ANASAYFA arrow right Güncel

Kişi başına et tüketimi yüzde 30 geriledi

Kişi başına et tüketimi yüzde 30 geriledi
YAYINLAMA: 16 Nisan 2020 / 00.25
GÜNCELLEME: 16 Nisan 2020 / 00.25
Türkiye en çok bitkisel protein tüketiyor

Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Zeotekni Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Numan Akman, Türkiye'de kişi başına düşen kırmızı et tüketiminin 2001-2010 yıllarında yüzde 30'luk düşüş gösterdiğini söyledi.
Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Ziraat Fakültesi Zeotekni Bölümü ile Çukurova Zeotekni Derneği'nce ortaklaşa organize edilen; '7. Ulusal Zeotekni Bilim Kongresi' devam ediyor. Türkiye genelinden 35 üniversiteden yaklaşık 300 öğretim üyesinin katılımıyla gerçekleştirilen kongre kapsamında; 'Türkiye Hayvancılığı: Et ve Süt Krizi' konulu bir oturum gerçekleştirildi. Burada konuşan Prof. Dr. Numan Akman, açlık sorununun bugün dünyada çok ciddi bir boyuta ulaştığını ve Türkiye'de de açlık var mı, yok mu sorusuna verilecek yanıtınsa tartışılır olduğunu anlattı. 


"TÜRKİYE HAYVANSAL PROTEİN
TÜKETİMİNDE DÜNYADA 101. SIRADA" 


Hayvansal ve bitkisel protein tüketimi açısından Türkiye, hayvansal protein tüketiminde dünya ortalamasının yüzde 15 altında, bitkisel proteindeyse dünya ortalamasından yüzde 53 daha fazla bir tüketim eğilimi içinde olduğu bilgisini veren Akman, ancak bunun yanında Avrupa Birliği'ne (AB) üye ülkelerde kişi başına tüketilen hayvansal protein tüketimininse dünya ortalamasının iki katı olduğuna dikkat çekti. Akman, "Böylesi bir tabloda; 'Biz, çok iyi besleniyoruz' diyebilir miyiz? Bunun sonuçlarına baktığımızda; hayvansal protein tüketiminde Türkiye, dünya ölçeğindeki 177 ülke arasında 101. sırada yer alıyor. Eğer tespitleri doğru yapmazsak, tedaviyi de yanlış yaparız. Tıpkı et fiyatlarını terbiye etmek için ithalat yapmak gibi" dedi. 


"BİTKİSEL PROTEİN TÜKETİMİ ARTTIKÇA
MATEMATİKTEKİ BAŞARI DÜŞÜYOR" 


2009 yılında OECD bünyesinde 'Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı' kapsamında 6 ülkedeki 15 yaşındaki çocukların; matematik, fen ve çeşitli alanlardaki başarılarının araştırıldığı çalışma sonuçlarına dikkat çeken Akman, araştırma sonuçlarının Türkiye'deki verilerlere karşılaştırıldığını ve; et tüketimi arttıkça öğrencilerin başarı oranının da artığının ortaya çıktığını anlattı. Akman, et tüketimiyle birlikte matematik başarı puanı arttığını, ancak bitkisel protein tüketimi arttıkça çocukların matematik puanlarının düştüğü yorumunun yapıldığını dile getirdi. 


"ET VE BALIK KURUMU
TAMAMEN KAPATILMALI" 


Alınan 'ithalat kararı' ile birlikte Türkiye'ye yaklaşık 400 bin büyükbaş hayvan getirildiğini hatırlatan Prof. Dr. Akman, Et ve Balık Kurumu'nun ortaya konulacak çalışmalarla birlikte; 'Tarım Ürünlerini Destekleme Grubu'na dönüştürülmek istendiğini, bunun da Türkiye'ye yapılacak en büyük kötülük olacağını savundu ve söz konusu kurumun Türkiye'deki ithal ürünün planlayıcısı ve yürütücüsü olduğunu dile getirdi. Akman, "Eğer elinizden geliyorsa Et ve Balık Kurumu'nu tamamen kaldırın, o zaman daha hayırlı bir iş yapmış olursunuz" ifadesini kullandı. Gerçekleştirilen hayvan ithalatıyla birlikte Türkiye'nin, Amerika ve Kuzey Avrupa açısından önemli bir 'hayvansal ürünler pazarı' haline geldiğinin altını çizen Akman, hayvansal ürünlerde ithalat yoluna gidilmesine de karşı çıktı. 


