Baro Kadın Hakları Komisyonu tarafından yapılan açıklamada, “Ülkemizde kadınlar yönetimdeki hakkını ancak siyasete katılarak kullanacaktır. Her yerde seçilebilir sırada kadın ve parti meclislerinde yüzde 50 kadın görmek istiyoruz” denildi.
kadınların 20 Mart 1930’da çıkarılan Belediye Kanunu ile ilk kez belediye seçimlerine katılma hakkı elde ederken, 5 Aralık 1934’te Teşkilat-ı Esasiye Kanunu’nun 10. ve 11. maddeleri değiştirilerek kadınlara milletvekili seçme ve seçilme hakkı tanındığını, 1 Mart 1935’te 18 kadının ilk kez parlamentoya girdiğini hatırlatıldı.
“1934 tarihli yasa sadece kadınlarımıza seçme ve seçilme hakkı vermemiş, demokratik ülkeler seviyesinde, çağdaş bir ülke olmanın da ilk adımı atılmıştır” diyen Şarklı, “18 kadının ilk kez parlamentoya girdiği 1935 seçimlerinde kadın temsil oranı yüzde 4.5'tir. Bu öncü rolüne rağmen Türkiye’nin kadınların seçme ve seçilme oranı açısından günümüzdeki durumu pek de iç açıcı değildir.2011 seçimlerine göre TBMM 24.dönemindeki kadın milletvekili sayısı bir önceki seçimlere göre 50'den 78' e çıkarak 18 kişi artmıştır. Böylece TBMM'de geçen dönem yüzde 9 olan kadınların temsil oranı da yüzde 14'e çıkmıştır. Ancak ülkemiz bugün kadınların siyasette ki yeri açısından devraldığı bu önemli mirası olması gereken seviyeye getirememiş, siyasi partilerin seçim listelerinde, kadın adaylara etkin bir biçimde yer verilmemiştir” denildi.
“Yerel yönetimlerde ve meslek örgütlerinde de sayımızla orantılı olarak temsil edilmemekte olmamızda üzücü bir gerçektir. Toplumsal yaşamın her alanında büyük sorumluluklar yüklenen, gelecek kuşakların yetiştirilmesinde en büyük pay sahibi olan kadınlarımızın, sahip olduğu haklarının bilincine varmaları büyük önem taşımaktadır.Kadınlarımız ekonomik ve sosyal yaşama katılımda, karar verme süreçlerinde daha etkin rol oynamalı, siyasal alanda daha yüksek oranlarda temsil edilmelidirler. Kadınlarımızın öncelikle toplum içerisinde var olmak için mücadele ettiği bir ülkede onların siyasete tam ve aktif katılımını sağlamak için pozitif ayrımcılık temelinde demokratik atılımların bir an önce yapılması gerekmektedir. Biz kadınlar ülkenin geleceğinin belirlenmesinde ve gelişme yolunda atılacak tüm adımlarda görev almalı, yeniliklerin öncüsü olmalı, siyasal yaşamda etkinliğini artırmalı ve ülke yönetiminde daha fazla söz sahibi olmalıdırlar.Kadının yaşamın her alanındaki sorunlarının çözümlenmesi, bilinçlendirilmesi ve kadın haklarının geliştirilmesi için çalışmalarımız devam edecektir” şeklinde açıklama yapıldı.Arzu Bulut
kadınların 20 Mart 1930’da çıkarılan Belediye Kanunu ile ilk kez belediye seçimlerine katılma hakkı elde ederken, 5 Aralık 1934’te Teşkilat-ı Esasiye Kanunu’nun 10. ve 11. maddeleri değiştirilerek kadınlara milletvekili seçme ve seçilme hakkı tanındığını, 1 Mart 1935’te 18 kadının ilk kez parlamentoya girdiğini hatırlatıldı.
“1934 tarihli yasa sadece kadınlarımıza seçme ve seçilme hakkı vermemiş, demokratik ülkeler seviyesinde, çağdaş bir ülke olmanın da ilk adımı atılmıştır” diyen Şarklı, “18 kadının ilk kez parlamentoya girdiği 1935 seçimlerinde kadın temsil oranı yüzde 4.5'tir. Bu öncü rolüne rağmen Türkiye’nin kadınların seçme ve seçilme oranı açısından günümüzdeki durumu pek de iç açıcı değildir.2011 seçimlerine göre TBMM 24.dönemindeki kadın milletvekili sayısı bir önceki seçimlere göre 50'den 78' e çıkarak 18 kişi artmıştır. Böylece TBMM'de geçen dönem yüzde 9 olan kadınların temsil oranı da yüzde 14'e çıkmıştır. Ancak ülkemiz bugün kadınların siyasette ki yeri açısından devraldığı bu önemli mirası olması gereken seviyeye getirememiş, siyasi partilerin seçim listelerinde, kadın adaylara etkin bir biçimde yer verilmemiştir” denildi.
“Yerel yönetimlerde ve meslek örgütlerinde de sayımızla orantılı olarak temsil edilmemekte olmamızda üzücü bir gerçektir. Toplumsal yaşamın her alanında büyük sorumluluklar yüklenen, gelecek kuşakların yetiştirilmesinde en büyük pay sahibi olan kadınlarımızın, sahip olduğu haklarının bilincine varmaları büyük önem taşımaktadır.Kadınlarımız ekonomik ve sosyal yaşama katılımda, karar verme süreçlerinde daha etkin rol oynamalı, siyasal alanda daha yüksek oranlarda temsil edilmelidirler. Kadınlarımızın öncelikle toplum içerisinde var olmak için mücadele ettiği bir ülkede onların siyasete tam ve aktif katılımını sağlamak için pozitif ayrımcılık temelinde demokratik atılımların bir an önce yapılması gerekmektedir. Biz kadınlar ülkenin geleceğinin belirlenmesinde ve gelişme yolunda atılacak tüm adımlarda görev almalı, yeniliklerin öncüsü olmalı, siyasal yaşamda etkinliğini artırmalı ve ülke yönetiminde daha fazla söz sahibi olmalıdırlar.Kadının yaşamın her alanındaki sorunlarının çözümlenmesi, bilinçlendirilmesi ve kadın haklarının geliştirilmesi için çalışmalarımız devam edecektir” şeklinde açıklama yapıldı.Arzu Bulut