İstanbul Başsavcılığı’nca hazırlanan iddianame, IŞİD’in Horasan yapılanması ve Türkiye’deki faaliyetlerini tüm açıklığı ile ortaya koydu. IŞİD, Türkiye'yi üs olarak kullanıyor.
IŞİD Suriye ve Irak’taki toprak kaybının ardından çöle çekilip, yer altına inme politikası izlese de özellikle beş yıldır Afganistan ve Pakistan uzantılarını güçlendirmeye ağırlık verdi. Örgüt Afganistan, Pakistan ve İran’da “hilafetin hâkim olması için örgütlenmesinde” Türkiye’yi üs olarak kullandığı, örgüte yönelik soruşturma sürecinde belgelendi. IŞİD’in 'Horasan' uzantısı olarak anılan yapılanmasına, Türkiyeli militanların yanı sıra Orta Asya uyruklu IŞİD’liler, başta İstanbul olmak üzere Türkiye’nin çeşitli kentlerinde barındırıldıktan sonra sahte Afgan kimlikleri ile İran sınırından geçirilerek ulaştırılıyor.
İstanbul’da IŞİD’in Horasan sorumlusu Tacikistan uyruklu A.C. Orta Asya ülkelerinden Türkiye’ye gelen militanlarını tren garı, otobüs terminallerinde karşılama, otellere ve güvenli evlere yerleştirme, maddi kaynak sağlama, Afganistan’ın talimatı ile canlı bomba olarak kullanılacak IŞİD’lilere silah temin etme, sahte kimlik ve pasaport düzenlenmesi için örgüt ve şebekelerle irtibat kurma, İran sınırından geçirilmelerinden sorumluydu.
İçişleri Eski Bakanı Süleyman Soylu geçen Ocak ayında İsveç’in başkenti Stockholm’de Büyük Camii önünde Kuran-ı Kerim yakılmasının ardından Avrupa ülkelerinin güvenlik nedeniyle İstanbul’daki konsolosluklarını kapatmasını eleştirirken “psikolojik bir harp” değerlendirmesinde bulunmuş, Türkiye’nin IŞİD ile mücadelesini başarı ile sürdürdüğünü dile getirmişti.
Fakat İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianameye göre IŞİD militanları, Stockholm’de Kuran’ı Kerim yakma olayından sonra İsveç ve Hollanda Konsolosluklarına saldırmak üzere bölgede keşif yaptı, video çekti ve İstanbul’da güvenli bir evde tutulan üç Kafkas (Azeri ve Çeçen) kökenli IŞİD’li canlı bomba olarak hazırlandı. Saldırıda kullanılacak ateşli silah ve bombaların temininde gecikme olması nedeniyle saldırı olası bir sızıntıya karşı son anda iptal edildi.
IŞİD’in son toprak parçası Baghuz’un kaybı sonrası Suriye’de alan hakimiyeti sona erdi. Bu durum da IŞİD’in yenilgiye uğradığı, sonunun geldiğine dair yorumları beraberinde getirdi ancak örgütün güçlü olduğu dönemlerde de çöl bölgelerini olası bir çöküş senaryosu için analiz ederek kendisine geniş bir sığınak hâline getirdiği sık sık dile getiriliyordu.
Nitekim bölgedeki son toprak kaybının ardından da IŞİD, Suriye’de çöl ve tepelerden oluşan Meyadin-Resafa-Ithriya-Tedmür bölgesine çekildi. Bu süreçten sonra da kendisini takip ederek çölde konuşlanan Suriye devleti unsurlarıyla çatışmaya girdi. Örgüt hem ekonomik hem de militan gücünü kaybetse de coğrafyanın saklanmaya uygun yapısı sayesinde az kayıp vererek yeni saldırılar için güç topladı. Dağılma sürecinde Türkiye örgüt militanları için sığınak ülke haline geldi. Örgüt hem Türkiyeli hem de yabancı uyruklu militanlar aracılığıyla Türkiye’de yeniden yapılanma ve güçlenmeyi sürdürüyor. IŞİD Suriye’de çölde finans/askeri/militan konularında güçlenmek için çaba gösterirken Gürcistan, Azerbaycan, Rusya, Ukrayna, Çeçenistan, Mali, Uganda ve Sudan ülkelerinde de güç bulma arayışında.
IŞİD’in Afganistan, Pakistan ve İran’da faaliyet gösteren Horasan kolu, örgütün “en ölümcül” kollarından biri olarak biliniyor.
Horasan, adını günümüz İran, Afganistan ve Pakistan’ında bulunan bölgeden alıyor. Örgüt, Horasan’ın sınırlarını tariflerken Afganistan ve Pakistan'ın bazı kısımları, Orta Asya ve İran'a atıfta bulunuyor.
