Prof. Dr. Doğan Cüceloğlu: “82 Yıllık Türkiye Cumhuriyeti’nde sayısız eğitim kazaları yapıldı, bugünkü sıkıntılar dün yapılan eğitim kazalarının sonucudur...’"
Prof. Dr. Doğan Cüceloğlu, en tehlikeli kazaların eğitim kazaları olduğunu, eğitim kazalarının trafik kazalarından çok daha tehlikeli sonuçlar ortaya koyduğunu vurgularken, “Atatürk’ün Cumhuriyeti emanet ettiği geleceğimizi yetiştiren öğretmenlerin çok ama çok dikkatli olmaları gerekir” dedi.
Başarının öğelerinden biri aksadığı zaman sonuç da başarılı olamaz
Özel Seçkin Okulları Atatürk Kültür Merkezi’nde “Başarının Öğeleri" konulu bir konferans veren Cüceloğlu, bir trafik kazasının düşündürdükleriyle konuşmasına başlarken, “Bir sürücünün arabasına binerken bir niyeti vardır. Niyet ne kadar iyi olursa olsun, niyeti takip eden süreçte eğer sürücünün arabayı kullanacak bilgisi yoksa, bilgisi de olmasına rağmen becerisi yoksa, beceri var ancak eylem yoksa sonuca ulaşamaz. Çünkü sonuç sağ salim hedefe varabilmektir. Ancak hedefe varabilmek için yolun başındaki niyet tek başına başarıya götürmez. Niyet, bilgi, beceri, eylem ve sonuç hedefe vardırır. Bunlardan biri eksik olduğunda hedefe varılamaz. Hedefe yarılamadığı gibi yolda kaza geçirip kendisinin ve yanındakilerin, hatta karşısına çıkanların da yaşamına son verebilir ya da hayatlarını olumsuz yönde değiştirebilir” diye konuştu.
Öğretmenin yaptığı kazaların sonucu kısa sürede ortaya çıkmaz
Eğitimcilerin başarının öğelerinden birini bile aksatma hakkı bulunmadığını, çünkü aksayan öğelerden sadece birinin binlerce insanın onlarca yılına neden olabileceğine dikkat çeken Cüceloğlu, “Öğretmen kaza yaptığında sonuç trafik kazaları gibi kısa zamanda ortaya çıkmaz. Eğitim kazalarının sonucu çok sonra ortaya çıkar. 82. yılma girdiğimiz Türkiye Cumhuriyeti’nde o kadar eğitim kazaları olmuştur ki örnekleri çok. Atatürk’ün geleceğimizi aklına, vicdanına, emanet ettiği öğretmenler çok ciddi sorumluluk altında olduğunun bilincine varmalı” şeklinde açıklama yaptı.
Aklına ve vicdanına geleceğimizi emanet edemeyeceğimiz öğretmenler yok değil
Görev ve sorumluluğunu bilen eğitimcilerin yanında, aklına ve vicdanına çocukların emanet edilemeyeceği öğretmenler de bulunduğuna vurgu yapan Cüceloğlu, “Zaman zaman gittiğim illerde öğretmenevlerini ziyaret ederim. Bir öğretmenevine gittiğimde gördüğüm manzara beni çok şaşırttı. Kapıdaki görevlinin sorgusundan geçtikten sonra öğretmenlerin oturduğu mekana girdim. Öğretmenler masalara kümelenmiş, büyük bir dikkat içinde kahvehane görüntüsündeki yerde oyun oynarken, başlarının üzerinden mavi-gri sigara dumanları yükseliyordu. Oradan ayrılıp görevliye öğret men evinde kütüphane bulunup bulunmadığını sordum. Kütüphane olmadığı yanıtını aldım. Bir tek kitabın bulunmadığı yerde kütüphane olur muydu? Evet öğretmenevinde bir tek kitap yoktu. Bu tür örnekleri anlatınca öğret menlerden tepki alıyorum. Ancak bu anlayıştaki eğitimcilerin beni saymalarını ve sevmelerini beklemiyorum, bunu kabul de etmem” diye konuştu.
Alınan sonuç beklentiden küçükse başarılı değiliz
Cüceloğlu, “Niyet hedefi belirliyor, biz hedefe varmak için yola çıkıyoruz. Alınan sonuç beklenen sonuçtan büyük ya da beklenen sonuca eşit ise başarılı, yoksa başarısız buluyoruz. Kişinin kendisini başarılı görmesinin temelinde kendi beklentisi yatar. Sonuçla ilgili beklentisi olan bir kişi ‘başarılı’ veya ‘başarısız’ kararını verebilir. Öğretmenlerle ilgili beklentisi olan çok fazla veliler, yöneticiler, öğrencileri toplum ülke... Bu nedenle öğretmenlerin başarılı ya da başarısız olması toplumu yakından ilgilendiriyor ” dedi.
Eylem yoksa sonuç da yok
"Kişiyi en çok etkileyen kendisinin verdiği başarı kararıdır" diyen Cüceloğlu. "Siz yaşamınızda eyleminiz kadar varsınız. Eylem yoksa sonuç da yok. Çok iyi düşünmek yetmez, çünkü düşünce eyleme geçmeyince topluma ya da kişi ye bir şey kazandırmaz. Düşünceler eyleme geçtiğinde bir anlam taşır. Niyet etmek eylem için yola koyulmaktır. Benim anlam veremediğim eylemlerden biri, taze beton dökülmüş yerlerde mutlaka yaka izi oluyor. Tuğra gibi, ben bu taze dökülmüş beton üzerinde ayak izleri gördüğüm zaman Türkiye’deyim diyorum. Çünkü başka yerde böyle bir şey görmek mümkün değil” diye konuştu.
Kendi özüne saygı ve değer bilinci çok önemli
Anne babaların çocuklarının farkındalık geliştirmesine özen göstermesi gerektiğine dikkat çeken Cüceloğlu, “Bir arabaya bindiğim zaman şoför diyor ki ‘Abi burada bakmıyorlar. Emniyet kemerini takmana gerek yok' Bir farkındalık gelişmemiş. Anne çocuğu yetiştirirken, bir şey giydiğinde ya da yaptığında ‘Baban görmesin, amcan görmesin, dayın görmesin çocuk da kimse görmezse mesele yok diye düşünmeye başlıyor. Gören olursa da rüşvet veriyor. Kendi gözüne hesap vermen daha önemli. Hiç kimse olmasa da kendi vicdanın, kendi gözlerin var. Gözlerine hesap veremeyeceğin aynada gözlerine korkusuzca bakamayacağın hiçbir şey yapma. Kendi özüne saygı ve değer bilinci çok önemli” şeklinde açıklama yaptı.
Çocukluğunu yaşamayan bir insan mutlu olamaz
Yaşam başarısı için öğrencinin okul başarısından çok ilgi duyduğu ders başarısının önemli olduğunu söyleyen Cüceloğlu? anne babaların çocukların okul başarısı üzerine yoğunlaştırılmasının sakıncalarını değindi. "Bir insanın ana vatanı çocukluğudur. Çocukluğunu yaşayamamış bir insan mutlu olamaz" diyen Cüceloğlu çocukların doya doya oyun oynamaları gerektiğini sözlerine ekledi.