ANASAYFA arrow right Güncel

Yaşayabilmek için altına değil tarıma ve hayvancılığa ihtiyaç var

Yaşayabilmek için altına değil tarıma ve hayvancılığa ihtiyaç var
YAYINLAMA: 04 Mart 2024 / 19.36
GÜNCELLEME: 04 Mart 2024 / 19.36

Türkiye’de önce Bergama ve Kaz Dağları’yla gündeme gelen ve halen güncelliğini koruyan çevre bilinci ve madenler konusu, Erzincan İliç’teki altın madeninde 9 yurttaşın toprak altında kalmasıyla yeniden gündeme geldi. Bilindiği gibi altın, gümüş ve diğer benzeri değerli metaller çıkarılırken oldukça zehirli olan siyanür kullanılıyor.

Siyanür çok tehlikeli bir madde

Siyanürün çok tehlikeli bir madde olduğunu söyleyen Gaziantep Veteriner Hekimleri Odası Başkanı Meltem Peri, “Unutulmamalıdır ki altın veya değerli madenlerden mahrum kalmak, insanın gıdalardan mahrum kalmasından daha fazla zarar vermez. En fazla konforu bozulur ama yaşayabilmesi ve üretebilmesi için tarıma ve hayvancılığa ihtiyacı var” uyarısında bulundu.

Peri, “Tahribata neden olan ve yarardan çok uzun vadede ciddi hayvan, insan ve çevreye zararlı olacağı su götürmez bir gerçek olan bu türden madenciliğin özellikle tarım ve hayvancılığa elverişli olan yerlerde sonlandırılması gerekiyor. Çünkü gelecekte toplumun en çok ihtiyacı olan şeyin gıda olduğu ve gıdanın da kaynağının tarım ve hayvancılık olduğu değerlendirilmeli” şeklinde konuştu.

Siyanür hayvanlara solunumla ağız yoluyla zarar verir

“Siyanür hayvanlara gaz şeklinde ise solunumla, tuzları şeklindeyse ağız yoluyla girer” diyen Peri, “Doğal olarak oluşan bu siyanür yüksek miktarda tüketilmediğinde vücutta hızla metabolize edilerek hiçbir zarar vermeden dışarıya atılır. Çünkü yarı ömrü çok kısa olup (en fazla 1 saat) hızlı bir şekilde başlıca idrarla ve kısmen de akciğerlerle vücuttan uzaklaştırılır. Olumsuz koşullar altında yetiştirilen bitkilerin içerdiği glikozit miktarı arttığında sindirim kanalında oluşan siyanürün miktarında da artış olacağı ve hayvanların bundan dolayı zehirlenebileceği de unutulmamalı” dedi.

Siyanürün olduğu yerde tarım ve hayvancılığın yapılamayacağı açık

Peri, “Siyanür salınımıyla ilgili enzimler tek mideli hayvanlarda (at, domuz, kedi, köpek gibi) hidroklorik asit tarafından kısmen engellendiğinden geviş getiren hayvanların (sığır, koyun ve keçiler gibi) siyanogenetik bitkilere daha duyarlı olduğu ve siyanürden daha fazla etkileneceği ifade edilmelidir. Bu da Erzincan örneğinde gördüğümüz gibi madenden önce bölgede 240 bin sığır varken, günümüzde 6 bine kadar düşmesini açıklayabilecek nitelikte. Bu türden madenciliğin yapıldığı yerde ne yazık ki tarım ve hayvancılığın yapılamayacağı açık” ifadelerine yer verdi.

Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *