Gaziantep’in yaşam kalitesinin gittikçe düştüğüne dikkat çeken Gaziantep Mimarlar Odası Başkanı Hasan Özgür Girişken, “Hem Kalkınma Bakanlığı’nın yaptığı ‘Kent yaşam kalitesi endeksinde’ hem de özel sektördeki araştırma kurumlarının birçok kritere göre yaptığı araştırmada Gaziantep 50-60’ıncı sıra arasında yer değiştiriyor. Bu sıralama zengin ve köklü bir kente yakışmıyor. Yerel yönetimlerin bu gerçeği göz önünde bulundurması lazım. Çünkü Gaziantep yaşanılabilir bir şehir değil, bu nedenle şehirdeki nüfus artışı yavaşlamaya başladı” dedi.
Gaziantepliler
‘Iconovayı’ hiç sevmedi
Zorunlu kalındığında yüksek yapıların yapılabileceğini belirten Girişken, “Ancak yüksek yapının nerede ve nasıl yapıldığı çok önemli. Örneğin; Karmen Peyzaj’ın yerine yapılan bina, çevreye göre 3 kat daha yüksek ve şehrin en nefret edilen binalarından bir tanesidir. ‘Iconova’ başka alanda yapılsaydı, belki de bu kadar tepki çekmeyecekti. Fakat parsele özel bir imar değişikliği ile böyle bir yapı yapıldı ve Gaziantepliler ‘Iconovayı’ hiç sevmedi. Akkent ve Karataş’ın bir bölümü hem çok yoğun hem de çok yüksek. Bu yapılar şehrin kalitesini düşüren yapılardır. Cumhurbaşkanı’na; yatay ya da düşey mimariden ziyade düşük ve orta yoğunluklu yapılar yapılmalı demek isterdim. Çünkü 20 katlı iki yapı arasında 60-70 metrelik bir mesafe, arada büyük bahçeler varsa, şehrin kalanının geleneksel dokusunu rahatsız etmiyorsa bu değerlendirilebilir. Ancak 3-4 katlı yapılar, birbirine sırt sırta aralarında bir kaç metre varsa, etrafında yeşil alan, okul, sağlık tesisi yoksa yatay mimari olmasının da önemi yoktur. Çünkü aslolan yoğunluktur” şeklinde açıklama yaptı.
Köylerin tamamı
köy vasfını yitirdi
Belediyeler yasasında yapılan değişiklikle tüm köylerin mahalleye dönüştürüldüğünü ifade eden Girişken, Gaziantep’teki köylerin tamamının köy vasfını yitirdiğini söyledi. Girişken, “Türkiye’yi, imarın, yapılaşmanın ve apartmanlaşmanın medeniyet sayıldığı bir düşünce kuşattı. Hem karlı olmadığından hem de apartmanlaşma daha kolay para getirdiğinden kimse tarlasını ekip biçmiyor. Köylerdeki kırsal üretim büyük bir yara aldı. Dolayısıyla gıda enflasyonun gün geçtikçe artması da kırsal üretimdeki azalmadan kaynaklanıyor. Gaziantep, yakın zamana kadar sanayi, ticaret ve tarım olarak kendi kendine yetebilen şehirlerden birisiydi. Ancak gelinen noktada tarımsal üretimin çok zayıfladığı, tarımsal toprakların kaybedildiği bir şehir haline geldi” değerlendirmesinde bulundu.
Bu konuların
konuşulmaması bir hata
Gaziantep’te 500 bin Suriyeli’nin yaşadığını hatırlatan Gaziantep Mimarlar Odası Başkanı Hasan Özgür Girişken, konuşmasına şöyle devam etti: “Suriyeliler’in kentte olması hem iş gücü hem de kiralık konut ve iş yerlerinin fiyatlarını etkiliyor ve bu konuların konuşulmaması da bir hata. Suriyeliler’in meselenin ve kent hayatına nasıl entegre edileceklerinin konuşulması gerekiyor. Aksi takdirde konuşulmayan konular başka sorunları da ortaya çıkarabilir. Bu yönde çalışma yapılmasına ihtiyacımız var.” Hüseyin Karataş
Gaziantepliler
‘Iconovayı’ hiç sevmedi
Zorunlu kalındığında yüksek yapıların yapılabileceğini belirten Girişken, “Ancak yüksek yapının nerede ve nasıl yapıldığı çok önemli. Örneğin; Karmen Peyzaj’ın yerine yapılan bina, çevreye göre 3 kat daha yüksek ve şehrin en nefret edilen binalarından bir tanesidir. ‘Iconova’ başka alanda yapılsaydı, belki de bu kadar tepki çekmeyecekti. Fakat parsele özel bir imar değişikliği ile böyle bir yapı yapıldı ve Gaziantepliler ‘Iconovayı’ hiç sevmedi. Akkent ve Karataş’ın bir bölümü hem çok yoğun hem de çok yüksek. Bu yapılar şehrin kalitesini düşüren yapılardır. Cumhurbaşkanı’na; yatay ya da düşey mimariden ziyade düşük ve orta yoğunluklu yapılar yapılmalı demek isterdim. Çünkü 20 katlı iki yapı arasında 60-70 metrelik bir mesafe, arada büyük bahçeler varsa, şehrin kalanının geleneksel dokusunu rahatsız etmiyorsa bu değerlendirilebilir. Ancak 3-4 katlı yapılar, birbirine sırt sırta aralarında bir kaç metre varsa, etrafında yeşil alan, okul, sağlık tesisi yoksa yatay mimari olmasının da önemi yoktur. Çünkü aslolan yoğunluktur” şeklinde açıklama yaptı.
Köylerin tamamı
köy vasfını yitirdi
Belediyeler yasasında yapılan değişiklikle tüm köylerin mahalleye dönüştürüldüğünü ifade eden Girişken, Gaziantep’teki köylerin tamamının köy vasfını yitirdiğini söyledi. Girişken, “Türkiye’yi, imarın, yapılaşmanın ve apartmanlaşmanın medeniyet sayıldığı bir düşünce kuşattı. Hem karlı olmadığından hem de apartmanlaşma daha kolay para getirdiğinden kimse tarlasını ekip biçmiyor. Köylerdeki kırsal üretim büyük bir yara aldı. Dolayısıyla gıda enflasyonun gün geçtikçe artması da kırsal üretimdeki azalmadan kaynaklanıyor. Gaziantep, yakın zamana kadar sanayi, ticaret ve tarım olarak kendi kendine yetebilen şehirlerden birisiydi. Ancak gelinen noktada tarımsal üretimin çok zayıfladığı, tarımsal toprakların kaybedildiği bir şehir haline geldi” değerlendirmesinde bulundu.
Bu konuların
konuşulmaması bir hata
Gaziantep’te 500 bin Suriyeli’nin yaşadığını hatırlatan Gaziantep Mimarlar Odası Başkanı Hasan Özgür Girişken, konuşmasına şöyle devam etti: “Suriyeliler’in kentte olması hem iş gücü hem de kiralık konut ve iş yerlerinin fiyatlarını etkiliyor ve bu konuların konuşulmaması da bir hata. Suriyeliler’in meselenin ve kent hayatına nasıl entegre edileceklerinin konuşulması gerekiyor. Aksi takdirde konuşulmayan konular başka sorunları da ortaya çıkarabilir. Bu yönde çalışma yapılmasına ihtiyacımız var.” Hüseyin Karataş
RSS