Bakan Şimşek, Batman'daki 'Vergili' köyünün Kürtçe adının iade törenine katıldı. Bakan, Kürtçe tabelanın takılmasına eşlik etti. Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Batman'da bir köyün Kürtçe adının iade edilmesi törenine katıldı. AK Parti Milletvekili Ziver Özdemir, Batman Emniyet Müdürü Necati Denizci ve köylülerin katıldığı törende Şimşek, yeni tabelayı görevlilerle birlikte taktı.
Şimşek, ““İnsanımız gereksiz yere ölmüyor. Bu da ayrı bir kazanım. Ben bu çözüm sürecini temel noktada kazanım olarak görüyorum ve çok önemsiyorum” dedi.
Bakan Şimşek, Batman'ın Gercüş ilçesine bağlı Vergili köyüne 'Becirman' adının iade edilmesi dolayısıyla düzenlenen törende, 1920'li yıllardan itibaren sistematik şekilde Türkiye'deki köylerin neredeyse üçte birinin isminin Türkçeleştirildiğini dile getirdi.
AK Parti hükümetleri olarak farklılıkları tehdit değil, zenginlik olarak gördüklerini dile getiren Şimşek, demokratik standartların iyileştirilmesi noktasında çok mesafe katettiklerini belirtti.
Demokratikleşme paketinin önemli unsurlarından birinin hayata geçirildiği anı hep birlikte yaşadıklarını kaydeden Şimşek, AK Parti hükümetleriyle ülkedeki geçmişte kalan ama bir dönem için yaşanan ret, inkar ve asimilasyon siyasetine son verdiklerini vurguladı.
Şimşek, isim değişikliğinin sembolik bir adım olduğunu ifade ederek şöyle devam etti: "Hükümetimizin meclise sunduktan sonra kabul edilen demokratikleşme paketi çerçevesinde ismi zamanla değiştirilen, Türkçeleştirilen köylerimize, diğer yerleşim yerlerimize isimlerin değiştirilme imkanı getirdik. Becirman uzun yıllar büyük bir haksızlığa uğradı. Çünkü burası bir Seyit köyü. Osmanlı döneminde bunlar vergiden muaf olan bir kesim. O nedenle bu köyün adı Kürtçede 'vergisiz' anlamına gelen Becirman. Ama Tükçeleştirildiğinde köyün ismi 'vergili' olarak değiştirilmiş. Orijinal isminin tam tersi bir anlam yüklenmiş. Bugün tabii ki köyün verdiği karar ve bu kararın Bakanlar Kurulu tarafından onaylanmasıyla orijinal, anlamlı ismine geri dönmüştür.
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, doğu ve batıda ocaklara ateşlerin düşmediğini, anaların artık ağlamadığını vurgulayarak, “İnsanımız gereksiz yere ölmüyor. Bu da ayrı bir kazanım. Ben bu çözüm sürecini temel noktada kazanım olarak görüyorum ve çok önemsiyorum” dedi. Maliye Bakanı Şimşek, Hasankeyf'te düzenlenen 3. Uluslararası Bisiklet Turnuvası'na katıldı. Burada NTV yayındasoruları yanıtlayan Bakan Şimşek, “Soma ile ilgili olarak bir yardım kampanyası var ama bunun dışında hükümet olarak mali tedbirlerle ilgili alınmış bir karar var mı?” şeklindeki bir soru üzerine, “Biz hayatını kaybeden kardeşlerimizi geriye getiremeyiz ama geriye kalan vatandaşlarımızın yaralarını sarmak için bundan sonraki hayatlarında her türlü desteği sağlayacağız. Zaten mevcut çalışma ve sosyal güvenlik bakanlığı çerçevesinde yapılacaklar var. Buna ilaveten yapılacaklarda Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’mızın başkanlığında bir çalışma yaptık. Ona son şeklini veriliyor. Dolayısıyla devlet olarak üzerimize ne düşüyorsa gerekeni yapacağız. Ama bu tür musibetlerin bir daha yaşanmaması için de bütün hususlarda çalışmalarda yapılıyor. Gerekli derslerde çıkarılıyor. Bugün biz Soma’daki o facia yaşanmasaydı bugünkü uluslararası yarışmayı festival havasında yapacaktık. Fark ederseniz bu sene müzik yok ve ben bir bisiklete binmedim. Mümkün olduğunca düşük bir profilde götürüyoruz. Uluslararası bir yarışma olmasına rağmen Soma’daki hüznü dikkate alarak farklı bir program yaptık. Verilecek ödülleri de biz Soma’ya bağışlayacak. Burada yarışmacıların alacakları ödülleri de Soma’ya bağışlayacağız” şeklinde konuştu.
“Taşeron düzenlemesinde neler yapılacak? Madencilik gibi iş kazalarının fazla olduğu bir alanda taşeron sistemi uygulamasından bahsedilebilir mi?” sorusu üzerine Bakan Şimşek şunları kaydetti: “Taşeron sisteminin rehabilite edilmeye ihtiyacı var. Biz hükümet olarak hiçbirimiz emeğin sömürülmesini tasnif etmeyiz. Alın teri kurumadan işçimizin hakkının verilmesi gerekir. bazı alanların özel sektöre açılıp kapanması farklı bir konu. İşçilerimizin ya da emeğin sömürüsü ayrı bir konu. Dolayısıyla taşeron sisteminde şuanda aksayan yönler olabilir. Bunların rehabilitasyonu üzerinde çalışıyoruz. Örneğin geçmiş dönemde özellikle kıdem tazminatında bir takım sıkıntılar yaşanmıştı. Şimdi o sistemi yeniden düzenleyeceğiz. Maaşların zamanında ve tam olarak ödenmesini garanti altına alacağız. Yıllık izinler gibi hususlarda kayıt dışılığın engellenmesi konusunda elimizden ne geliyorsa yapacağız. Bütün taşeron işçiler kamuya kadrolu eleman olarak alınacak beklentisi varsa son derece yanlış bir beklentidir. Böyle bir plan yoktur. Özel sektörde de daha çok istismarın engellenmesine yönelik bir düzenleme yapıyoruz. Ekonomik Koordinasyon Kurulu olarak yapılan çalışmayı biz değerlendirdik. Bu anlamda bir çalışma bu döneme yetişecekse bu benim alanım değil pek bir şey değil, gelirse bu düzenleme tabi ki yapılabilir.”
Mehmet Şimşek, “Çözüm süreci hem ekonomik anlamda hem de gündelik yaşamda tabloya nasıl bir etki yarattı?” şeklindeki bir soru üzerine ise şöyle dedi: “Muazzam bir eti yarattı. Yani işin slogan kısmını bir kenara bırakırsak, batı da doğuda da bugün analar ağlamıyor. Tabi ki ocaklara ateş düşmüyor. İnsanımız gereksiz yere ölmüyor. Bu ayrı bir kazanım. Ben bu çözüm sürecini temel noktada kazanım olarak görüyorum ve çok önemsiyorum. Kim ne derse dersin gerek coğrafik yapısından dolayı gerek terör dolasıyla buralara yeterince özel sektörden yatırımı gelememiş. Şimdi inanılmaz bir yatırım seferberliği var. Çok büyük bir ilgi var. Bu da bölgenin hızlı kalkınması demek.”ANKA
Bakan Şimşek, Batman'ın Gercüş ilçesine bağlı Vergili köyüne 'Becirman' adının iade edilmesi dolayısıyla düzenlenen törende, 1920'li yıllardan itibaren sistematik şekilde Türkiye'deki köylerin neredeyse üçte birinin isminin Türkçeleştirildiğini dile getirdi.
AK Parti hükümetleri olarak farklılıkları tehdit değil, zenginlik olarak gördüklerini dile getiren Şimşek, demokratik standartların iyileştirilmesi noktasında çok mesafe katettiklerini belirtti.
Demokratikleşme paketinin önemli unsurlarından birinin hayata geçirildiği anı hep birlikte yaşadıklarını kaydeden Şimşek, AK Parti hükümetleriyle ülkedeki geçmişte kalan ama bir dönem için yaşanan ret, inkar ve asimilasyon siyasetine son verdiklerini vurguladı.
Şimşek, isim değişikliğinin sembolik bir adım olduğunu ifade ederek şöyle devam etti: "Hükümetimizin meclise sunduktan sonra kabul edilen demokratikleşme paketi çerçevesinde ismi zamanla değiştirilen, Türkçeleştirilen köylerimize, diğer yerleşim yerlerimize isimlerin değiştirilme imkanı getirdik. Becirman uzun yıllar büyük bir haksızlığa uğradı. Çünkü burası bir Seyit köyü. Osmanlı döneminde bunlar vergiden muaf olan bir kesim. O nedenle bu köyün adı Kürtçede 'vergisiz' anlamına gelen Becirman. Ama Tükçeleştirildiğinde köyün ismi 'vergili' olarak değiştirilmiş. Orijinal isminin tam tersi bir anlam yüklenmiş. Bugün tabii ki köyün verdiği karar ve bu kararın Bakanlar Kurulu tarafından onaylanmasıyla orijinal, anlamlı ismine geri dönmüştür.
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, doğu ve batıda ocaklara ateşlerin düşmediğini, anaların artık ağlamadığını vurgulayarak, “İnsanımız gereksiz yere ölmüyor. Bu da ayrı bir kazanım. Ben bu çözüm sürecini temel noktada kazanım olarak görüyorum ve çok önemsiyorum” dedi. Maliye Bakanı Şimşek, Hasankeyf'te düzenlenen 3. Uluslararası Bisiklet Turnuvası'na katıldı. Burada NTV yayındasoruları yanıtlayan Bakan Şimşek, “Soma ile ilgili olarak bir yardım kampanyası var ama bunun dışında hükümet olarak mali tedbirlerle ilgili alınmış bir karar var mı?” şeklindeki bir soru üzerine, “Biz hayatını kaybeden kardeşlerimizi geriye getiremeyiz ama geriye kalan vatandaşlarımızın yaralarını sarmak için bundan sonraki hayatlarında her türlü desteği sağlayacağız. Zaten mevcut çalışma ve sosyal güvenlik bakanlığı çerçevesinde yapılacaklar var. Buna ilaveten yapılacaklarda Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’mızın başkanlığında bir çalışma yaptık. Ona son şeklini veriliyor. Dolayısıyla devlet olarak üzerimize ne düşüyorsa gerekeni yapacağız. Ama bu tür musibetlerin bir daha yaşanmaması için de bütün hususlarda çalışmalarda yapılıyor. Gerekli derslerde çıkarılıyor. Bugün biz Soma’daki o facia yaşanmasaydı bugünkü uluslararası yarışmayı festival havasında yapacaktık. Fark ederseniz bu sene müzik yok ve ben bir bisiklete binmedim. Mümkün olduğunca düşük bir profilde götürüyoruz. Uluslararası bir yarışma olmasına rağmen Soma’daki hüznü dikkate alarak farklı bir program yaptık. Verilecek ödülleri de biz Soma’ya bağışlayacak. Burada yarışmacıların alacakları ödülleri de Soma’ya bağışlayacağız” şeklinde konuştu.
“Taşeron düzenlemesinde neler yapılacak? Madencilik gibi iş kazalarının fazla olduğu bir alanda taşeron sistemi uygulamasından bahsedilebilir mi?” sorusu üzerine Bakan Şimşek şunları kaydetti: “Taşeron sisteminin rehabilite edilmeye ihtiyacı var. Biz hükümet olarak hiçbirimiz emeğin sömürülmesini tasnif etmeyiz. Alın teri kurumadan işçimizin hakkının verilmesi gerekir. bazı alanların özel sektöre açılıp kapanması farklı bir konu. İşçilerimizin ya da emeğin sömürüsü ayrı bir konu. Dolayısıyla taşeron sisteminde şuanda aksayan yönler olabilir. Bunların rehabilitasyonu üzerinde çalışıyoruz. Örneğin geçmiş dönemde özellikle kıdem tazminatında bir takım sıkıntılar yaşanmıştı. Şimdi o sistemi yeniden düzenleyeceğiz. Maaşların zamanında ve tam olarak ödenmesini garanti altına alacağız. Yıllık izinler gibi hususlarda kayıt dışılığın engellenmesi konusunda elimizden ne geliyorsa yapacağız. Bütün taşeron işçiler kamuya kadrolu eleman olarak alınacak beklentisi varsa son derece yanlış bir beklentidir. Böyle bir plan yoktur. Özel sektörde de daha çok istismarın engellenmesine yönelik bir düzenleme yapıyoruz. Ekonomik Koordinasyon Kurulu olarak yapılan çalışmayı biz değerlendirdik. Bu anlamda bir çalışma bu döneme yetişecekse bu benim alanım değil pek bir şey değil, gelirse bu düzenleme tabi ki yapılabilir.”
Mehmet Şimşek, “Çözüm süreci hem ekonomik anlamda hem de gündelik yaşamda tabloya nasıl bir etki yarattı?” şeklindeki bir soru üzerine ise şöyle dedi: “Muazzam bir eti yarattı. Yani işin slogan kısmını bir kenara bırakırsak, batı da doğuda da bugün analar ağlamıyor. Tabi ki ocaklara ateş düşmüyor. İnsanımız gereksiz yere ölmüyor. Bu ayrı bir kazanım. Ben bu çözüm sürecini temel noktada kazanım olarak görüyorum ve çok önemsiyorum. Kim ne derse dersin gerek coğrafik yapısından dolayı gerek terör dolasıyla buralara yeterince özel sektörden yatırımı gelememiş. Şimdi inanılmaz bir yatırım seferberliği var. Çok büyük bir ilgi var. Bu da bölgenin hızlı kalkınması demek.”ANKA
RSS