ANASAYFA arrow right Güncel

Roboski Katliamı'nın 12. yılı: 'Katillerin yargılayacağına dair umudumuz kalmadı'

Roboski Katliamı'nın 12. yılı: 'Katillerin yargılayacağına dair umudumuz kalmadı'
YAYINLAMA: 27 Aralık 2023 / 14.41
GÜNCELLEME: 27 Aralık 2023 / 15.10

Roboski Katliamı'nın üzerinden tam 12 yıl geçti. Artı Gerçek'e Abdurrahman Ürek, "Her şeyimiz bizden alındı. Devlet dosyayı kapattı" dedi. Ferhat Encü de "Katillerin yargılanacağı umudumuz kalmadı. Anneler hâlâ karalar içinde" diye konuştu.

Şırnak'ın Uludere ilçesine bağlı bir sınır köyü olan Roboski'de 28 Aralık 2011'de Türk Silahlı Kuvvetleri'ne ait savaş uçakları tarafından bombalanan 19'u çocuk 34 kişi öldürüldü. Aradan geçen 12 yılda katliamın failleri yargı önüne çıkarılmadı ama Roboskili aileler gözaltına alındı, tutuklandı ve haklarında davalar açıldı. Yasın hiç bitmediği Roboski'de, katliamda öldürülenler için yarın (28 Aralık) anma törenleri düzenlenecek.

Katliamda 16 yaşındaki oğlu Yüksel Ürek'i kaybeden Abdurrahman Ürek, Artı Gerçek'e yaptığı açıklamada şunları söyledi:

“Her şeyimiz bizden alındı. Hasret kaldık. Ne yapabiliriz ki. Devlet zaten kapattı dosyayı. Kıytırık bir tazminat verdiler. Devlet hiçbir şey yapmadı bizim için. Biz de durmuş bekliyoruz. Oğlum 16 yaşında okuldan arta kalan zamanlarda günde 50 liralık eşya getiriyordu harçlığı için. Komplo düzenlenip oğlumu da benden aldılar.”

Katliamda kardeşi Serhat Encü ve yakınlarını kaybeden eski HDP Şırnak Milletvekili Ferhat Encü de faillerinin yargılanmadığını vurgulayarak şöyle konuştu:

"Roboski dosyasını Ankara’nın kara dehlizlerinde kaybettirmeye çalışıyorlar. Siyasal yargısıyla birlikte bu ülkeyi yönetenler Roboski Katliamını faili meçhul cinayetler gibi faili meçhul katliammış gibi tarihe geçirmeye çalışıyor. Tarihte ilk kez Kürtlere karşı işlenmiş aleni planlı bir katliamın dosyası bir davaya dönüşmüş değil. Dolayısıyla acımız ilk günkü gibi taze. Katillerin yargılanacağı umudumuz kalmamıştır. Çünkü siyasallaşan bir yargı var. Bu yargı da AKP’nin, bu katliamın siyasi talimatını verenlerin iki dudağına bakıyor. Sonuçta yargılanan katiller değil, aileler oldu. Anneler hâlâ karalar içinde."

Sınır ticareti için gittikleri Irak'tan dönen Roboskililer 28 Aralık 2011'de Türk Silahlı Kuvvetleri'ne ait savaş uçakları tarafından bombalandı. 19'u çocuk 34 kişi öldürüldü. Genelkurmay Başkanlığı, sivillerin "PKK'lilerin kullandığı yolları kullanması sebebiyle vurulduğunu" savundu. Dönemin Başbakanı olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise Gediktepe ve Hantepe baskınlarında 'silahların katırlarla taşındığını' belirterek, "Bu sefer de güvenlik güçlerimizin böyle bir yanlışa düşmemesi isteniyordu ama Uludere'deki köylülerden 35 vatandaşımız ebediyete intikal etti" dedi. Başbakanlık tarafından 2012’de, kişi başı 123 bin, toplamda da 4 milyon 180 bin Türk Lirası ödeneceği duyuruldu ancak aileler bu tazminatı kabul etmediklerini açıklayarak faillerin yargılanmasını istedi.

TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu bünyesinde kurulan Uludere Alt Komisyonu, Mart 2013'te açıkladığı raporda "Operasyon esnasında kimlik tespiti yapmanın imkânsız olduğunu" ileri sürerek "olayın kasten yapıldığına dair bir delilin bulunamadığını" savundu.

HDP’nin Roboski Katliamı’nın aydınlatılması için verdiği araştırma önergesi AKP-MHP oylarıyla reddedildi.

Roboski Katliamı ile ilgili 'taksirle ölüme sebebiyet vermek' suçlamasıyla soruşturma yürüten Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı 11 Haziran 2013’te 'görevsizlik' kararı vererek dosyayı Genelkurmay Başkanlığı Askeri Savcılığı’na gönderdi. Askeri Savcılık da 7 Ocak 2013'te 'takipsizlik' kararı verdi.

Katliamda öldürülenlerin yakınları Temmuz 2014’te Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) bireysel başvuru yaptı. Ancak mahkeme, başvuruda eksiklikler olduğunu belirtti ve "eksikliğin süresinde giderilmemesi" gerekçesiyle başvuruyu 24 Şubat 2015’te reddetti. Bunun üzerine katliamda yakınları öldürülen 281 kişi, 2016’da Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) başvurdu.

AİHM, iç hukuk yollarının tüketilmediği gerekçesiyle 17 Mayıs 2018’de başvuruyu reddetti.

15 Temmuz Darbe Girişimi'nin ardından 26 Temmuz 2016'da dönemin Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, "Sadece Rus uçağının düşürülmesi değil, Uludere olayında, Gezi olayında, Muhsin Yazıcıoğlu olayında da bu yapının parmağı olabilir" sözleriyle FETÖ'yü işaret etti. Bunun üzerine katliamda öldürülenlerin aileleri bir kez daha Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığına başvurdu ve dosyasının yeniden açılmasını talep etti.

Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı ise "yetkisizlik" kararı vererek, dosyayı Uludere Cumhuriyet Savcılığına gönderdi

Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *