Danışma Meclisi üyemiz Akdemir'in, mecliste yaptığı konuşma:

Benden önce görüşlerini belirten değerli üyeler endişe edilen birçok konulara de indiler nokta ben kendimce çok önemli gördüğüm ön seçim sistemine tekrar değinerek sözlerimi bitirmek istiyorum. Sayın başkanım virgülü danışma meclisinin değerli üyeleri: 12 Eylül 1980'de cumhuriyeti koruma ve kollama harekatından önce ülkemizdeki siyasal ortamın ne durumda olduğunu, bizler, yüce Türk milletinin her Ferdi ve bütün dünya bilmekteydi. Milletimiz siyasal kamplara bölünmenin ötesinde suni etnik gruplaşma kadar götürülmüş. Mezhep kavgaları şehirlerde mahalleleri köylerimizde kahveleri ayırmıştır öylesine olmuştu ki kardeş kardeşi, olan ayı öldürür hale gelmişti. Devlet otoritesi ortadan kalkmış sorumsuzluklar devletimizin etkin güçlerinde görev haline getirilmişti. Her gün onlarca gence, yaşlısı, devlet görevlisi vatandaşlarımız anlamsız ve fütursuz kurşunlara hedef oluyor, ölüyor, sakat kalıyorlardı. Memlekette ismi konmayan bir iç savaş hali başlamış milyonlarca silah, milyarlar harcanarak yurda sokulmuştu. Kimin ne zaman, nerede ve niçin öleceği, öldüreceği belli değildi. Vatandaşlarımız yılmamış ama yıldır almıştı. Üretim düşmüş devlet idaresinden sorumlu olmayanlar kendilerini sorumlu görmeye, sorumlu olanlar da sanki sorumlu kendileri değilmiş gibi davranmaya başlamışlar, anarşiye çanak tutarak ülkeyi bitirmişler di. Etkin devlet güçleri, devletin yanında olacağına yer yer anarşinin, anarşistin yanında yer almıştı. Eğitim Durmuş, eğitimi anarşiye yön verir hale gelmişti. Bütün bunlar olurken demokratik siyasi hayatın vazgeçilmez unsurları olan siyasi partilerimiz ülkenin içinde bulunduğu kaostan kurtulmasını, kör dövüşü haline getirip güçlü ve köklü tedbirler almamış, bir araya gelmemiş, memleketi içine düştüğü amansız karanlıktan kurtaramamışlardır.