Taşeron ve güvencesiz üretim sisteminin tamamen yasaklanması veya ciddi denetim ve sınırlama getirilmesi için yine samimi, etkin bir mücadelenin toplumsal yaşamın her alanında verilmesi gerekiyor
Ülkemizde işçi sağlığı ve iş güvenliği sistemi işlemez durumda olduğuna dikkat çeken Genel İş Sendikası Gaziantep Şube Başkanı Süleyman Göçmen, ‘’Türkiye ölümlü iş kazalarında Avrupa’da açık ara ilk sırada. Dünya’da ise üçüncü sırada yer aldığına dair yaklaşımların bulunması oldukça düşündürücü’’ dedi.
İki eylem planı neredeyse aynı
2014-2018 Politika Belgesi ve Eylem Planına bakıldığında daha önceki iki politika belgesinin nerdeyse aynısı olduğunun görüleceğini kaydeden Göçmen, ‘’Bu şu anlama geliyor. 2006’dan 2014 yılına kadar 6331 sayılı yasanın çıkarılmasından başka hiç bir temel düzenlemeye dönük bir gelişme söz konusu olmadı. Her iki ulusal Eylem Planında öngörülen iş kazalarının yüzde 20 azaltılması ve meslek hastalıkları tanısını yüzde 500 geliştirilmesi hedefi tutturulamadı’’ ifadelerini kullandı.
İş sağlığı ve güvenliği hızlı bir değişim ve gelişim içerisinde
2004 yılından bugüne iş sağlığı ve güvenliği alanında hızlı değişim ve gelişimlerin yaşandığı bir döneme tanıklık ettiklerini sözlerine ekleyen Göçmen, ‘’Yaşanan bu gelişmelerde AB’ye uyum sürecinin etkisini vurgulamak gerekiyor. Ulusal İş Sağlığı ve Güvenliği Konseyi’nin oluşturulması, 2006-2008, 2009-2013 ve 2014-2018 yönlendirici Stratejik Belgelerin hazırlanması, 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği yasasının çıkarılması, alana ilişkin yönetmeliklerin düzenlenmesi ve 4857 sayılı İş Kanunu’nda değişikliklere gidilmesi ve 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi yasanın çıkarılması, dönüşümlerin belirgin yanlarını gösteriyor’’ açıklamasını yaptı.
6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu yeniden düzenlenmeli
‘Özgür ve demokratik bir sendikal örgütlenmenin önünü açmaktan uzak 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu yeniden düzenlenmeli’ diyen Göçmen, ‘’Özgürlükçü ve katılımcı bir demokratik düzenleme gerçekleştirilmeli. İş sağlığı ve güvenliği önlemlerinin uygulamada denetlenebilmesinin tek yolu, sendikalar eliyle demokratik denetim sistemlerinin oluşturulmasından geçiyor. Ancak bu şekilde yukarda oluşturulmuş mekanizmaların işletme düzeyinde etkin olması sağlanabilir’’ şeklinde konuştu.
Mücadelenin toplumsal yaşamın her alanında verilmesi gerekiyor
Göçmen, ‘’Taşeron ve güvencesiz üretim sisteminin tamamen yasaklanması veya ciddi denetim ve sınırlama getirilmesi için yine samimi, etkin bir mücadelenin toplumsal yaşamın her alanında verilmesi gerekiyor. Mevcut 6331 sayılı İSG kanunu yerine, sağlık, güvenlik ve çevreyle ilgili özerk-demokratik bir kurumsal yapının sendikalar, meslek oda ve birlikleri ve üniversiteler ile oluşturulmasının politikasının yaratılması yaratılması yoluna gidilmeli.
ILO normları çerçevesinde, İSG alanında ilgili diğer tarafların, iktidarın politik etkilerinden bağımsız ve gerçekten çalışanların çıkarlarını savunan güçlü İSG politikaları oluşturulmalarını ve ortak mücadele içinde yer almalarını vurgulamak temel önemde’’ tespitini yaptı.