HDP Gaziantep Milletvekili Mahmut Toğul, seçim sonrasında ilk kez Sabah’ın sorularını yanıtladı. Genel Yayın yönetmenimize röportaj veren Toğrul, sokaktaki ilginin sandığa tam olarak yansımadığı kanısında…
Seçim sonucunu, “Halk, ‘Birbirinizi dinleyin ve çözün’ dedi” şeklinde değerlendiren HDP Gaziantep Milletvekili Mahmut Toğrul, beklentinin AKP-CHP koalisyonu olduğunu, Tayyip Erdoğan’ın bu seçim sonuçlarına rağmen ülkeyi bir erken seçime zorlamasının da demokrasiye çok büyük zarar vereceğini vurguladı.
Mahmut Toğrul’un Sabah’ın sorularına verdiği yanıtlar şöyle:
-Seçim sonucunda umduğumuz oyu bulamadık ve beklentimizin üzerinde oy aldık denilir. Bu seçim sonucunu HDP açısından değerlendirmek gerekirse ne dersiniz?
-Sokak daha ilgiliydi. Ben sokaktaki gördüğümüz ilginin sandığa yansıyacağını tahmin ediyordum. İnsanlar trafik ışında beklerken el sallayıp, destek veriyordu. Beklediğimiz, ama sokaktaki ilginin sandığa yansımadığı bir sonuç.
Seçim öncesi tahminlerde de temkinliydik gerçi. Bir önceki seçimde 82 bin oy almışız. Yüzde yüz artırmış olsak 160 bin ediyor.
-Bundan sonraki siyasi tablo için öngörünüz nedir?
-Seçim sonuçlarını okuduğunuzda vatandaş tepeden bakan, mağrur, kibirli siyasetçiyi istemiyor. Halk, “Birbirinizi dinleyin ve çözün” dedi kısaca.
-Seçim sonucuna göre bir koalisyon hükümeti kurulacak. Sizin koalisyon modeliniz hangisi?
- Seçim öncesinde hep koalisyonların kötü olduğu, yanlış olduğu, ülkeyi felakete sürükleyeceği şeklinde son derece hatalı ve yanlış siyasi söylemler vardı. Oysa ben bir ülkede tek başına yüzde 70-80 oy alan ve tek başına iktidar olan bir parti varsa o ülkenin demokrasisinden korkarım. Oysa koalisyonlar farklı kesimlerin birbirleri ile diyalog kültürünü geliştiren demokratik bir süreçtir. Kendimizi diyalog kültürüne alıştırmamız lazım.
- AKP’yi hangi parti ile koalisyona yakın görüyorsunuz?
-Toplum AKP’nin tek başına iktidarından sıkıntılı. AKP-CHP koalisyonuna daha ılımlı gibi görüyorum.
-Siz parti olarak böyle bir koalisyona destek verir misiniz?
-Çözüm süreci devam ettiği sürece destek vereceğimizi düşünüyorum. Şu anda AKP içerisinde Yalçin Akdoğan başta olmak üzere her ne kadar süreçle ilgili olumsuz söylemler varsa da çözüm süreci devam eder diye düşünüyorum. Hangi koalisyon olursa olsun halk toplumsal barıştan yana destek veriyor.
-MHP’nin seçim sonrasını tavrını ve söylemlerini nasıl değerlendiriyorsunuz?
-Toplum, bence partilerin daha önünde ve partilerin anlamadığı şeyleri toplum açık söylüyor. MHP’nin tavrını anlamakta güçlük çekiyoruz.
-HDP hangi partilerden oy aldı? Sanki en çok CHP’den aldı gibi geliyor, ne dersiniz?
-Hayır, biz CHP’den 1, AKP’den 4 aldık, MHP’den de belki 0.25 almışızdır. İllerden aldığımız oylar çok sevindirici. Van’da 7’ye 1 yaptık, Siirt’te 2’ye 1, Şırnak’ta 4-0, Kars’ta 2-1, Muş’ta 3’ün sınırından döndük.
-Seçim sonucundaki başarıyı en çok kimlere ait?
-Herkesin, hep beraber başarısı. Herkes çok çalıştı, çok fedakarlıkta bulundu.Bakın Diyarbakır’daki son olaya rağmen biz seçmenimize evinizden çıkmayın çağrısı yaptık ve seçim sonucu ortada. Türkiye’nin artık şu olgunluğa ulaşması lazım. Küçük hatalar abartılıp, büyütülmemeli. Biz de yanlış ve hatalı davranabiliriz, bunların özellikle basın tarafından abartılmaması lazım. Türkiye’de basın da olgunlaşmalı. Bu dil barışa hizmet etmiyor. Biz birbirimizin davranışından ne çıkarırı bırakmalıyız.
-Gaziantep açısından seçim sonucunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
-Ben Gaziantep’te çok olumlu bir hava yakaladığımıza inanıyorum. Tüm parti teşkilatımıza ve halkımıza teşekkür ederiz.
- Yeni hükümet için ortada bir gelişme yok, bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?
-Türkiye hükümetsiz kalmamalı. Bakın dış ve iç sermaye kurulacak hükümeti bekliyor ve süreci izliyor. Toplum da bir an önce hükümet kurulmasını istiyor. Biz Tayyip Bey’e rağmen AKP-CHP koalisyonunun kurulacağını tahmin ediyoruz. Koalisyon kültürü uzlaşmayı getirir, uzlaşma toplumu rahatlatır. Tayyip Erdoğan da artık bu durumu kabullenmek zorunda. Bu koalisyon olacak olmasına da ben asıl, önümüzdeki süreçte Tayyip Erdoğan ile AKP arasında çatışma yaşanmasını bekliyorum.
-Tayyip Erdoğan’ın erken seçimde ısrarlı olacağı söyleniyor.
-Türkiye açısından şu anda bir erken seçime ihtiyaç yok. Çünkü halkımız siyasi partilere koalisyon için vize verdi ve bunun koşulları da mevcut. Ancak Tayyip Erdoğan çok baskın olursa, bir erken seçim gündeme gelebilir. Ama böyle bir sonuç demokrasiye zarar verir. Türkiye’de oy verme saikleri tartışmalı hale gelir.
Bakın ekonomik istikrar deniliyor. Ben hep şunu söylüyorum barış olamadan ekonomik istikrar olmaz. Bir erken seçim zorlaması halkın yanlış tercihleri zorlamasına neden olur.
-Erdoğan bir erken seçim zorlamasına gidebilir mi?
-Ben Abdullah Gül’ün, paralel yapının ve parti içerisinden bir kesimin Tayip Erdoğan’a tavır koyacaklarını umuyorum.
-Gaziantep açısından değerlendirdiğimizde, kadınların seçimlerdeki rolü ve etkisi ne düzeydeydi?
- Gençler ve kadınlar bizim omurgamız. Mahalle mahalle, sokak sokak, kapı kapı çok çalıştılar. Kadınlarımız kahvehaneleri gezdi. Herkes gücünün çok ötesinde bir performans sergiledi. Kadınlarımız saha da daha ikna edici bir etkiye sahip. Bu seçim marjinalleşmiş sol hareketi de siyaset sahnesine çekti. Bakın Türkiye’de önümüzdeki süreçte Syrza örneğinde olduğu gibi bir sol rüzgar esecek. Şimdiye kadar emekçi ve solcular tabanlarına ikna edici olmuyordu. Şimdi Kürt siyasi hareketiyle onlar da neler yapabileceklerini gördüler.
-Eş Başkan Selahattin Demirtaş, çok beğeniliyor, bu seçimdeki performansını nasıl buldunuz?
-Türkiye’nin dört bir köşesinde çok ilgi ve tasvip gören bir liderimiz var. HDP’nin bu seçimlerde elde ettiği başarıyı Ortadoğu’daki gelişmelerden bağımsız ele almamak lazım. Bu ülke tek tipleştirme, kutuplaştırma siyasetinin karşısında ilk kez çoğulculuğu alternatif olarak gördü. Yüzlerce yıllık bir olumsuz tavır yıkılıyor. Bu ülkede farklılaştırmalardan Maraş ve Sivas katliamları doğdu. Oysa birbirimize vereceğimiz ve alacağımız o kadar çok şey var ki!
-Suriye sınırında yine olumsuzluklar yaşanıyor. IŞİD kapımıza kadar dayandı. Kapıda binlerce Suriyeli mülteci bekliyor. Siz Gaziantep Milletvekili olarak bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Türkiye sınırda bekleyen bu insanları ülke içinde dağıtmadan kamplarda misafir etmeli. Bu insanları ölüm alanında tutmak IŞİD’e teslim etmek insani değil. Türkiye Suriye politikasında yanlıştan vazgeçmeli. Karşıda barbar bir örgüt olduğunu görmeli. Kürtler’e karşı politikalar terkedilmeli. Biz sınırın öbür tarafında da çoğulculuktan demokrasiden yanayız. Türkiye-Suriye-YPG- PYD herkes bu bölgenin unsuru olmayan IŞİD’e karşı birlikte üzerine düşeni yapmalı, bölgeyi IŞİD’den temizlemelidir. Nurgün Balcıoğlu