ANASAYFA arrow right Güncel

Taşeron işçilere yaptıkları işlere göre kadro verilmeli

Taşeron işçilere yaptıkları işlere göre kadro verilmeli
YAYINLAMA: 16 Nisan 2020 / 04.52
GÜNCELLEME: 16 Nisan 2020 / 04.52
Başbakan Binali Yıldırım’ın Türk-İş Konfederasyonu’nu ziyareti sırasında taşeron işçiler konusunda yaptığı açıklama işçiler arasında heyecan uyandırdı. Açıklamanın ardından kafalarda acaba bu sefer kadro verilecek mi sorusu oluştu.
Başbakan Binali Yıldırım’ın Türk-İş Konfederasyonu’nu ziyareti sırasında taşeron işçiler konusunda yaptığı açıklama işçiler arasında heyecan uyandırdı. Açıklamanın ardından kafalarda acaba bu sefer kadro verilecek mi sorusu oluştu.
Yeni bir emek sömürü
sistemi kurulmamalı
Başbakan’ın taşerona kadro açıklamalarını Sabah’a değerlendiren Tez-Koop-İş Sendikası Gaziantep Şube Başkanı Bilal Öztokmak, “Başbakan Konfederasyonumuz Türk-İş’i ziyaretinde yılbaşına kadar bu sorunun çözüleceği taahhüdü umut verici. Taşeron işçi sorunu yıl başına kalmadan sendikaların da onayı alınarak çözüme kavuşturulmalı. Zaman zaman kadrolu, sözleşmeli, özel sözleşmeli personel gibi açıklamalar yapılıyor, ancak doğru değil. Yeni bir emek sömürü sistemi kurulmamalı. Taşeron işçilere yaptıkları işlere göre kadro verilmeli, çalıştıkları kurumalarında işçilik işi yapıyorsa işçi kadrosu, memur işi yapıyorsa memurluk kadrosu verilmelidir” dedi.
Bizlerin zihninde
belirsizlik yaratıyor
Taşeron işçilere yaptıkları işlere göre kadro verilmesi gerektiğini sözlerine ekleyen Öztokmak, çalıştıkları kurumlarda işçilik işi yapıyorsa işçi kadrosunun, memur işi yapıyorsa memurluk kadrosunun verilmesi gerektiğini belirtti. Öztokmak, “Her ne kadar hükümet yılbaşına kadar bu sorununun çözüleceğini söylüyor, ama bir yandan da yıl sonuna gelindiği için kamu kurumları taşeron çalıştırma ihalelerini yeniden üçer yılık olarak yenilemek için ihale çalışmaları yapıyor. Bu da bizlerin zihninde belirsizlik yaratıyor” şeklinde açıklamalarda bulundu.
Kamuda güvenceli çalışmak
taşeron işçilerin hakkıdır
Öztokmak, “Kamuda güvenceli çalışmak taşeron işçilerin hakkıdır. Taşeron işçilere kadro verilmesi bir hakkın teslim edilmesidir. Koca bir ülkenin taşeron işçilere borcunu ödemesidir. Kamuda kamunun işçisi olarak çalışmak, taşeron işçinin hakkıdır. Çünkü Türkiye’de taşeron uygulamalarının hemen hemen hepsi muvazaalıdır, hilelidir. İş Yasası’na ve Alt İşverenlik Yönetmeliği’ne ve Yargıtay’ın içtihatlarına aykırıdır. Devlet, personel ihtiyacını taşeron şirketler üzerinden karşılamaktadır. Kağıt üzerinde işveren taşeron şirkettir, ancak hemen hemen tüm işverenlik yetkilerini kamu yöneticileri kullanmaktadır. İşin sevk ve idaresini yapan, işçilere emir, talimat veren, işçilerin işten çıkarılmasına karar veren, işçinin yıllık iznini ne zaman kullanabileceğine karar kamudur” şeklinde açıklama yaptı.
Taşeron şirketler paravan
ve bordro şirketidir
Taşeron şirketlerin paravan ve bordro şirketi olduğunu kaydeden Öztokmak, “Devlet, kendi işçi istihdam etmek yerine taşeron şirketlerden işçi temin etmekte ve bu işçilere kendi işçileri gibi çalıştırmakta. Ancak kamu işçisinin hak ve ücretlerinden yoksun bırakmaktadır. Bunun adı muvazaadır, kanuna karşı hiledir. Bu gerçek, sayısız Yargıtay kararı ve sayısız il müfettişi raporu ile de teyit edilmiştir. İş Yasası’nın 2’nci maddesine göre bu durumda taşeron işçiler, kamunun işçisi haline gelir” diye konuştu.
Taşeron işçilere kadro verilmesi bir
lütuf değil, bir hakkın teslim edilmesidir
“Türkiye’de devlet kendi koyduğu kurallara uymamakta, taşeron işçilerini kanuna aykırı biçimde çalıştırmaktadır” diyen Tez-Koop-İş Sendikası Gaziantep Şube Başkanı Bilal Öztokmak, “Bütün bunlar yetmezmiş gibi bu kanun dışılığa karşı İş Yasası’nın 2’nci maddesi ile getirilen yaptırıma karayolları işçileri haricinde uymamaktadır ve kesinleşmiş muvazaa kararları uygulanmamaktadır. Kadrolu çalışmak, taşeron işçilerin hakkıdır. İşte bu yüzden ayrımsız, şartsız bütün taşeron işçilere kadro verilmesi bir lütuf değil, bir hakkın teslim edilmesidir. Bir kamu kurumunda bir odada, üç kişi çalışıyor. Bunlardan biri memur, biri kadrolu işçi ve diğeri de taşeron işçisi. Üçü de aynı işi yapıyor, ancak taşeron işçi ne memurun ne kadrolu işçinin haklarından yararlanabiliyor. Taşeron işçinin yemekhanedeki yeri ayrı, yemek için ödediği tutar daha yüksek. Servise en son, o da yer kalırsa binebiliyor. Ayın sonunda aynı işi yaptığı mesai arkadaşlarının yarısından az ücret hesabına yatıyor. Her ihale döneminde acaba ismimin üzerini çizerler mi, korkusunu yaşıyor, her yeni, yıla işten atılma korkusu ile giriyor.”
Bir gün çalışmasalar
hastane felç olur
Hastanenin kapısında taşeron güvenlik işçisinin olduğunu hatırlatan Öztokmak, “Hasta kayıta giriyorsunuz, “Veri giriş personeli” adı altında kayıt alan taşeron işçidir. Polikliniğe çıkıyorsunuz, tıbbi sekreter ve koridorların temizliğinden, hastaların altının alınmasına, tıbbi atıkların temizlenmesinden, ameliyathanenin sterilizasyonuna kadar tüm işleri taşeron işçiler yapıyor. Oysa bunlar bir gün çalışmasa hastane felç olur. O yüzden hastanesinden, üniversitesine, belediyesinden, sosyal hizmetlerine kadar bu ülkede kamu hizmetlerinin yürütülmesinde büyük emeği olan, ancak bu emeğin karşılığını hiç alamayan tüm taşeron işçilere kadro verilmesi bir borçtur” ifadesini kullandı.
Başbakan’ın bu sorunun çözüleceği
taahhüdünü vermesi umut verici
Taşerona kadro verilmesi herkesten çok ülkeyi yönetenlere ait olduğunun altını çizen Öztokmak, “Hükümetin bu borcunun gereğini yapmasını için taşeron işçilerle dayanışma içinde olmak hepimizin borcu. İki yıl önce taşeron işçilere kadro sözü verildi, ama 2 yıldır söz tutulmamıştı. Başbakan Konfederasyonumuz Türk-İş’i ziyaretinde yılbaşına kadar bu sorunun çözüleceği taahhüdünü vermesi umut verici. Taşeron işçi sorunu yıl başına kalmadan sendikaların da onayı alınarak çözüme kavuşturulmalı. Zaman zaman kadrolu, sözleşmeli, özel sözleşmeli personel gibi açıklamalar yapılıyor, ancak doğru değil. Yeni bir emek sömürü sistemi kurulmamalı” diye açıklamalarda bulundu. Hüseyin Karataş

Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *