ANASAYFA arrow right Güncel

Türk Sinemasının Altın Yılı 2015 olacak

Türk Sinemasının Altın Yılı 2015 olacak
YAYINLAMA: 16 Nisan 2020 / 04.15
GÜNCELLEME: 16 Nisan 2020 / 04.15
Geçtiğimiz yıl Türk Sineması adına oldukça verimli bir yıl olarak kayıtlara geçti.
Geçtiğimiz yıl Türk Sineması adına oldukça verimli bir yıl olarak kayıtlara geçti. Gösterime giren yerli film sayısı 35 yıl sonra ilk defa 100’ü geçti. 2014 yılının 109 filmin gösterime girmesi ve seyirci rekoru kırılması, Türk Sinemasını Ne ölçüde verimli bir yıl geçirdiğini gözler önüne sermiştir. Türk sinema ve dizi sektörünü değerlendiren Zirve Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi ve Oyuncu Doç. Dr. Adnan Tönel, 2015 yılının Türk Sineması için Altın yılı olacağını söyledi.
Herkeste film çekme arzusu var
Geçen yıl 100’e aşkın yerli filmin çekildiğini belirten Tönel, “ Bu sayı bugünden geleceği görebilmek adına önemli bir gösterge. Ülkemizde neredeyse
herkeste bir film çekme tutkusu başladı, bunu çok önemsiyorum. Elbette dijital imkanların bunda da payı yüksek. Çekilen yerli yapım filmlerin sayısının bu yıl da 150' yi geçeceği tahmin ediyorum. Çünkü sektörün ayakları çok güçlü, dizi filmlerden iyi besleniyor sinemamız. Dizi filmlerin genç yönetmenlerinin boşluk bulur bulmaz kendi uzun metrajlı filmlerini çekmeye soyunmaları bunun güçlü sinyalleri. Filmlerde ve dizilerde, oyunculuk eğitim alıp kendini geliştiren ve oyunculuk yapan kişiler daha çok fırsat bulmaya başladılar. Bu da kaliteli işlerin ortaya çıkmasında oldukça önemli bir etken” dedi.
2014 yılında Türk sinemasının başaralı yapımlar ortaya koyduğunu belirten Tönel, “ Sinema bir film endüstrisidir. Tabi belli başlı çarkları var. 2014 yılında başarılı olunmasının nedeni önce cesaret, inanç ve özgür düşünce sonra elbette para. Bütçen varsa iyi film çekmeye yaklaşırsın. Ama sadece yaklaşırsın çekersin demek çok iddialı olur. Az bütçeyle de duygusu çok büyük filmler çekildi, festivallerde ödüller aldı ve bizi şaşırttılar. ‘Mucize’ ve ‘Sahne Tozu’ adlı filmin bütçeleri elbette tartışılmaz ama yapımcılar daha girişimciler
ve fonları araştırıp küçük bütçelerle de iyi yapımlar sergileyebiliyorlar.
Bir de Yönetmen-yapımcılar var ki onlar da en ekonomik yanıyla altından
kalkıyorlar bu sürecin ve başarılı da oluyorlar” şeklinde belirtti.
Dizi sektörü ilgili de değerlendirmelerde bulunan Tönel, Dizi sektörün sinemayı beslediğini belirterek, “Dizilerde kimseyi zorla çalıştırmıyorlar sette. Koşullar önceden belli. Bence abartıldığı kadar sıkıntılı bir durumda değil setlerdeki koşullar. Eskiden daha zordu örneğin, Pembe Patikler dizisinde oynarken, kameranın aküsünün dolmasını beklediğimizi hatırlıyorum Halil Ergün ile. Şimdi bunlara çok gülüyoruz çünkü teknik imkanlar o kadar çoğaldı ki. Biz oyuncu bulamayınca yemek servisini yapan şoföre rol yazıldığını gören bir jenerasyonuz ama şimdi şimdi setlerde her şey mükemmel” dedi.
Türk dizilerinin Uluslararası dizi sektöründe önemli bir paydaya sahip olduğunu belirten Tönel, “ Uluslararası dizileri yakalamaya az kaldı. Hem teknik, hem yönetim hem yapım hem de oyunculuklar olarak zaten Ortadoğu'dan, Pasifik'e sıçramış durumdayız.
Diziler bu bağlamda sinemamızın da dolaylı bir tanıtımını yapmış oluyor.
Ödüller de üst üste geliyor. ‘Bal’ ile Berlin Altın Ayı, ‘Kış Uykusu’ ile
Altın palmiye, ‘Sivas’ ile Venedik Film Festivalinde jüri özel ödünü
aldık. Oscar’da Nuri Bilge Ceylan’ın ‘Üç Maymun’ filminin son dokuz film
Arasına kalmış olması da bir başarıydı. Bu başarıların katlanacağına
İnanıyorum” diye konuştu. Arzu Bulut
Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *