Eğitim Sen Gaziantep Kadın Meclisi, 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, çocuklar ve haklarına yönelik tehditlerin arttığına dikkat çekti
Eğitim Sen Gaziantep Şubesi Kadın Sekreteri Gülfidan Özpolat, ‘’İktidarın benimsediği piyasa ve sermaye merkezli ekonomi politikalarının kaçınılmaz bir sonucu olarak ortaya çıkan işsizliğin, yoksulluğun ve sömürünün yaş ayrımı olmadığı gibi, bu politikalardan en çok etkilenenler çocuklar ve çocuk işçiler oluyor. TÜİK’e göre çocuk yaşta iş gücüne katılanların oranı en az yüzde 22. Türkiye’de 2 milyonu aşkın çocuk işçi olduğu tahmin ediliyor’’ şeklinde konuştu.
Çocuklar, çocuk yaşta evlendiriliyor, istismara uğruyor ve tutuklanıyorlar
Türkiye’de yaşayan çocukların uygun yaşam standartlarında insanca yaşama hakkı başta olmak üzere, eğitim ve sağlık hakkına yönelik ihlallerin sürdüğünü ve hak ihlallerinin artarak devam ettiğini dile getiren Özpolat, ‘’Çocuklar sağlıklı gıdaya, suya, eğitime erişememekte, çocuk yaşta zorla evlendirilmekte, istismara uğramakta ve tutuklanıyorlar. Türkiye’de eğitim alanında yapılan laiklik ve bilim karşıtı değişiklikler, çocuk işçi ve suça sürüklenen çocukların sayısı, çocuk haklarına dair nerede olduğumuzu gösteriyor. Her yıl yüzlerce çocuk iş cinayetinde yaşamını yitirmekte, binlercesi suça itilmekte ve on binlercesi açlıkla yoksullukla karşı karşıya bırakılıyor’’ tespitini yaptı.
Son 11 yılda 754 çocuk, iş cinayetleri sonucunda yaşamını yitirdi
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’ne göre (İSİG) son 11 yılda iş cinayetlerinde yaşamını yitiren çocukların sayısının 754’e ulaştığını sözlerine ekleyen Özpolat, ‘’Türkiye’de eğitim sisteminin müfredat, ders kitapları ve uygulama alanları itibari ile çocuklar, etnik köken, dil, din ve mezhep ayrımcılığı ile sık sık karşı karşıya kalıyorlar. Özellikle mülteci çocuklara, farklı etnik kimlik ve mezheplere sahip çocuklara yönelik ayrımcı uygulamaların son yıllarda daha da artması düşündürücü’’ dedi.
Özpolat, ‘’Mesleki eğitim adı altında çalıştırılan çocuklar, ailelerinin ekonomik yükünü hafifletmek için küçük yaşlardan itibaren çalışmaya zorlanıyorlar. Ancak bu, kısa vadeli bir çözüm gibi görünse de, uzun vadede yoksulluk döngüsünü derinleştiriyor. Eğitimden uzaklaşan çocuklar, düşük nitelikli işlerde çalışarak yaşamları boyunca düşük gelir seviyesine mahkûm edilmekte ve yoksulluk bir nesilden diğerine aktarılıyor’’ şeklinde konuştu.
Çocukları ucuz iş gücü olarak görmekten ve kullanmakta vazgeçilmeli
Mesleki Eğitim Merkezleri (MESEM) uygulamasıyla, 14 yaşındaki çocukların haftada 4 gün iş yerlerinde çalıştırıldığını, bir gün okula gittiklerini ve asgari ücretin üçte biri gibi son derece düşük bir ücretle emeklerinin karşılıksız kılındığını vurgulayan Özpolat, ‘’Halen beş ilde pilot uygulaması yapılan mesleki ortaokullar ile yaş sınırının 11’e düşürülmesi söz konusu. Ayrıca bu çocuklar, iş kazalarına ve meslek hastalıklarına karşı savunmasız. Bu durum, yasal düzenlemelerle güvence altına alınmış olması gereken çocuk haklarının bizzat devlet eliyle ihlali anlamına geliyor. Siyasi iktidar çocukları ucuz iş gücü kaynağı olarak görmekten ve kullanmaktan vazgeçmeli’’ çağrısında bulundu.