ANASAYFA arrow right Güncel

Pek çok cezaevinde taciz ve tecavüz yaşanıyor

Pek çok cezaevinde taciz ve tecavüz yaşanıyor
YAYINLAMA: 16 Nisan 2020 / 04.15
GÜNCELLEME: 16 Nisan 2020 / 04.15
CHP Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı’nın Şakran Cezaevi Raporu’nda
CHP Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı’nın Şakran Cezaevi Raporu’nda, “Şakran Cezaevi’nde yaklaşık iki yıl önce meydana gelen taciz, tecavüz ve işkenceye varan şiddet olayları pek çok cezaevinde sıklıkla yaşanmaya devam etmektedir” denildi.
CHP Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı ve CHP İzmir Milletvekili Hülya Güven dün Şakran Cezaevi’nde incelemelerde bulundu.
Hem cezaevi yetkilileri hem de cezaevinde bulunan çocuklarla görüşen CHP heyeti, çocukların cezaevindeki genel sorunları yanında son zamanlarda basına yansıyan taciz, tecavüz, kötü muamele ve işkence iddialarını araştırdı.
CHP heyetinin hazırladığı Şakran Raporu’nda şu değerlendirmeler yer aldı.
“İzmir Şakran Çocuk ve Gençlik Cezaevi yaklaşık üç yıl önce (Nisan 2012) 360 kapasite ile faaliyete başlamıştı. Ziyaret tarihimiz itibariyle, hepsi erkek olmak üzere, 223 çocuk/genç kalmaktaydı. Bunların 168’i tutuklu, 55’i hükümlüydü.
Kurumda sadece iki psikolog, bir öğretmen bulunmaktaydı ve hiç sosyal hizmet uzmanı yoktu. Bununla birlikte iki din görevlisi vardı.
Bina A, B, C bloklarından oluşmakta, her blokta 12 ünite bulunmaktaydı. Her ünitede 2-10 arası çocuk kalmaktaydı. Çocuklar yaş, kilo, suç grubu ve tutuklu/hükümlü olma durumuna göre ayrılarak ünitelere konmuştu. Yaşları 12-15, 15-18 ve 18-22 arasında olan çocuklar Bireyselleştirilmiş İyileştirme Sistemi (BİSİS) yardımıyla suç grupları da dikkate alınarak gruplara ayrılmıştı.
Suça sürüklenen çocukları büyük bir çoğunluğu Ege bölgesinde yaşıyordu. Bununla birlikte ülkenin birçok yerindeki cezaevlerinden buraya gönderilen çocuklar da vardı. Bir yabancı uyruklu (Suriyeli), bir de vatandaşlık almış Suriye kökenli çocuk vardı.
Çocukların sürüklendikleri suçlar ağırlıklı olarak hırsızlık, gasp, cinsel içerikli ve uyuşturucu satma şeklindeydi.
Her ünitede on adet birer kişilik oda bulunmaktaydı. Odalarda tuvalet, banyo ve lavabo mevcuttu. Ayrıca odalarda acil durumlar için çağrı düğmesi bulunmaktaydı. Her üniteye girişte o ünitede kalan çocukların bir arada olabilecekleri ortak kullanım alanı, bu alanda televizyon, masa ve sabit oturma grupları vardı. Yine her ünitede spor amaçlı da kullanılan havalandırma alanı bulunmaktaydı. Çocukların odaları birlikte kullanmaları veya aynı odada uyumalarına izin verilmediği belirtildi. Odalar dışındaki her yer kameralarla izlenmekteydi. Her ünitede camlı bir bölme içinde kameraları ve çocukları kontrol eden bir infaz memuru bulunmaktaydı. Çocukların ortak alanları kullanmalarına saat 23.00’e kadar izin verildiği, daha sonra ışıkların kapatıldığı ve odalara geçildiği ifade edildi.
Tutuklu ve hükümlü çocukların spor dışında yararlanabilecekleri 17 farklı iş, meslek, sosyal ve kültürel kurslar bulunmaktaydı. Bu kurslar arasında cam kumlama, atletizm, akvaryum balıkları yetiştiriciliği, okuma-yazma, Kuran-ı Kerim öğretimi, pastacı çırağı, bilgisayar, bağlama, diksiyon, İngilizce, ebru, turistik hediyelik eşya, hijyen vardı.
Yemeklerin Şakran kampüsündeki açık cezaevi mahkûmları tarafından yapıldığı, dağıtımın ise C Blokta kalan ve disiplin suçu olmayan gençler tarafından yapıldığı bildirildi. Gençler çok az bir ücretle ve sigortasız olarak çalıştırılmaktaydı.
Çocukların ayda bir kez açık, üç kez kapalı görüş hakkı vardı.
Son günlerde basına yansıyan cezaevindeki çocuklara taciz, tecavüz ve şiddet olaylarının yeni olmadığı, geçmiş günlerde yaşandığı ve tekrar yaşanmaması için yapılan çalışmalar kapsamında yapılan yazışmaların basına yansıdığı ifade edildi.”
Raporda, çocuk ve gençlerle yapılan görüşmelere işaret edilerek şöyle denildi:
“Çocuklar televizyon kanallarının yetersiz olduğunu Halk Tv, Ulusal Kanal ve Kanal B izleyemediklerini ifade ettiler.
2012 yılının Haziran ayında bir çocuğun diğer bir çocuğa tecavüz ettiği ve bu nedenle yargılanarak ceza aldığı ve halen aynı cezaevinde kaldığı söylendi.
Çocukların zaman zaman aynı odalara girdikleri ve benzer cinsel istismarların olabileceği anlatıldı.
İki yıl öncesine kadar yoğun olarak fiziksel (hortum ve süpürge sapı ile dayak) ve sözel şiddete maruz kalındığı, son zamanlarda zaman zaman sözel şiddet yaşandığı bildirildi.
Sinirlenen ve kavga eden çocukların Mavi Oda denilen ve duvarları mavi süngerle kaplı tecrit odalarına kondukları ve burada birkaç saate kadar bekletildikleri ifade edildi.
Ankara Çocuk ve Gençlik Cezaevinden gelen bir genç orada ciddi anlamda şiddet gördüğünü, kamera olmayan yerlerde görevlilerin dayak attığını, sözel şiddete maruz kaldığını ve sıkça küfür edildiğini iddia etti.
Çocuklar yemek miktarının az olmasından yakınmaktaydı.
Bazı çocuklar ailelerinin maddi imkânsızlık nedeni ile ziyarete gelemediklerini ifade ettiler.
Çocuklar cezaevinden tahliye edildikten sonra ne yapacaklarını bilemediklerini ve bu yüzden tekrar suça sürüklendiklerini ifade ettiler. Bu nedenle tahliye sonrası devletin bir program dâhilinde kendilerini yönlendirmesini ve iş bulunmasını istediler.
Çocukların hemen tamamı af beklediklerini bildirdiler.”
Raporun, “Sonuç ve Öneriler” kısmında şu ifadeler yer aldı:
“Şakran Cezaevi’nde yaklaşık iki yıl önce meydana gelen taciz, tecavüz ve işkenceye varan şiddet olayları pek çok cezaevinde sıklıkla yaşanmaya devam etmektedir. Çocuklarımız cezaevlerinde yeterince korunamamaktadır.
Çocukların suça sürüklenmelerinin en önemli nedeni yoksulluk ve fakirliktir.
6 Ocak 2015 itibarı ile Adalet Bakanlığı verilerine göre 12-17 yaş arası 1935 erkek ve 61 kız çocuğu, toplam 1996 tutuklu ve hükümlü çocuk cezaevlerindedir. 30 Ocak 2014 tarihi itibarı ile 339 çocuk veya bebek de annelerinin yanında cezaevinde büyümektedir.
'Çocuk ve cezaevi' kelimeleri, vicdanen, hukuken ve insani açıdan yan yana gelememektedir. Bu nedenle çocuk cezaevleri kapatılmalıdır. Hükümlü tüm çocuklar hiçbir şartta ceza infaz kurumlarına girmemelidir. Mutlaka ve sadece eğitim evlerinde aileleri ile beraber rehabilite edilmelidir.
Çocuklarda tutukluluğa bir an önce son verilmelidir. Çünkü tutukluluk hali çocuklara peşin ceza uygulamasıdır. Yasal düzenleme yapılana kadar, halen tutuklu bulunan çocuklar;
Hemen eğitim evlerine nakledilmelidir.
Erişkin cezaevlerinde bulunan çocuk koğuşlarının durumu çok daha vahimdir, bu koğuşlarda 8-10 çocuk aynı ortamda kalmaktadır, bu uygulamaya acilen son verilmelidir.” ANKA

Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *