ANASAYFA arrow right Güncel

Yaşam memnuniyetinde Gaziantep 54’üncü sırada

Yaşam memnuniyetinde Gaziantep 54’üncü sırada
YAYINLAMA: 16 Nisan 2020 / 05.23
GÜNCELLEME: 16 Nisan 2020 / 05.23
“Kontrolsüz ve spekülatif imar politikaları sonucunda Gaziantep uzun süre Türkiye'nin en hızlı emlak fiyat artış oranlarından bir tanesinin gerçekleştiği il olmuş, yüksek getiri sağlayan arsa yatırımları sebebiyle sayısız park, yeşil alan, mera, tar
“Kontrolsüz ve spekülatif imar politikaları sonucunda Gaziantep uzun süre Türkiye'nin en hızlı emlak fiyat artış oranlarından bir tanesinin gerçekleştiği il olmuş, yüksek getiri sağlayan arsa yatırımları sebebiyle sayısız park, yeşil alan, mera, tarım alanı imara açılarak geri dönülmez şekilde kaybedilmiştir”
Gaziantep Mimarlar Odası Başkanı H. Özgür Girişken, “Dünya Mimarlık Günü” dolayısıyla basın toplantısı düzenledi. Bugün geldiğimiz noktada Gaziantep’in Türkiye'nin en pahalı kentleri arasında yer aldığına vurgu yapan Girişken, “Yaşam kalitesi, eğitim, sağlık, ulaşım, güvenlik gibi alanlarda geridedir. TÜİK'in en son 2016'da güncellediği "İllerde Yaşam Endeksi”ne göre Gaziantep tüm iller içerisinde 60’ıncı sırada yer almaktadır. Aynı endekse göre Gaziantep yaşam memnuniyetinde 54’üncü, çalışma hayatı kalitesinde 64, gelir ve birikimde 65, eğitimde 67 ve sağlıkta 70. sırada yer almaktadır. Gaziantep kesintisiz olarak yaşayan en eski kentlerden bir tanesidir. Mimarlar Odası'nın öncelikli amacı böylesine bir kentin eğitim, sağlık, kentleşme, çevre kalitesi gibi alanlarda hak ettiği konumda olmasına katkı sağlamaktır. Mevcut tablonun tersine çevrilmesi için öncelikle durumun nesnel bir şekilde değerlendirilmesi, yani sorunlarla yüzleşilmesi, ardından da çözüm politikalarının üretilmesi gerekmektedir” dedi.
Son 10 yılda 257,7 milyon kişi
göç etmek zorunda bırakıldı
Dünya genelinde sağlıksız kentleşme, çevre sorunları, afetler, savaşlar vb. nedenlerle son 10 yılda 257,7 milyon kişinin göç etmek zorunda bırakıldığını, her yıl 5.6 milyon insanın ise yaşam çevrelerini terk ettiğine dikkat çeken Girişken, “Sadece Suriye'deki savaş nedeniyle ülkemize 4 milyondan fazla sığınmacının yerleştiği tahmin edilmektedir. Doğal afetlerden son on yılda tüm dünyada 1.7 milyar insan etkilenirken, 700 bin kişi hayatını kaybetmiştir. Sağlıksız kentleşmenin de kaynaklık ettiği iklim değişikliğine bağlı 3 bin 455 sel. 2 bin 689 fırtına, 470 kuraklık ve 395 aşırı sıcak dalgası olayı kaydedilmiştir. İnsan yapımı felaketlerden Çernobil'in (1986) etkileri hala gündemde olmasına karşın üçü ülkemizde olmak üzere toplam 154 yeni nükleer santralin yapımı planlanmaktadır. Ülkemizde inşaat, madencilik ve tarım gibi sektörlerde güvencesiz çalışma koşulları nedeniyle 2017 yılında 2 bin 6 çalışan ve 2018 yılının ilk altı ayında 907 çalışan hayatını kaybetmiştir. Son bir yılda yaşanan 1 milyon 202 bin 716 trafik kazasında 7 bin 427 yurttaşımız hayatını kaybetmiştir” ifadesini kullandı.
1.3 milyar birey yoksullukla
mücadele ediyor
“Gelir eşitsizliği tüm dünyada son 30 yılın en yüksek düzeyine ulaşırken: yarısı çocuk olan 1.3 milyar birey yoksullukla mücadele etmektedir” diyen Başkan Girişken, Türkiye’nin sağlık, eğitim ve yaşam standartları yoksunluk koşullarına göre, OECD üyesi ülkeleri arasında sosyal ve gelir eşitsizlik oranı en yüksek dördüncü ülke olduğunu dile getirirken, “Ülkemiz, yüzde 28.5 yoksulluk oranı ve en yoksul ile en zengin arasında 15,2 kat fark ile gelir adaletsizliği bakımından da en kötü üç ülke arasında yer almaktadır. İmar barışı adı altında, kentlerimizin kıyıları, sit alanları, orman alanları, tarım arazileri, meraları büyük bir saldırı ile karşı karşıya bırakılmış ve kentlerimiz üzerindeki baskı ve tehditlerin artmasına geniş bir zemin hazırlanmıştır. Kaçak yapılar yasal hale getirilmekte ve devlet eli ile plansız ve uygun olmayan yapılanmalar teşvik edilmektedir. Toplumumuzda adalet anlayışını zedeleyen, toplumsal adalet kavramlarını yerle bir eden, planlama kavramının önemine inanmayan ve toplumun her alanda süregelen yasa dışılığı bu kez kent mekanında meşrulaştıran bir anlayış ile kentlerin geleceğe sağlıklı, güvenli, yasal ve nitelikli bir şekilde hazırlanması engellenmektedir” diye açıklamada bulundu.
Nitelik değil, nicelik
ön plana çıkarıldı
Gaziantep Mimarlar Odası Başkanı H. Özgür Girişken, konuşmasına şöyle devam etti: “Sağlıklı ve güvenli bir çevrede yaşama hakkını engelleyen; yapılı çevreyi, tarihi ve doğal dokuyu tahrip eden ve kültürel değerleri yozlaştıran politikalar yakın dönem merkezi ve yerel yönetim uygulamalarının temelini oluşturmaktadır. Bu politikaların önünde engel olarak görülen nitelikli mimarlık ve planlama hizmetleri ise kısa zamanda ve çok sayıda yapı üretilmesi baskısıyla önemsizleştirilmekte, mesleki haklar kısıtlanmaktadır. Türkiye'nin inşaata dayalı ekonomik büyüme politikaları niteliği değil niceliği ön plana çıkarmış; yapı üretim sürecinin asıl gücü olan mimarlar, mühendisler ve inşaat emekçileri rant çarkının içerisinde pasifize edilmiş, ekonomik ve sosyal anlamda büyük gerileme yaşamıştır. Ülke ekonomisinin ve inşaat sektörünün içinden geçtiği bu zor dönem bilimi, tekniği, emeği dışlayan, nitelikli üretimi ve kamu faydasını amaçlamayan politikaların doğal bir sonucudur.” Hüseyin Karataş
Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *