Başbakan Yardımcısı Şimşek:
Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, “Türkiye, seçim belirsizliği ortadan kalktıktan sonra güçlü bir politika setiyle, bir de yapısal reformlar hamlesiyle bugünleri geride bırakacak. Kaygı borçsa, Türkiye iddia edildiği gibi borçlu bir ülke değil. Kaygı enflasyonsa, yılın ikinci yarısından itibaren ekonomide yeniden dengelenme görülür hale gelecek” dedi.
Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, TGRT Haber ekranlarında yayınlanan “Gündem Özel” programına konuk oldu. İhlas Medya Ankara Temsilcisi Batuhan Yaşar’ın sorularını cevaplayan Şimşek, ekonomik gelişmelere dair önemli açıklamalarda bulundu. Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde muhalefet adaylarının vaatlerinde popülist bir dil kullandığını söyleyen Şimşek, AK Parti'nin ihtiyatlı duruşunu elinden bırakmadığını ve altı dolu vaatlerde bulunarak, bunların bir kısmını da yerine getirmeye başladığını aktardı.
“Muhalefet adaylarının söylemlerini rakamlara döktüğünüzde 200 ile 400 milyar lira arası vaatler söz konusu”
Şimşek, CHP’nin Cumhurbaşkanı Adayı Muharrem İnce’nin tüm çobanların sigorta kapsamına alınacağı yönündeki vaadinin sorulması üzerine, “Seçim öncesi bütün partiler seçmene bir vizyon sunarlar ama muhalefet ağırlıklı olarak popülist kanalı kullanır. Geçmişte de bunları yaşadık. Bol keseden vaatlerde bulunulurdu, bu klasiktir. Şu güne kadar biz, ihtiyatlı bir duruş sergiledik. Seçim öncesinde imkanlarımız çerçevesinde emeklilerimize bir imkan sunduk. İki bayramda biner liralık birer ikramiye, verilmeye başlandı. Bir vaat olmaktan çıktı. Onlar toplumun birçok kesimine imkanların çok ötesinde vaatlerde bulunuyor. Kaba haliyle muhalefet adaylarının sahadaki söylemlerini rakamlara döktüğünüzde 200 ile 400 milyar lira arası vaatler söz konusu. Bunlar büyük rakamlar” diye konuştu.
“Bulunduğumuz vaatlerin milli gelire oranı yüzde 1’in altında”
AK Parti olarak, altı dolu vaatlerde bulunduklarını ve vaatlerin de bir kısmının hayata geçtiğini ifade eden Şimşek, vaatlerinin yıllık 30 milyar TL’nin altında rakamlara denk geldiğini söyledi. Telafi edilebilir vaatlerde bulunduklarının altını çizen Şimşek, “Bizim verdiğimiz vaatler, şu anda da kısmen yerine getirmeye başladık. Toplamda etkisi 30 milyarın altında. Bunun milli gelire oranı yüzde 1’in altında. Yani yüzde 0.8 ile 0.9 arasında bir şey. Bu telafi edilebilir. Özellikle Cumhurbaşkanımızın, ‘Bakanlık sayısını azaltacağım’ söylemi var. Çünkü parlamenter sistemden cumhurbaşkanlığı sistemine geçerken bakanlık sayısının azaltılması, aslında harcamaların azaltılması anlamına gelir. Orada kalıcı bir kazanç söz konusu olacak. İkinci olarak bizim zaten uzun bir süredir bir Gelir Vergisi Reform Tasarımız var. O tasarı da seçimlerin aradan çıkmasıyla birlikte tekrar gündeme gelecek. O da vergi oranlarını arttırmıyor. Sadece vergilerin tabana yayılmasını sağlıyor. Yapısal reformların bir parçası” ifadelerini kullandı.
“Vaatlerimizin karşılığını kalıcı harcama kesintileri ve verginin tabana yayılması yoluyla telafi edeceğiz”
Yapılan vaatlerin karşılanmasının kısa vadede iki temel unsura dayandığını söyleyen Şimşek, bunların kamu alacaklarının yeniden yapılandırılması ve imar barışının sağlanması olduğunu belirtti. Kısa vadede harcama artışının makul düzeyde tutulmasına özen gösterdiklerini ifade eden Şimşek, şöyle konuştu:
“Orta ve uzun vadede harcamaları kalıcı gelirlerle dengelememiz lazım. Maliye Bakanımız da bu konuyu kamuoyuyla paylaştı. Biz, vaatlerimizin karşılığını kalıcı harcama kesintileri, artı verginin tabana yayılması yoluyla telafi edeceğiz.”
“Bu sene öngörümüz, kamu açığını yüzde 2’nin altında tutmak”
Şimşek, mali disiplinden ödün vermeden icraatları hayata geçirdiklerini, AK Parti’nin girdiği 12 seçime rağmen bütçe açığını 11.5’ten 1.5’e indirdiklerini vurgulayarak, bu sene kamu açığını yüzde 2’nin altında tutmayı öngördüklerini belirtti.
“Bütçe açığında Türkiye’nin performansı iyi”
Türkiye’nin en güçlü taraflarından birinin kamu maliyesi olduğunu aktaran Şimşek, bu konudaki rakamları şu şekilde açıkladı:
“İki tane basit ölçüt var. Biri geçen sene bizim gibi gelişmekte olan ülkelerde bütçe açığının milli gelire oranı, ortalama yüzde 4.4. Türkiye’nin genel devlet açığı yüzde 1.9, yani yarısından daha düşük. Maksi kriteri yüzde 3. Bütçe açığında Türkiye’nin performansı iyi. İkinci ölçüt borç meselesi, kamu borçlarının milli gelire oranı yüzde 28.3, bize benzer ülkeler yüzde 49, Avrupa’da maksi kriteri yüzde 60 ki birçok ülke tutturamıyor. AB’de şu anda ortalama borcun milli gelire oranı yüzde 89. Dünyaya baktığınız zaman da yüzde 80’in üzerinde. Türkiye’de genel anlamda kamunun bütçesi, duruşu güçlü.”
“Özel sektöre ilişkin eleştiriler şu puslu ortamda abartılı”
Türkiye’deki özel sektörün borçlarına ilişkin eleştirilerin abartılı oluğunu değerlendiren Şimşek, dünyadaki diğer ekonomilerle kıyaslandığında, Türkiye’nin o kadar kötü bir konumla olmadığını belirterek, “Vatandaşların, şirketlerin, bankaların ve devletin borcu, bunun tamamının milli gelire oranı yüzde 142. Bize benzer ülkelerde bu oran yüzde 210, dünyadaki gelişmiş ülkelerde bu oran yüzde 390. Hane halkı dediğimiz vatandaşın toplam borcunun milli gelire oranı, yüzde 18. Dünyada bu oran yüzde 59. Şirket borçlarına gelirsek, Türkiye’nin bütün şirketlerinin iç ve dış borçlarının milli gelire oranı yüzde 68. Dünyayla karşılaştırdığımız zaman bu oran yüzde 87. Dolayısıyla Türkiye o kadar kötü durumda değil” açıklamasında bulundu.İHA
Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, “Türkiye, seçim belirsizliği ortadan kalktıktan sonra güçlü bir politika setiyle, bir de yapısal reformlar hamlesiyle bugünleri geride bırakacak. Kaygı borçsa, Türkiye iddia edildiği gibi borçlu bir ülke değil. Kaygı enflasyonsa, yılın ikinci yarısından itibaren ekonomide yeniden dengelenme görülür hale gelecek” dedi.
Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, TGRT Haber ekranlarında yayınlanan “Gündem Özel” programına konuk oldu. İhlas Medya Ankara Temsilcisi Batuhan Yaşar’ın sorularını cevaplayan Şimşek, ekonomik gelişmelere dair önemli açıklamalarda bulundu. Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde muhalefet adaylarının vaatlerinde popülist bir dil kullandığını söyleyen Şimşek, AK Parti'nin ihtiyatlı duruşunu elinden bırakmadığını ve altı dolu vaatlerde bulunarak, bunların bir kısmını da yerine getirmeye başladığını aktardı.
“Muhalefet adaylarının söylemlerini rakamlara döktüğünüzde 200 ile 400 milyar lira arası vaatler söz konusu”
Şimşek, CHP’nin Cumhurbaşkanı Adayı Muharrem İnce’nin tüm çobanların sigorta kapsamına alınacağı yönündeki vaadinin sorulması üzerine, “Seçim öncesi bütün partiler seçmene bir vizyon sunarlar ama muhalefet ağırlıklı olarak popülist kanalı kullanır. Geçmişte de bunları yaşadık. Bol keseden vaatlerde bulunulurdu, bu klasiktir. Şu güne kadar biz, ihtiyatlı bir duruş sergiledik. Seçim öncesinde imkanlarımız çerçevesinde emeklilerimize bir imkan sunduk. İki bayramda biner liralık birer ikramiye, verilmeye başlandı. Bir vaat olmaktan çıktı. Onlar toplumun birçok kesimine imkanların çok ötesinde vaatlerde bulunuyor. Kaba haliyle muhalefet adaylarının sahadaki söylemlerini rakamlara döktüğünüzde 200 ile 400 milyar lira arası vaatler söz konusu. Bunlar büyük rakamlar” diye konuştu.
“Bulunduğumuz vaatlerin milli gelire oranı yüzde 1’in altında”
AK Parti olarak, altı dolu vaatlerde bulunduklarını ve vaatlerin de bir kısmının hayata geçtiğini ifade eden Şimşek, vaatlerinin yıllık 30 milyar TL’nin altında rakamlara denk geldiğini söyledi. Telafi edilebilir vaatlerde bulunduklarının altını çizen Şimşek, “Bizim verdiğimiz vaatler, şu anda da kısmen yerine getirmeye başladık. Toplamda etkisi 30 milyarın altında. Bunun milli gelire oranı yüzde 1’in altında. Yani yüzde 0.8 ile 0.9 arasında bir şey. Bu telafi edilebilir. Özellikle Cumhurbaşkanımızın, ‘Bakanlık sayısını azaltacağım’ söylemi var. Çünkü parlamenter sistemden cumhurbaşkanlığı sistemine geçerken bakanlık sayısının azaltılması, aslında harcamaların azaltılması anlamına gelir. Orada kalıcı bir kazanç söz konusu olacak. İkinci olarak bizim zaten uzun bir süredir bir Gelir Vergisi Reform Tasarımız var. O tasarı da seçimlerin aradan çıkmasıyla birlikte tekrar gündeme gelecek. O da vergi oranlarını arttırmıyor. Sadece vergilerin tabana yayılmasını sağlıyor. Yapısal reformların bir parçası” ifadelerini kullandı.
“Vaatlerimizin karşılığını kalıcı harcama kesintileri ve verginin tabana yayılması yoluyla telafi edeceğiz”
Yapılan vaatlerin karşılanmasının kısa vadede iki temel unsura dayandığını söyleyen Şimşek, bunların kamu alacaklarının yeniden yapılandırılması ve imar barışının sağlanması olduğunu belirtti. Kısa vadede harcama artışının makul düzeyde tutulmasına özen gösterdiklerini ifade eden Şimşek, şöyle konuştu:
“Orta ve uzun vadede harcamaları kalıcı gelirlerle dengelememiz lazım. Maliye Bakanımız da bu konuyu kamuoyuyla paylaştı. Biz, vaatlerimizin karşılığını kalıcı harcama kesintileri, artı verginin tabana yayılması yoluyla telafi edeceğiz.”
“Bu sene öngörümüz, kamu açığını yüzde 2’nin altında tutmak”
Şimşek, mali disiplinden ödün vermeden icraatları hayata geçirdiklerini, AK Parti’nin girdiği 12 seçime rağmen bütçe açığını 11.5’ten 1.5’e indirdiklerini vurgulayarak, bu sene kamu açığını yüzde 2’nin altında tutmayı öngördüklerini belirtti.
“Bütçe açığında Türkiye’nin performansı iyi”
Türkiye’nin en güçlü taraflarından birinin kamu maliyesi olduğunu aktaran Şimşek, bu konudaki rakamları şu şekilde açıkladı:
“İki tane basit ölçüt var. Biri geçen sene bizim gibi gelişmekte olan ülkelerde bütçe açığının milli gelire oranı, ortalama yüzde 4.4. Türkiye’nin genel devlet açığı yüzde 1.9, yani yarısından daha düşük. Maksi kriteri yüzde 3. Bütçe açığında Türkiye’nin performansı iyi. İkinci ölçüt borç meselesi, kamu borçlarının milli gelire oranı yüzde 28.3, bize benzer ülkeler yüzde 49, Avrupa’da maksi kriteri yüzde 60 ki birçok ülke tutturamıyor. AB’de şu anda ortalama borcun milli gelire oranı yüzde 89. Dünyaya baktığınız zaman da yüzde 80’in üzerinde. Türkiye’de genel anlamda kamunun bütçesi, duruşu güçlü.”
“Özel sektöre ilişkin eleştiriler şu puslu ortamda abartılı”
Türkiye’deki özel sektörün borçlarına ilişkin eleştirilerin abartılı oluğunu değerlendiren Şimşek, dünyadaki diğer ekonomilerle kıyaslandığında, Türkiye’nin o kadar kötü bir konumla olmadığını belirterek, “Vatandaşların, şirketlerin, bankaların ve devletin borcu, bunun tamamının milli gelire oranı yüzde 142. Bize benzer ülkelerde bu oran yüzde 210, dünyadaki gelişmiş ülkelerde bu oran yüzde 390. Hane halkı dediğimiz vatandaşın toplam borcunun milli gelire oranı, yüzde 18. Dünyada bu oran yüzde 59. Şirket borçlarına gelirsek, Türkiye’nin bütün şirketlerinin iç ve dış borçlarının milli gelire oranı yüzde 68. Dünyayla karşılaştırdığımız zaman bu oran yüzde 87. Dolayısıyla Türkiye o kadar kötü durumda değil” açıklamasında bulundu.İHA