AB’ye hazırlanan Türkiye’de asgari ücret net 184 milyon lira iken, açlık sınırının 387 milyon liraya dayanması toplumda hemen her kesimi endişelendiriyor. Bu durumdan rahatsız olduklarını ifade eden sanayiciler, hükümetin soruna derhal el atarak ülke gerçeklerine uygun ücret politikası belirlemesi gerektiğini açıkladı.
KESK’in son araştırmasında ülkede açlık sınırının 387 milyon, yoksulluk sınırının ise bir milyar 132 milyon lira sınırına dayanmasının mevcut asgari ücret karşısında ürkütücü olduğunu kaydeden OSB Başkanı Akif Ekici, bu durumdan rahatsızlık duyduklarını açıkladı. Sanayici olarak ay sonunda işçiye 184 milyon lira asgari ücret verirken huzursuz olduklarını, ancak diğer yandan bir işçi için işverenin kasasından 600 milyon lira çıktığımı vurguladı. Bu çarpıklığa son verilmesi gerektiğini hatırlatan Ekici, “Asgari ücret üzerindeki vergiler ya azaltılsın veya kaldırılsın. Sanayicinin cebinden 600 milyon lira çıkıyor, ama işçinin eline 184 milyon lira geçiyor. Böyle komiklik ve haksızlık olamaz. Ülkedeki geçim standardı belli, ama bunu hükümetler bir türlü görmek istemiyor” dedi.
AKP hükümetinin seçim sırasında asgari ücreti iyileştirme sözünü yerine getirmesi gerektiğini söyleyen Ekici, “Asgari ücreti iyileştireceklerini, alınan vergileri kaldıracaklarını, seçim meydanlarında söylediler. Seçim bildirgelerinde de var. Hükümet taahhüdünü yerine getirsin. Asgari ücretin üzerindeki vergi yükü mutlaka azaltılmalı. SSK primine esas olan taban fiyatı ile işçinin bordrosunda gösterilen rakam arasında çelişki var, orada belli bir rakam üzerinden prim alınırken, gösterilen rakam çok farklı. Bugünkü koşullarda bir aile 185 veya 200 milyon lira ile geçinmesi, hayatını idame ettirmesi, yaşamını sürdürmesi mantıklı olamaz” dedi.
Ekici, “Zaten mümkün değil. Bu haksızlığın mutlaka düzeltilmesi gerek” dedi. Asgari ücretle çalışan insanların, insan onuruna yakışır bir yaşam seviyesi yakalaması gerektiğini belirten Akif Ekici, bu konuda sadece işverenden özveri beklenmemesi gerektiğini kaydetti.
185 Milyon lira asgari ücretle yaşam mücadelesi veren bir ailenin, çocuklarının eğitimine yeterli bütçe aylamayacağını, bunun da eğitimdeki kaliteyi olumsuz etkileyeceğini hatırlatan Ekici, “Türkiye, eğitimde kişi başına düşen harcamada 400 dolar ile en geri ülkelerinden biri. Örneğin komşumuz Yunanistan’ın eğitimde kişi başına harcaması 2 bin 650 dolar. Dünyanın çok değişik ülkelerinde bu rakam 4 bin 5 bin doları buluyor. 400 Dolarlık harcama ile eğitim seviyemiz bugün ortada. Böyle bir harcama ile eğitimli insanlar yetiştirmek çok zor. Eğitimdeki harcamanın kısıtlanması üretimi, verimi, aile ahlakını kısaca toplumun tüm yaşamını olumsuz etkiler. AB’ye hazırlanan ülkemizde eğitime kısıtlı bütçe ayırmak son derece yanlış ve yakışıksız” şeklinde konuştu.
RSS