Şiddet, toplum açısından yıkıcı etkisi olan bir olgu

Eğitim Sen Şube Kadın Sekreteri Gülfidan Özpolat, ‘’Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformun verilerine göre 2024 yılı 394 kadının yaşamdan koparılmış ve 2024 yılı aynı zamanda en çok kadın cinayeti ve şüpheli kadın ölümünün gerçekleştiği yıl oldu. Verilere göre kadınların 226'sı evinde, 76'sı sokakta, 13'ü ıssız bir yerde, 13'ü kamusal alanda, 13'ü arabada, 10'u iş yerinde, 6'sı su ve su kenarında, 5'i arazide, 4'ü otelde, 3'ü eğlence mekanında, 5'i bunlar dışında bir yerde öldürülmüş, 20 kadının öldürüldüğü yer tespit edilemedi insan hakları ihlali ve küresel bir sorun olan şiddet, toplum açısından yıkıcı etkisi bulunan bir olgu’’ şeklinde konuştu.

Kadın cinayetleri, kadına yönelik şiddetin ulaştığı en uç nokta

En önemli sosyal problemlerden biri olan şiddet olgusunun mağdurları arasında kadınların yer aldığını kaydeden Özpolat, ‘’Kadınların yaşam hakkını elinden alan kadın cinayetleri, kadına yönelik şiddetin ulaştığı en uç nokta. Bu kapsamda şiddetin yanında şiddeti doğuran sebepleri ortadan kaldırmak ve kadın cinayetleri ile etkin mücadele etmek için başta İstanbul Sözleşmesi olmak üzere, kadına yönelik şiddetin önlenmesine dair tüm  uluslararası sözleşmelerin yürürlüğe alınarak etkin uygulanması, 6284 Sayılı Yasa’nın etkin uygulanması, eşgüdümlü ve çok boyutlu çalışmaların yapılması, önleyici etkin politikaların düzenlenmesi, caydırıcı cezaların verilmesi, özel ve kamusal alanların kadınlar için güvenli hale getirilmesi, Rojin’lerin yaşamdan koparılmaması için KYK ve özel yurtların, okul kampüslerinin gerektiği şekilde güvenlik önlemleri ile güvenli hale getirilmesi büyük önem arz ediyor’’ dedi.

Özpolat, ‘’Unutulmamalıdır ki kadın cinayetleri, kadının karalanması ve kadınların yaşadığı toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin ve kadın düşmanı politikaların neticesinde ortaya çıkan şiddetin inkârı temelinde inşa edilmiş gerçekliktir. Toplumsallığa ilişkin iyiye, güzele, eşit ve adil yarınlara olan umut, inanç ve bu temelde gelişen mücadele iddiası; bu gerçekliğin değişebileceğine olan inanç’’ açıklamasında bulundu.

Sürecin yakından takipçisi olmaya davet ediyoruz

Rojin Kabaiş’in 18 gün boyunca bulunamamasının soruşturma aşamasında arama kurtarma faaliyetlerinin etkin ve hızlı bir şekilde yapılmadığı gerçeğini ortaya çıkardığını sözlerine ekleyen Özpolat, ‘’Soruşturma aşamasının sürüncemede bırakılması, delillerin yeteri kadar araştırılmaması, otopsi raporunun etkili ve yeterli şekilde yapılmaması, dosyada gizlilik kararı olmasının sonucunda aile ve kamuoyunun gerektiği şekilde bilgilendirilmemesi kadın ölümlerine yönelik yargı süreçlerinin ne denli yetersiz ve eksik olduğunu açıkça ortaya koyuyor. Rojin Kabaiş’in şüpheli ölümü ile ilgili tüm şüphelerin giderilmesi, etkin bir yargılama yapılması ve geç kalınmış adaletin sağlanması için kamuoyunu bu sürecin yakından takipçisi olmaya davet ediyoruz’’ mesajı verdi.