumayı amaçlayan, gerçekçi, kentimizi yeniçağa taşıyabilecek politikaların üretilmesi gerekmektedir.”
Gaziantep’teki imar ve kentleşme
politikalarını sürekli takip ediyoruz
Mimarlar Odası’nın Gaziantep’teki imar ve kentleşme politikalarını sürekli takip ettiğini ve görüşlerini sorumlu idarelere ve kamuoyuna aktardığna dikkat çeken Girişken, “Bilindiği üzere kimi işlemlerde yerel idarelerle uzlaşı sağlanamamakta ve Mimarlar Odası toplum adına bu işlemleri yargıya taşımaktadır. Çoğu durumda yargının endişeleri haklı görerek işlemin iptali yönünde karar verdiği bu davalardan yakın dönemde önemli sonuçlar elde edilmiştir” diye açıklamalarda bulundu.
Metro AVM çevresinde yürütmeyi
durdurma kararı bulunmaktadır
Mimarlar Odası’nın açtığı davalara ve sonuçlarına da değinen Girişken, “Metro Hipermarket Çevresi’nde yüksek yoğunluklu yapılaşma öngören imar planı revizyonu bilindiği üzere Kadıdeğirmeni 1. ve 2. Etap Kentsel Dönüşüm Alanı olarak iki etapta yapılaşmaya açılmıştı. 1. Etapta yapılan uygulamaya geçtiğimiz aylarda yürütmeyi durdurma kararı çıkarken; Gaziantep 1. İdare Mahkemesi’nin geçen hafta tebliğ edilen kararıyla 2. Etap’ta da yürütmeyi durdurma kararı verilmiştir. Buna göre şu anda Metro AVM çevresinde yapılan imar planının tamamında yürütmeyi durdurma kararı bulunmaktadır” ifadelerini kullandı.
Mimarlar Odası bu revizyona
itirazını sunacaktır
Beylerbeyi’nde meydanın ticaret alanına dönüştürülmesini öngören imar plan revizyonunun da iptal edildiğini sözlerine ekleyen Girişken, “Ancak idare aynı alanda benzer revizyonu bir kez daha yaparak mecliste onaylatmıştır. Mimarlar Odası bu revizyona da itirazını sunacaktır. Barak Mahallesi’nde havaalanı yolu üzerinde parsel bazlı uygulamayla konut+ticaret fonksiyonu getiren imar plan revizyonu iptal edilmiştir. Ancak bu alanda da idare aynı alanda benzer bir revizyonu bir kez daha yaparak mecliste onaylatmıştır. Hasan Kalyoncu Üniversitesi kampusu içerisinde bir bölgede yoğunluğun 1,5 kat arttırıldığı, yapılaşma yüksekliğinin on kata çıkarıldığı imar plan revizyonunda mahkeme bu değişiklik için bir sebep bulunmadığı, siluetin ve bütünlüğün bozulacağı gerekçesiyle iptal kararı vermiştir” şeklinde açıklamalarda bulundu.
Gaziantep Mimarlar Odası Başkanı Hasan Özgür Girişken, konuşmasını şöyle sürdürdü. “Kilis Yolu Ekolojik Tabanlı Kent Planı’nda yapı yoğunluklarını ve yüksekliklerini arttıran düzenlemeye açılan davada bilirkişi heyeti yapılan işlemin mevzuata, şehircilik ve planlama ilkelerine aykırı olduğu; kamu faydası taşımadığı görüşüne yer vermiştir. Burak Mahallesi’nde tekstil fabrikasının bulunduğu alana yüksek yoğunluklu konut ve ticaret yapılaşması getiren imar planı revizyonunda bilirkişi heyeti yine yapılan işlemin mevzuata, şehircilik ve planlama ilkelerine aykırı olduğu; kamu faydası taşımadığı görüşüne yer vermiştir. Hüseyin Karataş ”