ANASAYFA arrow right Güncel

Okullarda verilen eğitimin içeriği dini değil, bilimsel esaslara dayalı olmalı

Okullarda verilen eğitimin içeriği dini değil, bilimsel esaslara dayalı olmalı
YAYINLAMA: 12 Eylül 2023 / 21.18
GÜNCELLEME: 12 Eylül 2023 / 21.20
Eğitim Sen, Gaziantep Şubesi 2023-2024 eğitim öğretim yılı değerlendirmesinde, “Her geçen gün daha fazla piyasa ilişkileri içine çekilen, her adımın paralı hale geldiği bir eğitim sisteminde öğrencilerin, velilerin ve eğitim emekçilerinin taleplerini gerçekleştirmenin tek yolu, herkesin eğitim hakkından eşit koşullarda ve parasız olarak yararlanmasının sağlanmasıdır” denildi

Şube Başkanı Ömer Parlakçı, “Türkiye’nin eğitim sistemi, çocuklar ve gençler için okurken mutlu, gelecekleri için umutlu olacakları bir eğitim ortamı sunmaktan çok uzak. Her yıl katlanarak artan ve kalıcı çözüm beklenen eğitim sorunlarıyla başlayan yeni eğitim yılı öncesinde ne öğrencilerin ne velilerin ne de eğitim emekçilerinin beklentilerinin karşılandığını söylemek mümkün” dedi.

Çağdaş ve nitelikçe yeterli bir eğitim

Eğitim Sen Gaziantep Şube Başkanı Ömer Parlakçı, konuşmasını şöyle tamamladı: “Çağdaş ve nitelikçe yeterli bir eğitim hakkından bahsedebilmemiz için eğitim; herkesi kapsamalı, yeterli sürede verilmeli, yaşam boyu ulaşılabilmeli, kamusal bir anlayışla parasız olmalı, içeriğinin çağdaş, bilimsel ve laik olmalı, resmi dil yanında diğer ana dillerde de yapılabilmeli. Okullarda verilen eğitimin içerik bakımından dini değil, bilimsel esaslara dayalı olması, eğitimin gerçek anlamda laik ve demokratik bir yapıda örgütlenmesi için tüm emek ve demokrasi güçleriyle birlikte mücadelemizi sürdüreceğimiz bilinmeli.”
Eğitimin her adımı paralı hale geldi

olduğunu söyleyen Parlakçı, ancak bu temel koşulun sağlanması için eğitim harcamalarının tamamının devlet tarafından karşılanması, bütün eğitim kademelerinde öğrencilere ücretsiz yemek hizmetinin sunulması gerektiğini ifade etti.
Eğitim sistemleri toplumların temel değerlerinin çocuklara ve gençlere aktarıldığı kurumlar

Dünyanın her yerinde eğitim sistemlerinin, toplumların temel değerlerinin çocuklara ve gençlere aktarıldığı kurumlar olduğunu sözlerine ekleyen Parlakçı, “Eğitim sistemi ve okullar, aynı zamanda toplumsal ve kültürel değerlerin yeniden üretim yerleridir. Okulun kültürel üretimdeki özgün yanı, var olan toplumsal farklılıkların sınırlarını yeniden çizerek doğallaştırması. Diğer taraftan okullar söz konusu farklılıkların sorgulanması ve eleştirisi için de ortam ve olanaklar sağlıyor. Bu anlamda Türkiye’nin eğitim sistemi ve okullar, aynı zamanda laik eğitimi ve laik yaşamı savunanlar ile eğitimi ve toplumsal yaşamı dini kural ve referanslara göre biçimlendirmek isteyenlerin sık sık karşı karşıya geldiği mücadele alanlarının başında geliyor” açıklamasını yaptı.
Eğitim hizmeti herkes için eşit
parasız, nitelikli ve ulaşılabilir olmalı
Başkan Parlakçı, “Kamusal eğitim, siyasal iktidarın ve bir bütün olarak devletin ekonomik ve demokratik talepleri karşılaması için zorlandığı, eğitim hizmetinin herkes için eşit, parasız, nitelikli ve ulaşılabilir olmasını ifade eden bir kavram. Bir ülkede herkesin eşit koşullarda yararlanabileceği bir eğitim hakkından bahsedebilmek için eğitimin fiziksel ve ekonomik yönden de erişilebilir olması gerekir. Eğitime erişim hakkını düzenleyen her türlü ulusal/uluslararası yasa/sözleşme, devletlere bu hakkın ayrım yapılmaksızın sağlanması yükümlülüğünü getiriyor” ifadelerini kullandı.
Türkiye’deki bütün eğitim kurumları gerçek işlevlerinden hızla uzaklaştırılıyor
Türkiye’deki bütün eğitim kurumlarının, iktidarın ırkçı, mezhepçi, ayrımcı ve otoriter uygulamaları nedeniyle gerçek işlevlerinden hızla uzaklaştırıldığını belirten Parlakçı, “İktidarın eğitim başta olmak üzere, toplumsal yaşamın bütün alanlarında uyguladığı baskı, şiddet ve dayatmacı uygulamalar, laik eğitime, eşit, özgür ve demokratik yaşama karşı açık bir meydan okumanın yaşandığını gösteriyor” şeklinde konuştu.

Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *