İstanbul, Samsun, Ankara, Van, Gaziantep, İzmir ve Adana’da ortaokul 7.ve 8. sınıfta okuyan bin 400 öğrenci ile internet kullanımları ve internet kullanırken yaşadıkları sorunlar hakkında anket yapıldı
Türkiye genelinde ilk kez siber zorbalık mağduru ve faili olabilen ortaokul çağındaki bin 400 öğrenci ile anket ve görüşmeler yapılıyor. Çalışma sonucunda öğrenci, öğretmen ve veliler siber zorbalık hakkında bilgilendirilecek ve siber zorbalığa farkındalık oluşturmak için kamu spotu hazırlanacak.
‘Akran zorbalığı’ olarak tanımlanan çocukların arkadaşlarına yönelik incitici, küçük düşürücü ve hakaret içerikli eylemleri, sosyal medya kullanımının artmasıyla sanal ortama da taşındı. İnternet üzerinden kişilerle alay etme, küçük düşürücü sözlerle hayatlarını zorlaştırma, fotoğraflarını izinsiz kullanma, kişiler hakkında dedikodu yayma gibi eylemleri kapsayan siber zorbalık, çocukluk çağındaki kişiler arasında da görülmeye başlandı. Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu’nun (TÜBİTAK) desteği, Milli Eğitim Bakanlığı onayı ile yürütülen "Türkiye'de Temel Eğitim Gençliğinde Siber Zorbalık Konusunda Farkındalık Geliştirmek: Gençlerin 'Siber Zorbalık’ı Algılayışı, Yaygınlığı ve Farkındalığa İlişkin Alan Çalışması" projesi kapsamında altı akademisyen, yedi ilde siber zorbalığın hem mağduru hem de faili olabilen ortaokul öğrencileri üzerinde çalışma yapıyor.
İstanbul, Samsun, Ankara, Van, Gaziantep, İzmir ve Adana’da ortaokul 7.ve 8. sınıfta okuyan bin 400 öğrenci ile internet kullanımları ve internet kullanırken yaşadıkları sorunlar hakkında anket ve görüşmeler yapan araştırmacılar, öğrencilerin siber zorbalık konusunda bilinçlendirilmesi, bu konuda farkındalık oluşturulması ve bu tür davranışları önlemeyi hedefliyor.
Öğrencilerin siber zorbalığa maruz kaldıkları zaman durumu genellikle ailelerinden gizleyebildiklerini ifade eden Baştürk Akca, sözlerini şöyle sürdürdü: “Anne baba ile ya da öğretmenle paylaşmak çok önemli. Burada cinsiyet farkı da çok belirgin.Erkek öğrencilerin genellikle misilleme yapmaya eğilimli olduklarını gördük.Erkeklerin siber zorbalık tanımında bir davranış yapıldığında, küfredildiğinde, istemediği bir görüntü paylaşıldığında doğrudan misilleme yolunu tercih ettiklerini görüyoruz ama kız öğrenciler biraz daha pasif kalıyor.Anne babalara ve okul yönetimlerine büyük görev düşüyor.Gençlerle iletişim içinde olmak gerekiyor. Paylaşamadığı zaman aslında sorun işin içinden çıkılmaz hale geliyor.”İHA
Türkiye genelinde ilk kez siber zorbalık mağduru ve faili olabilen ortaokul çağındaki bin 400 öğrenci ile anket ve görüşmeler yapılıyor. Çalışma sonucunda öğrenci, öğretmen ve veliler siber zorbalık hakkında bilgilendirilecek ve siber zorbalığa farkındalık oluşturmak için kamu spotu hazırlanacak.
‘Akran zorbalığı’ olarak tanımlanan çocukların arkadaşlarına yönelik incitici, küçük düşürücü ve hakaret içerikli eylemleri, sosyal medya kullanımının artmasıyla sanal ortama da taşındı. İnternet üzerinden kişilerle alay etme, küçük düşürücü sözlerle hayatlarını zorlaştırma, fotoğraflarını izinsiz kullanma, kişiler hakkında dedikodu yayma gibi eylemleri kapsayan siber zorbalık, çocukluk çağındaki kişiler arasında da görülmeye başlandı. Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu’nun (TÜBİTAK) desteği, Milli Eğitim Bakanlığı onayı ile yürütülen "Türkiye'de Temel Eğitim Gençliğinde Siber Zorbalık Konusunda Farkındalık Geliştirmek: Gençlerin 'Siber Zorbalık’ı Algılayışı, Yaygınlığı ve Farkındalığa İlişkin Alan Çalışması" projesi kapsamında altı akademisyen, yedi ilde siber zorbalığın hem mağduru hem de faili olabilen ortaokul öğrencileri üzerinde çalışma yapıyor.
İstanbul, Samsun, Ankara, Van, Gaziantep, İzmir ve Adana’da ortaokul 7.ve 8. sınıfta okuyan bin 400 öğrenci ile internet kullanımları ve internet kullanırken yaşadıkları sorunlar hakkında anket ve görüşmeler yapan araştırmacılar, öğrencilerin siber zorbalık konusunda bilinçlendirilmesi, bu konuda farkındalık oluşturulması ve bu tür davranışları önlemeyi hedefliyor.
Öğrencilerin siber zorbalığa maruz kaldıkları zaman durumu genellikle ailelerinden gizleyebildiklerini ifade eden Baştürk Akca, sözlerini şöyle sürdürdü: “Anne baba ile ya da öğretmenle paylaşmak çok önemli. Burada cinsiyet farkı da çok belirgin.Erkek öğrencilerin genellikle misilleme yapmaya eğilimli olduklarını gördük.Erkeklerin siber zorbalık tanımında bir davranış yapıldığında, küfredildiğinde, istemediği bir görüntü paylaşıldığında doğrudan misilleme yolunu tercih ettiklerini görüyoruz ama kız öğrenciler biraz daha pasif kalıyor.Anne babalara ve okul yönetimlerine büyük görev düşüyor.Gençlerle iletişim içinde olmak gerekiyor. Paylaşamadığı zaman aslında sorun işin içinden çıkılmaz hale geliyor.”İHA