IŞİD-Horasan, kurulduğu 2015 yılından bu yana Afganistan ve Pakistan'da binlerce insanı öldürdü veya yaraladı. Ayrıca İran, Pakistan, Tacikistan ve Özbekistan'da da saldırılar düzenledi IŞİD-Horasan, "Horasan"daki toprakları kontrol ederek IŞİD'in kendi ilan ettiği halifeliğinde bir eyalet kurmayı amaçlıyor.
Türkiye, örgütün Horasan uzantısı için eleman temininde üs olarak kullanılıyor.
Horasan yapılanması için Türkiyeli militanların yanı sıra Orta Asya kökenli (Kazakistan, Kırgızistan, Türkmenistan, Özbekistan ve Tacikistan) militanlar örgütün Afganistan kolu tarafından sosyal medya üzerinden örgütleniyor. Afganistan’a gitmek isteyen militanlar hava yolu ile Türkiye’ye geliyor. Suriye’de IŞİD saflarında çatışmalarda bulunduktan sonra Suriye sınırını kaçak yollarla geçerek Türkiye’de yaşamlarını sürdüren militanlardan özellikle savaş ve patlayıcı madde konusunda uzmanlığı bulunanlar çağrılmaları durumunda Afganistan’a gidiyor. Ayrıca canlı bomba faaliyeti için hazırlanan militanlara silah sağlama konusunda destek veriyor.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan ve geçtiğimiz günlerde kabul edilen iddianame IŞİD’in Horasan yapılanması ve Türkiye’deki faaliyetlerini tüm açıklığı ile ortaya koydu. MİT ve FBI’ın istihbarat bilgileri ile sanık ifadelerinin yer aldığı iddianame ile Türkiye’deki IŞİD varlığı ve IŞİD’in Afganistan, Pakistan ve İran yapılanması için Türkiye’yi “üs ülke” olarak kullanıldığı belgelenmiş oldu.
İddianameye göre, İran üzerinden Afganistan’a geçiş yapacak IŞİD militanları Türkiye’ye geldiklerinde yerel militanlar tarafından karşılanıp İstanbul Fatih, Aksaray ve Kumkapı civarlarındaki (Hotel Paris-Hotel Metropol 2-Hotel Paris- Otel Mete) otellere yerleştiriliyor.
Militanların Türkiye’ye gelişlerinde IŞİD tarafından sağlanan sahte pasaportları kullananlar da mevcut. Sahte pasaport kullananların tamamına yakını, daha önce güvenlik güçlerince IŞİD’e yönelik operasyonlarda göz altına alındıktan sonra sınır dışı edilen, fakat yeniden Türkiye’ye gelenlerden oluşuyor. Sahte pasaportlar Türkiye’nin çeşitli illerinde faaliyet gösteren örgüt militanlarının yanı sıra bu işte uzmanlıkları ile öne çıkan Afganistan yapılanmasında yer alan Uygurlar tarafından düzenleniyor. Suriye başta olmak üzere Hatay ve Gaziantep’te de sahte pasaport düzenleyen örgüt militanları bulunuyor.
Peki, Orta Asya’dan gelip Afganistan’a gitmek üzere İstanbul ve çevre illerde otel ve evlerde bekletilen militanlar uluslararası dolaşımı hangi yollarla sağlıyor? Bu sorunun yanıtı da şöyle:
Orta Asya ülkelerine mensup militanlar Türkiye’ye kendi pasaportları geliyor. İstanbul’dan Afganistan’a gitmek üzere yola çıkmadan önce pasaportlarını Türkiye’de kolay ulaşacakları bir yere gömüyor ya da saklıyorlar. Militanlara, örgütün sözde Horasan sorumlusu aracılığı ile sahte “Afganistan ülke kimlikleri” veriliyor. Van ve Ağrı üzerinden İran sınırını geçerken sınır görevlilerine ve giriş yaptıktan sonra da İranlı yetkililere Afgan olduklarını beyan ediyorlar. Militanlara, Türkiye’ye gelmeden önce uzunca bir süre online Afgan dili, şiveleri ve kültürü konusunda eğitim veriliyor. Sahte kimlikle Afganistan’a ulaşan militanlar, Türkiye’ye döndüklerinde ülkelerine dönmek isterlerse daha önce sakladıkları, gömdükleri pasaportlarını çıkartıp legal yollarla seyahat edebiliyorlar. Fakat Afganistan’da çok uzun süre kaldıktan sonra ülkelerine dönmek isteyenler Türkiye’ye geldiklerinde güvenlik açısından yine örgütün sağladığı sahte pasaportlarla Türkiye’den ülkelerine ya da Avrupa’ya gönderiliyorlar.
Örgütün, anlatılan faaliyetlerini anlamada çarpıcı örnekler de mevcut. Bunlardan biri Peşaver'deki saldırı, diğeri ise Türkiye'deki İsveç ve Hollanda temsilciliklerine saldırı planı.
IŞİD’in Afganistan yapılanmasına gitmek üzere 2022 yılında İzmit’te örgüt tarafından kiralanan güvenli evde bekletildikten sonra İran sınırını sahte Afgan kimliği ile geçirilen dört kişiden biri olan Kırgız uyruklu Culaybib kod IŞİD’li Mart 2022’de Pakistan’ın Peşaver kentinde Şiilere ait camiiye bombalı saldırı düzenler. IŞİD saldırısında 45 kişi yaşamını yitirir, 65 kişi yaralanır.
IŞİD Horasan Türkiye sorumlusu TEM ifadesinde, “Saldırının talimatını IŞİD Horasan patlayıcı ve eylem sorumlusu Tacik uyruklu Rustam Muhojirca verdi” bilgisini aktarır. Canlı bomba Culaybi ile birlikte İzmit’teki güvenli evden Afganistan’a gönderilen dört IŞİD’li de canlı bomba eylemlerinde ölür.
Tarihler 2022 Mart ayını gösterdiğinde İsveç’in başkenti Stockholm’de Büyük Camii’nin önünde Kuran-ı Kerim yakma eylemi gerçekleşir. Türkiye’deki Avrupa ülke konsoloslukları olası bir saldırıya önlem için faaliyetlerini geçici olarak askıya alır, güvenlik gerekçesiyle vatandaşlarını çok zorunlu olmadıkça Türkiye’ye gelmemeleri konusunda uyarır.
Dönemin İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ise Avrupa ülkelerinin tutumunu “psikolojik bir harp” olarak değerlendirip şöyle der: “ABD ve Batı bizim bu coğrafyada özgür ve hür olmamızı istememektedir. Ayaklarımızın üzerinde durmamızı istememektedir. Huzur ve istikrar sağlamamızı, onların güvenine mazhar olmamızı istememektedir."
Sanık ifadelerine göre Bakan Soylu’nun söz konusu açıklamaları yaptığı günlerde Afganistan Horasan yapılanmasının bomba ve saldırılarından sorumlu Rüstam Muhojirca İsveç ve Hollanda konsolosluklarına saldırı talimatı verir. Bir Azeri ikisi Çeçen uyruklu Afganistan’a gitmek üzere yerleştirildikleri güvenli evlerde bekleyen üç IŞİD’li İstanbul saldırısı için görevlendirilir.
Saldırı için IŞİD’in İstanbul’daki sözde Horasan sorumlusuna üç kalaşnikof ve her silah için beşer adet şarjör bulunması talimatı verilir. Bu arada turist kılığındaki IŞİD’liler İsveç Konsolosluğu ve çevresinin fotoğraf/videolarını çeker. Video ve fotoğraflar Afganistan’da iletilir. IŞİD’in İstanbul’daki sözde Horasan sorumlusu, konsolosluk saldırısında kullanılacak uzun namlulu silahları temin etmek için Esenyurt’ta ikamet eden Tacikistan uyruklu Bilal isimli kişi ile temasa geçer. Bilal isimli şahıs, silahları İstanbul’daki Kafkaslardan edineceğini söyler. Fakat silahlar belirtilen tarihte bulunamaz. IŞİD İstanbul sorumlusu, saldırı için silahların bulunamadığını Afganistan’daki IŞİD yöneticilerine bildirdiğinde Pendik’te yaşayan Umar’ın temin edeceğini, saldırının boyutunu büyüttüklerini, üç adet olan AK-47 (kalaşnikof) sayısını dörde, şarjör sayısını da 40’a çıkartıldığını ve ayrıca söz konusu kişi tarafından kendisine el bombaları da verileceği söylenir. Verilen bilgiye göre Çeçen militanlar İsveç Konsolosluğu’na yapılması planlanan saldırıda “ingisami” (çatışarak) kendilerini patlatacaklardır. Fakat silahların gereken sürede bulunmaması nedeniyle eylem planının sızma ihtimaline karşı iptal edilir. Canlı bomba eyleminin yanı sıra IŞİD Horasan yapılanmasının başta İstanbul olmak üzere Türkiye’nin çeşitli illerindeki faaliyetlerine ilişkin ayrıntılar yazı dizimizin yarınki bölümünde yer alacaktır