ANASAYFA arrow right Güncel

Suriyeliler için harcadığımız 10 milyar TL ile 23 bin kişiye istihdam yaratabilirdik

Suriyeliler için harcadığımız 10 milyar TL ile 23 bin kişiye istihdam yaratabilirdik
YAYINLAMA: 16 Nisan 2020 / 04.13
GÜNCELLEME: 16 Nisan 2020 / 04.13
CHP İstanbul Milletvekili Umut Oran, işsizler ordusunun 5 milyon 430 bine, işsizlik oranının yüzde 17.1’e ulaştığını idd
CHP İstanbul Milletvekili Umut Oran, işsizler ordusunun 5 milyon 430 bine, işsizlik oranının yüzde 17.1’e ulaştığını iddia ederek, “İşsizler ordumuz, birçok ülkenin nüfusundan daha fazla” derken, “Suriyeliler için harcadığımız 10 milyar TL ile 23 bin kişiye istihdam yaratabilirdik” dedi.
TÜİK’in açıkladığı son istatistiklere göre Türkiye’de Ağustos ayı itibariyle işsiz sayısının 2 milyon 944 bine, işsizlik oranının da yüzde 10.1’e ulaştığını belirten Oran, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Buna göre resmi işsizlik oranı çift haneli ve son altı ayın en yüksek düzeyinde. Dar tanımlı bu işgücü verilerine göre Ağustos itibariyle tarım dışı işsizlik oranı yüzde 12.3. Gençlerdeki işsizlik oranı yüzde 18.9.
Dar tanımlı resmi işsizlik oranı 2000 yılında sadece yüzde 6.5 düzeyinde bulunuyordu ve Türkiye tarihinin en ağır ekonomik krizinin yaşandığı 2001 yılında bile yüzde 8.4 olmuştu. AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılında oranı yüzde 10.3 olan işsizlik oranı 2008-2009 krizinde yüzde 15’e kadar yükselmiş, sonra yine bu düzeylere gerilemişti. 12 yılın ardından bakıldığında işsizlik yine yüzde 10’un üzerinde; yani 12 yılda iyileşme yok, kötüleşme var. AKP politikaları iş-aş yaratmadı, işsizlikle mücadelede bir arpa boyu yolu alınmadı.
TÜİK’in kamuflajlı işgücü verileri, işsizliğin gerçek boyutunu yansıtmak bir yana gizliyor. Sadece aktif olarak iş arayanları esas alan bu veriler, buzdağının sadece görünen ucu. Anket döneminde aktif olarak iş arama faaliyetinde bulunmayan işsizler, dışarıda tutuluyor. Bu kişiler, ‘iş gücüne dahil olmayan nüfus’ kapsamında sayılıyor. ‘Umudunu yitirip iş aramaktan vazgeçen’ bu işsizlerin sayısı 2 milyon 486 bin kişi. Bunlar da dâhil edildiğinde işsizler ordusu 5 milyon 430 bine, işsizlik oranı yüzde 17.1’e ulaşıyor. İşsizler ordumuz, birçok ülkenin nüfusundan daha fazla…
Umutsuzların dahil edilmesi ile çıkan sonuç bile Türkiye’deki işsizlik olgusunu tam yansıtmaya yetmiyor. 57 milyonu aşan 15 yaş üstü nüfus içinde ücretli-yevmiyeli çalışan sayısı 17 milyon civarında kalıyor; 5.7 milyon da kendi hesabına çalışan ve işveren bulunuyor.
3 milyon 446 bin kişi, tarım ya da ticaretle uğraşan ailesinin yanında ‘ücretsiz aile işçisi’ olarak tasnif edilerek, istihdamda gösteriliyor. İstihdamda sayılan nüfusun 1 milyona yakın bir bölümünü de ‘eksik istihdam’, ‘yetersiz istihdam’ gibi adlar altında ‘çalışıyor’ sayılanlar oluşturuyor. Sonuçta 15 yaş üstü 57 milyon dolayındaki nüfusun 28 milyona yakını ise işgücü dışında yer alıyor; bunların da 12 milyona yakını ev hanımı…
AKP’nin borçla tüketime dayalı ekonomi modeli, küresel para musluklarının kapatılması ile artık işlemez oldu. Göz boyamaya dayalı program açıklamaları bir yana AKP yeni bir model geliştiremiyor. Yüksek faiz-pahalı döviz, reel kesimde maliyetleri hızla artırıyor, iç talep daralıyor, büyüme hız kesiyor, döviz borcu-açığı bulunan firmalar sıkıntı yaşıyor. Sanayici, yatırımcı, girişimci önünü göremiyor. İşsizlere iş ve aş yaratacak olan yatırımlar yapılmıyor. Gidişattan KOBİ’ler, sanayi, konut, bankacılık, hane halkları ve tüm kesimler olumsuz etkileniyor. AKP’nin ekonomide ülkeyi getirdiği bu darboğazda işsizlikteki artış ivme kazanıyor.
İşsizlik Türkiye’nin kanayan yarasıdır. AKP’nin 12 yıllık iktidarında uyguladığı ekonomi politikaları, Türkiye’nin iş ve aş sorununu çözememiştir. Gerçek anlamda 5,5 milyon işsiz varken hükümetin Suriyeliye iş bulmakta ısrar etmesi iyi niyetle açıklanamaz. Hükümetin biran önce dış ilişkilerinde barışçıl politikaları hakim kılarak ülkemizdeki milyonlarca Suriyelinin Iraklının misafirin ülkelerine dönmesi sağlanmalıdır. Suriyeliler için harcadığımız 10 milyar TL ile 23 bin kişiye istihdam yaratabilirdik!
Planlı, sürdürülebilir kalkınma ve kalıcı refahı getirecek, halktan yana ekonomi politikaları yerine ‘borçla tüketim yoluyla ödünç refah’ yaşatan politikalar izlenmiştir. ‘Vur kaççı’ dış sermayenin kâr iştahına uygun davranılmıştır.
Bir ülkede işsizlik sorunu çözülemiyor, ekonomideki nimetler tabana yayılmıyor, gelir dağılımı düzelmiyorsa, sosyal barış olmaz. KOBİ’ler başta reel sektörün büyümesine katkı verilmeli, üretime dayalı büyüme ve istihdam artışı teşvik edilmelidir. Sanayide yerli hammadde kullanımını özendiren, böylece ihracatın katma değerini yükselten, reel sektörün istihdam kapasitesini büyütecek ekonomi politikaları izlenmelidir. Az üretip (borçla) hovardaca tüketen ve borç biriktiren, dış açık veren, bunun sonucunda da krizlerden kurtulmayan bir ekonomi değil, çok üretip yeterince tüketen ve gelecek için, yeni yatırımlar için ulusal tasarruf biriktiren, refahı kendi kaynakları ile yaratıp tabana yayan bir ekonomi modeline ihtiyaç bulunmaktadır.
İşsizlik kader değildir, halkın iş ve aş sorununu ‘rantçı’ değil, ‘halkçı’ iktidarlar çözer.”ANKA

Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *