Türkiye İstatistik Kurumu’nun 81 ili 26’ya bölerek yaptığı araştırmada yoksulluk sınır ortalaması olan 7 bin 944 lira dikkate alındığında TRC1 Bölgesi’nde 145 bin yoksul olduğu ve Türkiye nüfusunun yüzde 1,5 bu bölgede yaşadığı belirtiliyor
TÜİK araştırmalarında, “Gaziantep’in yoksulluk endeksinde, yoksulluk oranının en düşük olduğu iller arasında gösterilmesi hayli ilginç” yorumunda bulunan Tez-Koop İş Sendikası Gaziantep Şube Başkanı Bilal Öztokmak, “Bu kent işsizlik ve hayat pahalılığını birlikte yaşayan bir kent. Yaşamak için en fazla harcamanın yapılması gereken şehirlerin en başında Gaziantep geliyor. Kira ve gıda fiyatlarının yüksek olduğu bir şehir burası. Hele ki bin 600 lira seviyesindeki asgari ücretle birlikte düşündüğümüzde çalışanların hayatını devam ettirebilmesi her geçen gün daha da zorlaşıyor. Okul dönemi ve kış dönemi ile birlikte sıkıntılar da arttı. İşçi sınıfı, dar gelirli, emekliler ve işsizler. Gaziantep’i oluşturan bu insanları yoksul saymayan bir kamu kurumunun raporunu ne kadar ciddiye alabiliriz?Sokağa çıktığınızda en başta konuşulan konu zamlar, artan fiyatlar, geçinmenin daha da zorlaştığı. Dolayısı ile herkesin bildiğini ve yaşadığını aksi bir şekilde aksettiren bu rapor gerçekçi değil ” dedi.
Sanayi bölgesinde
ciddi sorun var
Gaziantep’in bir sanayi şehri olmasından dolayı normal koşullarda yoksulluğun olmaması veya sınırlı olması gerektiğini, ancak bu şehrin yaşam koşulları açısından ülkenin en pahalı kentlerinden biri haline geldiği hatırlatmasında bulunan Öztokmak, “Sanayi bölgesinde ise ciddi sorun var özellikle son yıllardaki çatışma ve kaos ortamı ile birlikte Ortadoğu pazarlarının kaybedilmesi sanayi açısından ciddi olumsuz sonuçlar ortaya çıkardı. Kapanan fabrika, işçi çıkarımlarını, kıdem tazminatı ödememek için işçilerin işten çıkarılmadan evlerinde ücretsiz izinli şeklinde bekletilmesi bizim açımızdan bilinen şeyler. Bir yandan da iç göç ve Suriyeli mülteci akını sonrası daha da artan işsizlik söz konusu” ifadelerini kullandı.
Bu tarz raporlar ülkeyi
yönetenleri yanlış yönlendiriyor
Açıklanan bu tarz raporların ülkeyi yönetenleri yanlış yönlendireceğini, doğru tahliller yapılmasını ve sorunların tespit edilmesini engelleyeceğini kaydeden Başkan Öztokmak, “Sorunu tespit edemezseniz çözümünü de bulamazsınız” şeklinde konuşurken, konuşmasına şöyle devam etti: “Aslında genel olarak TÜİK araştırmaları, özellikle de enflasyon oranları konusunda çalışanların aleyhine durum ortaya çıkmasına neden oluyor. Enflasyon oranları 17-18 seviyesinde açıklanıyor, halbuki çarşı pazar bilen biri olarak, perakende sektöründe örgütlü bir sendikacı olarak yakinen biliyorum ki maalesef enflasyon oranımız, dar gelirlilerin enflasyonu özellikle yüzde 90 seviyesinde. Gerçeğin dışında açıklanan bu oranlar toplu iş sözleşmelerimizde, işçilerin ücret artışlarında ve en önemlisi de asgari ücretin tespitinde kıstas alındığında her dönemde daha da yoksullaşıyoruz.” Hüseyin Karataş
TÜİK araştırmalarında, “Gaziantep’in yoksulluk endeksinde, yoksulluk oranının en düşük olduğu iller arasında gösterilmesi hayli ilginç” yorumunda bulunan Tez-Koop İş Sendikası Gaziantep Şube Başkanı Bilal Öztokmak, “Bu kent işsizlik ve hayat pahalılığını birlikte yaşayan bir kent. Yaşamak için en fazla harcamanın yapılması gereken şehirlerin en başında Gaziantep geliyor. Kira ve gıda fiyatlarının yüksek olduğu bir şehir burası. Hele ki bin 600 lira seviyesindeki asgari ücretle birlikte düşündüğümüzde çalışanların hayatını devam ettirebilmesi her geçen gün daha da zorlaşıyor. Okul dönemi ve kış dönemi ile birlikte sıkıntılar da arttı. İşçi sınıfı, dar gelirli, emekliler ve işsizler. Gaziantep’i oluşturan bu insanları yoksul saymayan bir kamu kurumunun raporunu ne kadar ciddiye alabiliriz?Sokağa çıktığınızda en başta konuşulan konu zamlar, artan fiyatlar, geçinmenin daha da zorlaştığı. Dolayısı ile herkesin bildiğini ve yaşadığını aksi bir şekilde aksettiren bu rapor gerçekçi değil ” dedi.
Sanayi bölgesinde
ciddi sorun var
Gaziantep’in bir sanayi şehri olmasından dolayı normal koşullarda yoksulluğun olmaması veya sınırlı olması gerektiğini, ancak bu şehrin yaşam koşulları açısından ülkenin en pahalı kentlerinden biri haline geldiği hatırlatmasında bulunan Öztokmak, “Sanayi bölgesinde ise ciddi sorun var özellikle son yıllardaki çatışma ve kaos ortamı ile birlikte Ortadoğu pazarlarının kaybedilmesi sanayi açısından ciddi olumsuz sonuçlar ortaya çıkardı. Kapanan fabrika, işçi çıkarımlarını, kıdem tazminatı ödememek için işçilerin işten çıkarılmadan evlerinde ücretsiz izinli şeklinde bekletilmesi bizim açımızdan bilinen şeyler. Bir yandan da iç göç ve Suriyeli mülteci akını sonrası daha da artan işsizlik söz konusu” ifadelerini kullandı.
Bu tarz raporlar ülkeyi
yönetenleri yanlış yönlendiriyor
Açıklanan bu tarz raporların ülkeyi yönetenleri yanlış yönlendireceğini, doğru tahliller yapılmasını ve sorunların tespit edilmesini engelleyeceğini kaydeden Başkan Öztokmak, “Sorunu tespit edemezseniz çözümünü de bulamazsınız” şeklinde konuşurken, konuşmasına şöyle devam etti: “Aslında genel olarak TÜİK araştırmaları, özellikle de enflasyon oranları konusunda çalışanların aleyhine durum ortaya çıkmasına neden oluyor. Enflasyon oranları 17-18 seviyesinde açıklanıyor, halbuki çarşı pazar bilen biri olarak, perakende sektöründe örgütlü bir sendikacı olarak yakinen biliyorum ki maalesef enflasyon oranımız, dar gelirlilerin enflasyonu özellikle yüzde 90 seviyesinde. Gerçeğin dışında açıklanan bu oranlar toplu iş sözleşmelerimizde, işçilerin ücret artışlarında ve en önemlisi de asgari ücretin tespitinde kıstas alındığında her dönemde daha da yoksullaşıyoruz.” Hüseyin Karataş