Türkiye’de yoksulluk sınırı ise 6246 TL ve 11 milyon 219 bin kişi yoksulluk sınırının altında.
Dünya genelinde ise yarısı 18 yaş altındakiler olmak üzere 767 milyon insan derin yoksulluk içinde yaşıyor, yaklaşık 385 milyon çocuk derin yoksulluk içinde.
Türkiye’de toplam istihdam içerisinde 2 milyon 521 bin kişi yoksulluk sınırının altında yaşıyor. Toplam istihdam içindeki yoksulluk oranı yüzde 9,4. Bir başka ifadeyle, toplam istihdam içerisindeki her 10 kişiden 1’i yoksul.
*Çocuk sayısı arttıkça yoksulluk oranı da artıyor.
Tek çocuklu ailelerde yoksulluk oranı yüzde 8,6; iki çocuklu ailelerde yoksulluk oranı yüzde 15,1 iken 3 ve daha fazla çocuğu olan ailelerde yoksulluk oranı yüzde 45,9 gibi oldukça yüksek bir düzeye çıkıyor.
*Türkiye’de toplumun yüzde 70’i borçlanarak hayatlarına devam ediyor.
Gelir eşitsizliğinin ortaya çıkardığı sorunlar ve açlık veya yoksulluk sınırın altında elde edilen gelirler sonucu Türkiye’de yaşayanların yaklaşık yüzde 70'i hayatlarına borçlanarak devam ediyor.
TÜİK verilerine göre 76 milyon 369 bin kişilik ülke nüfusunun yalnızca yüzde 32’sinin borcu bulunmazken, yüzde 68’i yani 51 milyon 930 bin 920 kişi borçlu yaşıyor )Bu borçlanma konut ve konut masrafları dışında kalan borçlanmadır).
Öneri ve talepler
Raporda gelir dağılımındaki eşitsizliğin giderilmesi için “sosyal devlet ilkesi gereği toplumu oluşturan tüm fertlere hiçbir ayrım gözetmeksizin eşit, özgür ve onurlu yaşam hakkı sağlanması gerektiği” ifade edildi.
Öneri ve talepler şöyle sıralandı.
*Gelir dağılımı eşitsizliğinin ana kaynağı olan emek ve sermaye arasındaki eşitsizliğe neden olan birikim rejimi değişmeli; tüm ücretlilerin ürettikleri değerin karşılığın eşit ve adil bir şekilde almalıdır.
*İşçilerin özgür sendikalaşma hakkı ile sendikaların özgür toplu iş sözleşmesi yapma, greve çıkma ve örgütlenme özgürlüğü önündeki baskı ve engellemeler kaldırılmalıdır.
*Kamusal bir hak olan sosyal güvenlik hakkı özelleştirilmemeli, eğitim, sağlık, barınma gibi haklardan herkes eşit şekilde faydalanmalıdır.
*Emeğin değerini düşüren kiralık işçilik, taşeronlaştırma gibi esnek ve güvencesiz çalışma biçimleri durdurulmalı; tüm çalışanlar için tam istihdamın sağlandığı çalışma koşulları yaratılmalıdır.
*Eşit nitelikteki işe eşit ücret verilmeli ve asgari ücret başta olmak üzere tüm ücretler yükseltilmelidir.
*Vergi politikaları ve faizleri yeniden düzenlenmeli, vergi dilimlerinin belirlenmesinde ve vergi alma uygulamalarında adaletli bir sistem kurulmalıdır. (YY)bianet
Dünya genelinde ise yarısı 18 yaş altındakiler olmak üzere 767 milyon insan derin yoksulluk içinde yaşıyor, yaklaşık 385 milyon çocuk derin yoksulluk içinde.
Türkiye’de toplam istihdam içerisinde 2 milyon 521 bin kişi yoksulluk sınırının altında yaşıyor. Toplam istihdam içindeki yoksulluk oranı yüzde 9,4. Bir başka ifadeyle, toplam istihdam içerisindeki her 10 kişiden 1’i yoksul.
*Çocuk sayısı arttıkça yoksulluk oranı da artıyor.
Tek çocuklu ailelerde yoksulluk oranı yüzde 8,6; iki çocuklu ailelerde yoksulluk oranı yüzde 15,1 iken 3 ve daha fazla çocuğu olan ailelerde yoksulluk oranı yüzde 45,9 gibi oldukça yüksek bir düzeye çıkıyor.
*Türkiye’de toplumun yüzde 70’i borçlanarak hayatlarına devam ediyor.
Gelir eşitsizliğinin ortaya çıkardığı sorunlar ve açlık veya yoksulluk sınırın altında elde edilen gelirler sonucu Türkiye’de yaşayanların yaklaşık yüzde 70'i hayatlarına borçlanarak devam ediyor.
TÜİK verilerine göre 76 milyon 369 bin kişilik ülke nüfusunun yalnızca yüzde 32’sinin borcu bulunmazken, yüzde 68’i yani 51 milyon 930 bin 920 kişi borçlu yaşıyor )Bu borçlanma konut ve konut masrafları dışında kalan borçlanmadır).
Öneri ve talepler
Raporda gelir dağılımındaki eşitsizliğin giderilmesi için “sosyal devlet ilkesi gereği toplumu oluşturan tüm fertlere hiçbir ayrım gözetmeksizin eşit, özgür ve onurlu yaşam hakkı sağlanması gerektiği” ifade edildi.
Öneri ve talepler şöyle sıralandı.
*Gelir dağılımı eşitsizliğinin ana kaynağı olan emek ve sermaye arasındaki eşitsizliğe neden olan birikim rejimi değişmeli; tüm ücretlilerin ürettikleri değerin karşılığın eşit ve adil bir şekilde almalıdır.
*İşçilerin özgür sendikalaşma hakkı ile sendikaların özgür toplu iş sözleşmesi yapma, greve çıkma ve örgütlenme özgürlüğü önündeki baskı ve engellemeler kaldırılmalıdır.
*Kamusal bir hak olan sosyal güvenlik hakkı özelleştirilmemeli, eğitim, sağlık, barınma gibi haklardan herkes eşit şekilde faydalanmalıdır.
*Emeğin değerini düşüren kiralık işçilik, taşeronlaştırma gibi esnek ve güvencesiz çalışma biçimleri durdurulmalı; tüm çalışanlar için tam istihdamın sağlandığı çalışma koşulları yaratılmalıdır.
*Eşit nitelikteki işe eşit ücret verilmeli ve asgari ücret başta olmak üzere tüm ücretler yükseltilmelidir.
*Vergi politikaları ve faizleri yeniden düzenlenmeli, vergi dilimlerinin belirlenmesinde ve vergi alma uygulamalarında adaletli bir sistem kurulmalıdır. (YY)bianet