"TÜRKİYE'DEKİ KİŞİ BAŞINA ET
TÜKETİM YÜZDE 30 DÜŞÜŞ GÖSTERDİ" 


Türkiye'deki hayvan sayısının her geçen gün azaldığını, bunun yanında kişi başına süt tüketiminin 1991 yılında 182 litreyken, 2009 yılında 174 litreye gerilediğini ifade eden Akman, her ne kadar ülke nüfusu artış göstermesine rağmen, Türkiye'de kişi başına düşen süt tüketimininse 2010 yılında 12 litre artarak 186 litreye ulaştığı yönünde istatistik veriler açıklandığını ve bunun pekte inandırıcı olmadığını öne sürdü. TÜİK hakkında suç duyurusunda bulunulması çağrısında bulunduğunu hatırlatan Akman, Türkiye'de hayvan sayısı azalırken, kişi başına düşen süt miktarının arttığına yönelik veriler açıklamanın mümkün olmadığını belirtti. Bunun yanında 1991 yılında kişi başına düşen kırmızı et tüketiminin 15, bunun 2009 yılında 12 kilo olarak açıklanırken, 2010 yılındaysa 11 kilo olduğunu ve tüm bu rakamların da kişi başına et tüketiminin 1991 yılına göre yüzde 30'lık bir düşüş gösterdiğini ortaya koyduğunu belirtti. 


"YÜKSEK VERİM VEREN SIĞIRDA ISRAR
EDİLMESİ İTHALAT KAPISINI ARALAR" 


Türkiye'de kişi başına 23 kilo kırmızı et, 27 kilo beyaz et tüketilmesinin öngörüldüğünü, bu 50 kiloluk et tüketimininse AB'nin toplam et tüketiminin yüzde 60'lık bir bölümünü oluşturduğunun altını çizen Numan Akman, "Buna karşılık; 'AB ülkelerinde her bir insan ortalama 200 kilogram süt tüketiyor, Türkiye'deki insanlar 270 kilo süt tüketsin' diyorsanız, bunu nasıl karşılayacağınızı da hesaplayabilirsiniz. Türkiye bunu yüksek süt veren sığır sürülerinden karşılamak gibi bir kaygı taşıyor ve destekleme primlerinin büyük bir bölümü de bu hayvanlar için veriliyor. Böyle bir politika, Tb'e7ocukların; matematik, fen ve çeşitli alanlardaki baürkiye'yi ithalata mahkum eder ve Türkiye ithalattan asla kurtulamaz. İnek başına süt veriminin 7 tona çıktığını bir ülkede, Türkiye yılda 3 milyon baş sığır ithal etmek zorunda kalır. Ve ithalat hiçbir zaman fiyatları düşürmez, sadece geçici bir çözüm bulursunuz. Türkiye hayvan sayısını ve sığırlardaki süt verimi arttırmadığı müddetçe uzun yıllar ithalattan da kurtulamaz" dedi.






Kadına şiddet ve çocuk istismarı
konusu meclis gündemine gelecek
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, şiddet gören kadını, erkeğin şiddetinden koruyacak proje için hazırlıkların hızlandığını söyledi.
Bakan Şahin, 4. Ortadoğu Halı Fuarı'nın açılışı sonrasında basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Öncelikli konularının kadına yönelik şiddet olduğunu ve 4320 Ailenin Korunması Kanunu'nun bakan olduktan hemen sonra hükümet tasarısına dönüşmesi için talimat verdiğini söyledi. Şahin, yeni kimlikle ilgili, "Biz onu sivil toplumla paylaştık. İki gün önce baro başkanlarını topladık, onlarla istişare ettik. İki gün sonra aile mahkemeleri hakimleriyle görüşmemiz var. Haftaya pazartesi kadın sivil toplum
kuruluşlarıyla buluşacağız. Bunu 1 Ekim'de hazır edecek şekilde çalışıyoruz. Katılımcı demokrasi, herkesin görüşünü alıyoruz. Onlara göre yapmamız gereken ne varsa yasal alt yapıyı güçlendirip gönderiyoruz" dedi.
Çocuk istismarıyla ilgili de açıklamalarda bulunan Bakan Şahin, "Çocuğa karşı istismar gündemimizde. Zaten biz, biliyorsunuz en son Dışişleri Bakanlığımız Avrupa Konseyi'nde çocuklarla ilgili uluslararası anlaşma imzaladı. Şimdi bizim iç hukuka göre üzerimize düşeni yapmamız gerekiyor. Bir müsteşar yardımcımızı hukuki alt yapıdaki eksiklikleri tamamlasın diye görevlendirdik. 1 Ekim'e kadarki süreçte biz bakanlık olarak üzerimize düşen görevi yapacağız. Ve 1 Ekim'de de hem kadınla ilgili hem de çocukla
ilgili parlamento kısmının takibine başlayacağız. Benim tahminim parlamento açıldıktan 3 ay içinde hepsini tamamlayacağız" ifadelerini kullandı.
Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *