ANASAYFA arrow right Güncel

Yesemek'in milyonlarca turist çekme potansiyeli var

Yesemek'in milyonlarca  turist çekme potansiyeli var
YAYINLAMA: 08 Eylül 2024 / 17.42
GÜNCELLEME: 08 Eylül 2024 / 17.43

’Yesemek için UNESCO süreci devam ediyor ama baraj projesi önüne bir engel oluşturuyor. Her ne kadar mahkeme kararlarıyla baraj projesi engellenmiş olsa da yapılmayacağına dair kesin bir bilgiye sahip değiliz. Eğer böyle bir proje hayata geçerse maalesef UNESCO sürecini baltalayacağı gibi Yesemek gibi çok değerli bir kültür alanına da olumsuz etkileri olacak”

 

Gaziantep Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Atilla Engin, ‘’Yesemek, hem Gaziantep hem de Türkiye için büyük bir hazine ve milyonlarca turist çekme potansiyeli var. Yüzlerce heykele paha biçilemez. Her birini göz bebeğimiz gibi korumalıyız. Çünkü dünyada böyle ikinci bir heykel atölyesi yok. Nemrut Dağı, Kapadokya, Pamukkale ne ise Yesemek’te o’’ dedi.

 

Yesemek Açık Hava Heykel Atölyesinin çok önemli olduğuna dikkat çeken Engin, ‘’Yesemek Açık Hava Heykel Atölyesi aslında sadece Gaziantep’in değil, Türkiye’nin gözbebeği bir kültür varlığı. Önemi henüz yeterince anlaşılamamış olsa da dünyanın bilinen en eski ve en büyük heykel atölyesi. Burası aynı zamanda Hitit uygarlığının önemli merkezi olması Yesemek’i çok daha önemli hale getirdi’’ tespitini yaptı.

Baraj, Yesemek’in UNESCO  sürecini engelleyebilir

Engin, ‘’Yesemek için UNESCO süreci devam ediyor ama baraj projesi önüne bir engel oluşturuyor. Her ne kadar mahkeme kararlarıyla baraj projesi engellenmiş olsa da yapılmayacağına dair kesin bir bilgiye sahip değiliz. Eğer böyle bir proje hayata geçerse maalesef UNESCO sürecini baltalayacağı gibi Yesemek gibi çok değerli bir kültür alanına da olumsuz etkileri olacak’’ diye konuşma yaptı.

Bölgenin en uzun soluklu kazı projesi devam ediyor

Oylum Höyük kazılarının 1987 yılında başladığını ifade eden Engin, ‘’Oylum Höyük, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin en uzun soluklu kazı projesi. 2012 yılında Cumhurbaşkanlığı kararı ile devraldım. Şu anda Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Gaziantep Üniversitesi adına çalışmaları devam ettiriyoruz. Son yıllarda yaptığımız kazılarda ele geçirilen belgeler, kraliyet mührü ve mühür baskıları Oylum Höyüğün ‘Nuhaşçe’ ülkesinin başkenti olduğunu gösteriyor. Hitit kaynaklarında ise adının ‘Kuilzila’ olduğu görülüyor’’ ifadelerine yer verdi.

Oylum höyük de milattan önce 11 bin yıllık bir yerleşimden söz edebiliriz

‘Tunç çağlarına odaklanmış durumdayız ama Tunç çağlarının üzerinde demir çağ tabakaları var. Bunları da araştırıyoruz ve inceliyoruz’ diyen Engin, ‘’Genel olarak höyükler, binlerce yıllık yerleşim katmanlarının üst üste birikintileriyle oluşan arkeolojik alanlar. Bu açıdan bakılırsa oylum höyük de milattan önce 11 bin yıllık bir yerleşimden söz edebiliriz’’ şeklinde konuştu.

Çivi yazılı belgeler ve önemli kraliyet yönetim mühürleri ele geçti

Engin, ‘’Şu ana kadar milattan önce 3500’e kadar ki tabakalar detaylı olarak incelenebildi. Yaptığımız çalışmalar özellikle orta Tunç çağ sarayının ve Hititli yöneticiye ait yapının açığa çıktığı tabakalara yoğunlaşıyoruz. Çünkü bu tabakalarda çivi yazılı belgeler ve önemli kraliyet yönetim mühürleri ele geçti. Aynı zamanda saray ve idari yapılar önemli bulgular barındırıyor. Bu nedenle bu tabakalara yoğunlaşmış durumdayız’’ dedi.

Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *