Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, nişasta bazlı şeker kotasının yüzde 5’ten yüzde 2,5 düşürüldüğünü açıkladı
Nişasta bazlı şeker kotasının yüzde 5’ten yüzde 2,5’a indirilmesinin olumlu olduğunu kaydeden Gıda Mühendisleri Odası Gaziantep İl Temsilcisi Onur Aydın, “Tüketiminin sınırlandırılmasına yönelik, caydırıcı düzenlemeler yapılması gerekir” diye konuştu.
Aydın, “NBŞ kullanımı paketli gıda ürünlerinde yoğun kullanılan bir yapay şeker. Ürünleri daha stabil ve raf ömrü boyunca daha karlı yapmaya neden olan bu şekerin pasta, kek ve çikolata gibi ürünlerde kullanımının yasaklanması veya çocukların tükettiği abur cubur gıdaların ön yüzünde NBŞ içerir vb kullanılması ile tüketici farkındalığını arttırmak gereklidir. Üretime kota koymak kullanımının azaltılması ile ilgili tek başına yeterli değildir” şeklinde açıklama yaptı.
NBŞ, kimyasal işlemler
sonucunda elde ediliyor
Nişasta bazlı şekerin, kimyasal işlemlerden geçirilmesiyle elde edilen bir şeker türü olduğunu hatırlatan Aydın, şekerin, glikoz, galaktoz ve fruktoz adıyla 3 farklı molekülünün olduğunu vurguladı. “Fruktoz, meyve şekeri olarak da adlandırılır ve doğada bolca bulunur. Nişasta bazlı şeker üretilirken nişasta parçalanarak glikoza, ardından glikoz da fruktoza dönüştürür. Nişasta bazlı şekerde bol miktarda fruktoz bulunmaktadır. Örneğin; sofra şekeri olarak adlandırdığımız beyaz şekerde yüzde 50 glikoz yüzde 50 fruktoz bulunurken nişasta bazlı şekerde yüzde 90 oranında fruktoz bulunabiliyor” ifadelerini kullandı.
Fruktoz sadece
karaciğer için gerekli
Fruktoz’un meyvelerden tüketilmediği sürece vücut için zararlı olduğunu aktaran İl Temsilcisi Aydın, “Fruktoz sadece karaciğer için gereklidir. Vücudun başka yerinde kullanılmaz. Karaciğer, ihtiyaç fazlası fruktoz ile karşılaştığında devreye pankreas giriyor. Pankreas, aşırı miktarda insülin hormonu üreterek karaciğeri kurtarmaya çalışıyor. İnsülin ise bir enerji depolama hormonudur. Şekeri depolamak üzere yağa dönüştürür. Yüksek miktarda insülin beynin tokluk sinyali almasını bloke edebilir. Bu sayede beyin, acıktığını zanneder ve yemek yese bile tokluk sinyalini almakta zorlanır. Şeker hastalığı ve şişmanlık başta olmak üzere kanserden kalp hastalıklarına ve karaciğer yetmezliğine kadar birçok kronik hastalıkları yol açıyor” değerlendirmesinde bulundu. Hüseyin Karataş
Nişasta bazlı şeker kotasının yüzde 5’ten yüzde 2,5’a indirilmesinin olumlu olduğunu kaydeden Gıda Mühendisleri Odası Gaziantep İl Temsilcisi Onur Aydın, “Tüketiminin sınırlandırılmasına yönelik, caydırıcı düzenlemeler yapılması gerekir” diye konuştu.
Aydın, “NBŞ kullanımı paketli gıda ürünlerinde yoğun kullanılan bir yapay şeker. Ürünleri daha stabil ve raf ömrü boyunca daha karlı yapmaya neden olan bu şekerin pasta, kek ve çikolata gibi ürünlerde kullanımının yasaklanması veya çocukların tükettiği abur cubur gıdaların ön yüzünde NBŞ içerir vb kullanılması ile tüketici farkındalığını arttırmak gereklidir. Üretime kota koymak kullanımının azaltılması ile ilgili tek başına yeterli değildir” şeklinde açıklama yaptı.
NBŞ, kimyasal işlemler
sonucunda elde ediliyor
Nişasta bazlı şekerin, kimyasal işlemlerden geçirilmesiyle elde edilen bir şeker türü olduğunu hatırlatan Aydın, şekerin, glikoz, galaktoz ve fruktoz adıyla 3 farklı molekülünün olduğunu vurguladı. “Fruktoz, meyve şekeri olarak da adlandırılır ve doğada bolca bulunur. Nişasta bazlı şeker üretilirken nişasta parçalanarak glikoza, ardından glikoz da fruktoza dönüştürür. Nişasta bazlı şekerde bol miktarda fruktoz bulunmaktadır. Örneğin; sofra şekeri olarak adlandırdığımız beyaz şekerde yüzde 50 glikoz yüzde 50 fruktoz bulunurken nişasta bazlı şekerde yüzde 90 oranında fruktoz bulunabiliyor” ifadelerini kullandı.
Fruktoz sadece
karaciğer için gerekli
Fruktoz’un meyvelerden tüketilmediği sürece vücut için zararlı olduğunu aktaran İl Temsilcisi Aydın, “Fruktoz sadece karaciğer için gereklidir. Vücudun başka yerinde kullanılmaz. Karaciğer, ihtiyaç fazlası fruktoz ile karşılaştığında devreye pankreas giriyor. Pankreas, aşırı miktarda insülin hormonu üreterek karaciğeri kurtarmaya çalışıyor. İnsülin ise bir enerji depolama hormonudur. Şekeri depolamak üzere yağa dönüştürür. Yüksek miktarda insülin beynin tokluk sinyali almasını bloke edebilir. Bu sayede beyin, acıktığını zanneder ve yemek yese bile tokluk sinyalini almakta zorlanır. Şeker hastalığı ve şişmanlık başta olmak üzere kanserden kalp hastalıklarına ve karaciğer yetmezliğine kadar birçok kronik hastalıkları yol açıyor” değerlendirmesinde bulundu. Hüseyin Karataş