Son zamanlarda artan çocuk cinayetlerine ve çocuk istismar olaylarına bir tepki de İnşaat Mühendisi Burkay Güçyetmez’den geldi
Çocuk cinayetlerinin ve çocuk istismarlarının her geçen gün arttığını belirten Güçyetmez, acilen gerekli önlemlerin alınması uyarısında bulunurken, çocuklara güvenli ve çağdaş bir geleceğin hazırlanması gerektiğine dikkat çekti. Güçyetmez, “Son 10 yılda çocuk istismarı yüzde 700 artmış. Bu çok korkunç rakam. Kız çocukları eğitim haklarından uzaklaştırılıp, adeta çocuk yaşta evliliklere itildi. Erkek çocuklar ise çocuk işçiliğine sevk edildi. Son 10 yılda 2 bin 337 kadın şiddet görerek hayatını kaybetmiş. Hırsızlık diğer suç oranları sürekli artıyor. Eğitim kalitesi sürekli düşüyor. En önemlisi de toplumsal ahlak kayboluyor” diye konuştu.
Toplum, her geçen
gün yozlaşıyor
“Toplumsal yozlaşma bir toplumun kültürünü değiştirmesi ve zamanla bunun sonucunda daha da ileri giderek tamamen kültürel yıkıma uğramasıdır” diyen Güçyetmez, eğer bir toplum geçmişini arar hale gelmişse o toplumda çağdaşlaşma adına çok ciddi sorunların olduğunu kaydederken, “Geçmişten günümüze toplumumuz her geçen gün artan bir biçimde yozlaşmakta çağımızda yaşanan teknolojik, bilimsel gelişmelere duyarlı çağdaş eğitim akıl ve mantığı ile toplum yaşamına yön verme çabaları yerini sahte dini dogmaları egemen yapma girişimlerine bırakmıştır. Kültür, bir toplumun tarihsel süreç içinde ürettiği ve kuşaktan kuşağa aktardığı her türlü maddi ve manevi özelliklerin bütünüdür. Bir toplumun birlikte yaşamasını kolaylaştıran çağdaşlaşmanın gelişebilmesi için eğitim seviyesinin yükseltilmesi yanında, gelenek ve göreneklerinin korunarak kültür seviyesinin yenilenerek yükselmesine ihtiyaç vardır” ifadelerini kullandı.
Yozlaşma sonucunda birçok
olumsuz etken oluşuyor
Toplumsal yozlaşmanın arka planında ekonomik, siyasal ve toplumsal yapılardan kaynaklanan nedenlerin yer aldığını vurgulayan İnşaat Mühendisi Burkay Güçyetmez, konuşmasını şu şekilde sürdürdü: “Gelir adaletsizliği, işsizliğin sürekli yükselmesi, emekçi ücretlerinin yaşamsal sınırın altında olması toplumsal hoşnutsuzluğu ortaya çıkarmaktadır. Sürekli olumsuzlukların yaşandığı bir toplumda toplumsal huzurdan söz edilemez. Toplumsal yozlaşmanın sonucu olarak; hırsızlık, görevi kötüye kullanma, hoşgörüsüzlük, ayrımcılığın artması gibi birçok olumsuz etken oluşuyor. Toplum olarak birey olarak birbirine saygılı ahlaklılık, erdemlilik temel niteliklerini korumadan gerçekçi çözümlere ulaşılamaz. Toplumumuzun yozlaşmasını engellemek için her bireye sorumluluk düşüyor. Çevremizde yaşanan olumsuzluklara kayıtsız kalmamak gerekiyor.” Hüseyin Karataş
Çocuk cinayetlerinin ve çocuk istismarlarının her geçen gün arttığını belirten Güçyetmez, acilen gerekli önlemlerin alınması uyarısında bulunurken, çocuklara güvenli ve çağdaş bir geleceğin hazırlanması gerektiğine dikkat çekti. Güçyetmez, “Son 10 yılda çocuk istismarı yüzde 700 artmış. Bu çok korkunç rakam. Kız çocukları eğitim haklarından uzaklaştırılıp, adeta çocuk yaşta evliliklere itildi. Erkek çocuklar ise çocuk işçiliğine sevk edildi. Son 10 yılda 2 bin 337 kadın şiddet görerek hayatını kaybetmiş. Hırsızlık diğer suç oranları sürekli artıyor. Eğitim kalitesi sürekli düşüyor. En önemlisi de toplumsal ahlak kayboluyor” diye konuştu.
Toplum, her geçen
gün yozlaşıyor
“Toplumsal yozlaşma bir toplumun kültürünü değiştirmesi ve zamanla bunun sonucunda daha da ileri giderek tamamen kültürel yıkıma uğramasıdır” diyen Güçyetmez, eğer bir toplum geçmişini arar hale gelmişse o toplumda çağdaşlaşma adına çok ciddi sorunların olduğunu kaydederken, “Geçmişten günümüze toplumumuz her geçen gün artan bir biçimde yozlaşmakta çağımızda yaşanan teknolojik, bilimsel gelişmelere duyarlı çağdaş eğitim akıl ve mantığı ile toplum yaşamına yön verme çabaları yerini sahte dini dogmaları egemen yapma girişimlerine bırakmıştır. Kültür, bir toplumun tarihsel süreç içinde ürettiği ve kuşaktan kuşağa aktardığı her türlü maddi ve manevi özelliklerin bütünüdür. Bir toplumun birlikte yaşamasını kolaylaştıran çağdaşlaşmanın gelişebilmesi için eğitim seviyesinin yükseltilmesi yanında, gelenek ve göreneklerinin korunarak kültür seviyesinin yenilenerek yükselmesine ihtiyaç vardır” ifadelerini kullandı.
Yozlaşma sonucunda birçok
olumsuz etken oluşuyor
Toplumsal yozlaşmanın arka planında ekonomik, siyasal ve toplumsal yapılardan kaynaklanan nedenlerin yer aldığını vurgulayan İnşaat Mühendisi Burkay Güçyetmez, konuşmasını şu şekilde sürdürdü: “Gelir adaletsizliği, işsizliğin sürekli yükselmesi, emekçi ücretlerinin yaşamsal sınırın altında olması toplumsal hoşnutsuzluğu ortaya çıkarmaktadır. Sürekli olumsuzlukların yaşandığı bir toplumda toplumsal huzurdan söz edilemez. Toplumsal yozlaşmanın sonucu olarak; hırsızlık, görevi kötüye kullanma, hoşgörüsüzlük, ayrımcılığın artması gibi birçok olumsuz etken oluşuyor. Toplum olarak birey olarak birbirine saygılı ahlaklılık, erdemlilik temel niteliklerini korumadan gerçekçi çözümlere ulaşılamaz. Toplumumuzun yozlaşmasını engellemek için her bireye sorumluluk düşüyor. Çevremizde yaşanan olumsuzluklara kayıtsız kalmamak gerekiyor.” Hüseyin Karataş