Kopenhag kriterleri kapsamında yapılan düzenlemelerin Türk toplumunun geleceği için olduğunu ifade etti.
Erdoğan, “AB’ye 40 yıl önce başvuran Türkiye, bekleme odasında tutulurken 5-10 yıl önce başvuran ülkelerin önünün açılması samimiyetsizliktir. Toplumun ekseriyetinin AB’ye girmeye kararlı olduğu bir ortamda zemini kaybetmeyi göze almak demektir. Türkiye’nin AB üyeliğinden tüm medeniyetler kazançlı çıkacaktır” diye konuştu.
Erdoğan, “Üyeliğimiz AB için de yeni stratejik fırsatlar anlamına geliyor. AB küçük hesaplarla büyük fırsatları kaçırmamalı. Türkiyesiz AB, bir anlamda bu bölgeden dışlanmış olacak, Avrupa’nın en genç ve dinamik pazarını kaybedileceği gibi kültürel zenginlikten de yoksun kalacaklardır.” şeklinde konuştu.
Hükümetin, AB uyum yasalarının çıkarılması konusundaki kararlılığını sürdürerek yeni reformları TBMM’ye sevk ettiğini ifade eden Erdoğan, “Bu reformların Türk halkının özgürlük ve refahı için yapıldığında samimiysek AB’nin tarih vermemesi halinde bunun dünyanın sonu anlamına gelmeyeceğini bilmemiz gerek. Kopenhag kriterleri kapsamında yapılan veya yapılacak düzenlemeler Türk toplumunun geleceği içindir. Bugün olumsuz bir karar çıksa dahi hükümet, Mastrich ve Kopenhag kriterleri doğrultusunda ekonomik, sosyal ve siyasal reformlara devam etmeli, yolsuzluk, yoksulluk ve yasakların kaldırılması konusundaki iradesini sürdürmeli” diye konuştu.
RSS