Yılmaz: “Gerçekleşmelere göre büyümenin sürekli yüksek, enflasyonun ise sürekli düşük tahmin edilmesi tahminlerde bir yanlılık olduğunu bize göstermektedir.”
TEPAV Merkez Direktörü Prof. Dr. Hakkı Hakan Yılmaz, Orta Vadeli Program’da (OVP) enflasyon ve büyüme hedeflerinde yakın, orta ve uzak vadede yaşanan sapmaları değerlendirdi. Son altı yıllık dönemde uzak tahmin hatalarının ortalama olarak yüksek seviyelere çıktığını söyleyen Yılmaz, TÜFE yıl sonu sapma oranının yüzde 580, Büyümede sapma oranının negatif yönde yüzde 8,2, kurda yüzde 87,9, Brent petrol fiyatında ise %25,4 seviyesinde olduğunu belirterek “OVP’ler programın üçüncü yılının tahmininde oldukça başarısız bir performans ortaya koymaktadır. Bu sonuç ise programların gerçekçi ve tutarlı bir şekilde tasarlanmadığı göstergesi olmaktadır” dedi.
Orta tahminde sapma oranlarının düşmesiyle birlikte 2018-2024 arasında enflasyonda yüzde 408, kurda yüzde 63,2, büyümede yüzde 6,9 oranında sapma meydana geldiğini söyleyerek “Uzak tahmine benzer şekilde programın tasarımındaki sorunlar orta tahmin hatalarının da yüksek çıkmasına sebep olmuştur” ifadelerini kullandı.
Yakın vadede yaşanan sapmaların ortalamasının yüzde 191 olduğunu vurgulayan Yılmaz, brent petrolde yüzde 15, kurda yüzde 28,4 olduğunu söyledi. Reel büyüme oranındaki sapmanın ise negatif yüzde 10,3 olarak açığa çıktığını belirten Yılmaz, “Tahmin edilen yılın başlamasına dört ay kala, içinde bulunulan yılın ilk 8-9 aylık enflasyon sonuçlarının alındığı bir durumda yakın tahminde enflasyonda ortalama sapma oranının yüzde 200’lerde olması açıklanması zor bir durumdur” diye konuştu.
Ekonomi yönetimlerinin geleceğe ilişkin yaptığı tahminlerin gerçekleşmeyle tutarlılığının güvenilirlikle doğru orantılı olduğunu söyleyen Yılmaz, “Türkiye’nin özellikle son 7-8 yıldır tahminleri ve gerçekleşmeleri arasındaki sapmalar artmaya başladı. Burada tehlikeli olan aslında bilerek aynı hatayı yapıyor olmamız. Biz enflasyonu sürekli düşük tahmin ediyoruz. Bakıyoruz ki söylediğimizden daha yüksek enflasyon çıkıyor. Aynı şey büyüme için de kur için de geçerli. Bu Türkiye gibi kurumsallaşması ve geleneği olan bir ülkeye yakışmayan bir durum” dedi.
Tahmin hatalarının aynı yönde olduğuna dikkat çeken Yılmaz, “Gerçekleşmelere göre büyümenin sürekli yüksek, enflasyonun ise sürekli düşük tahmin edilmesi burada tahminlerde bir yanlılık olduğunu bize göstermektedir” ifadelerini kullandı. Dünyada yaşanan krizlerden ağırlıklı olarak gelişmekte olan ülkelerin olumsuz etkilendiğini vurgulayan Yılmaz, “Bu olumsuzlukları iyi yönetebilmek için güçlü ekonomi yönetimleriniz ve güçlü tahminleriniz olması lazım. Vatandaşa iyi anlatılmış, ekonomideki aktörlerle iyi tartışılmış mali riskleri içeren bir ekonomik modelimiz yok” diye konuştu.
Bütçe görüşmelerinin daha geniş zamanda ve kapsamlı olarak yapılması gerektiğini söyleyen Yılmaz, “Enflasyonu sürekli düşük, büyüme hedefini yüksek belirlediğimizde ya kendimizi ya da birilerini kandırıyoruz. Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) gibi işleyen bir kurumsal yapının yeniden kurularak güçlendirilmesi, OVP’lerin hazırlanma ve uygulanmasında bir revizyon yapılması gerekiyor. Dünyanın hiçbir yerinde gelişmiş ülkelerde senaryoları olmayan, risklerin çalışılmadığı böyle bir bütçe ve program hazırlığı kalmadı artık. Türkiye gibi bir ülke için kabul edilmesi zor” dedi.