KESK Gaziantep Şubeler Platformu, Yeşilsuda düzenlediği basın açıklamasında vatandaşları 15 Aralık ‘ta Adana’da yapılacak bölge mitingine davet ederken, gündeme dair de önemli açıklamalar yaptı
Basın açıklamasında konuşan KESK MYK Üyesi Elif Çuhadar, işçilerin ve emekçilerin bu krizi yaratanlara bir borcu olmadığını tam tersi yaşadığı kayıplardan dolayı alacaklı olduğunu ifade ederken,“Elektrik, doğalgaz, su, akaryakıt, ekmek, toplu taşıma gibi temel ihtiyaçlara yapılan zamların geri alınmasını, zam yapılmamasını, emeğin haklarını yok eden tüm kamu emekçilerinin işine iade edilmesini, işten el çektirildikleri süre içindeki maddi ve manevi tüm kayıplarının telafi edilmesini, kriz gerekçesi ile işten çıkarmalara son verilmesini, tüm yükü emekçilerin sırtına yıkan vergi adaletsizliğine son erilmesini, kamu emekçilerinin iş güvencesini ortadan kaldırmayı hedefleyen her türlü güvencesiz istihdam uygulamasına son verilmesini istiyoruz” şeklinde konuştu.
Emekçiler olarak krizin faturasını ödemeyi ret ediyoruz
“Ekonomik krize karşı bütün emekçilerin ortak mücadelesini büyütmeye kararlıyız” diyen Çuhadar, Türkiye’nin 460 milyar dolar dış borcu bulunduğunu ve bu borcun üçte ikisinin özel sermayenin olduğunu kaydetti. Çuhadar, “Emekçiler olarak bu borcu ödemeyi ret ediyoruz. Emekçiler olarak mücadelemizle bu krizin faturasını ödemeyeceğiz. Bütün sermaye grupları duysun. Çünkü Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı ‘bu borç 81 milyonun borcudur’ dedi. Kusura bakmayan bu borç sizin borcunuz. Bizler bu borcu ödemeyeceğiz ve krizin faturasını ödemeye niyetimiz yok” ifadelerini kullandı.
Somut politikalarla
işsizlik önlenebilir
Çuhadar, “20 Eylül’de açıklanan Yeni Ekonomi Programının (YEP) 2018 yılı için yüzde 20.8, 2019 yılı için yüzde 15.9 enflasyon hedefleri ile bile çoktan hükmünü yitiren son toplu sözleşmenin derhal yenilenmesini, maaşlarımızda hedeflenen enflasyon oranında değil, yaşanan gerçek enflasyon oranında, satın alma gücümüzdeki azalma ve ekonomik büyüme oranları dikkate alınarak artış yapılmasını istiyoruz. Vakit, senin hiçbir payının olmadığı bir krizin sırtına yıkılmasına karşı ayağa kalkma, insanca yaşamaya yetecek bir ücret ve güvenceli çalışma için taleplerine sahip çıkma vaktidir.
İşsizlik, zamlar, yoksulluk kader değildir ve kriz, toplumun emeğiyle geçinen çoğunluğunu koruyan, kamucu politikalarla önlenebilir. Ücretlerin artırılmasından toplu işten çıkarmaların yasaklanmasına, kamu hizmetlerine zam yapılmamasından vergi adaletine dair somut, uygulanabilir politikalarla işsizlik de yoksullaşma da önlenebilir” diye konuştu. Hüseyin Karataş
Basın açıklamasında konuşan KESK MYK Üyesi Elif Çuhadar, işçilerin ve emekçilerin bu krizi yaratanlara bir borcu olmadığını tam tersi yaşadığı kayıplardan dolayı alacaklı olduğunu ifade ederken,“Elektrik, doğalgaz, su, akaryakıt, ekmek, toplu taşıma gibi temel ihtiyaçlara yapılan zamların geri alınmasını, zam yapılmamasını, emeğin haklarını yok eden tüm kamu emekçilerinin işine iade edilmesini, işten el çektirildikleri süre içindeki maddi ve manevi tüm kayıplarının telafi edilmesini, kriz gerekçesi ile işten çıkarmalara son verilmesini, tüm yükü emekçilerin sırtına yıkan vergi adaletsizliğine son erilmesini, kamu emekçilerinin iş güvencesini ortadan kaldırmayı hedefleyen her türlü güvencesiz istihdam uygulamasına son verilmesini istiyoruz” şeklinde konuştu.
Emekçiler olarak krizin faturasını ödemeyi ret ediyoruz
“Ekonomik krize karşı bütün emekçilerin ortak mücadelesini büyütmeye kararlıyız” diyen Çuhadar, Türkiye’nin 460 milyar dolar dış borcu bulunduğunu ve bu borcun üçte ikisinin özel sermayenin olduğunu kaydetti. Çuhadar, “Emekçiler olarak bu borcu ödemeyi ret ediyoruz. Emekçiler olarak mücadelemizle bu krizin faturasını ödemeyeceğiz. Bütün sermaye grupları duysun. Çünkü Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı ‘bu borç 81 milyonun borcudur’ dedi. Kusura bakmayan bu borç sizin borcunuz. Bizler bu borcu ödemeyeceğiz ve krizin faturasını ödemeye niyetimiz yok” ifadelerini kullandı.
Somut politikalarla
işsizlik önlenebilir
Çuhadar, “20 Eylül’de açıklanan Yeni Ekonomi Programının (YEP) 2018 yılı için yüzde 20.8, 2019 yılı için yüzde 15.9 enflasyon hedefleri ile bile çoktan hükmünü yitiren son toplu sözleşmenin derhal yenilenmesini, maaşlarımızda hedeflenen enflasyon oranında değil, yaşanan gerçek enflasyon oranında, satın alma gücümüzdeki azalma ve ekonomik büyüme oranları dikkate alınarak artış yapılmasını istiyoruz. Vakit, senin hiçbir payının olmadığı bir krizin sırtına yıkılmasına karşı ayağa kalkma, insanca yaşamaya yetecek bir ücret ve güvenceli çalışma için taleplerine sahip çıkma vaktidir.
İşsizlik, zamlar, yoksulluk kader değildir ve kriz, toplumun emeğiyle geçinen çoğunluğunu koruyan, kamucu politikalarla önlenebilir. Ücretlerin artırılmasından toplu işten çıkarmaların yasaklanmasına, kamu hizmetlerine zam yapılmamasından vergi adaletine dair somut, uygulanabilir politikalarla işsizlik de yoksullaşma da önlenebilir” diye konuştu. Hüseyin Karataş