Kamuoyunda ‘Zeytinlik Yasası’ olarak bilinen ve zeytinlerin madencilik çalışmalarına açılmasını öngören yasa, muhalefet partileri ve sivil toplum kuruluşlarının itirazlarına reğmen TBMM’den geçti
Yasanın geri çekilde çağrısında bulunan Ziraat Mühendisi Karaca Bozgeyik, ‘’Çıkan yasa sadece zeytinliklere yönelik bir düzenleme değil, aynı zamanda kamu yararı yerine özel sektöre öncelik tanıyan, ekolojik, hukuksal ve sosyal bakımından çözülmesi güç sonuçlara yol açacak bir yasa niteliğine bürünmüş durumda. Bu sebeple yasa 'telafisi mümkün olmayan' sonuçlar doğuracak. Yasanın geri çekilmesi gerekiyor’’ dedi.
Zeytin ve zeytinyağı üretimi düşer
‘Zeytin yasası geri çekilmezse doğada ve kırsal yaşamda telafisi olmayan sonuçlar doğurabilir’ uyarısında bulunan Bozgeyik, ‘’Telafisi olmayan ne anlama geliyor? Zeytinliklerin yok edilmesine, madencilik, enerji veya sanayi projelerine açılmasına neden olabilir. Ekosistemi geri dönülmez şekilde tahrip eder. Tarımsal üretimi, özellikle de Türkiye’nin önemli ihracat kalemlerinden biri olan zeytin ve zeytinyağı üretimini düşürür. Kırsal geçimi, küçük üreticilerin yaşam alanlarını tehdit eder,onları göçe zorlar’’ açıklamasını yaptı.
Zeytinlikler, ekolojik dengeyi koruyan, kültürel miras taşıyan ve ekonomik değer sunan doğal alanlar
Zeytinliklerin sadece tarım alanı değil, aynı zamanda ekolojik dengeyi koruyan, kültürel miras taşıyan ve ekonomik değer sunan doğal alanlar olduğuna dikkat çeken Bozgeyik, ‘’Bu alanların madencilik ya da enerji projelerine açılması, kamusal çıkarların yerine özel çıkarların öncelenmesi demek. Zeytin Yasası,"telafisi olmayan bir yasa” ifadesi, doğa tahribatı, kırsal yoksullaşma ve kültürel değerlerin kaybı gibi geri dönülemez sonuçlar doğurabilecek bir düzenlemeye karşı bir uyarı’’ ifadelerine yer verdi.
Zeytinliklerimiz, meralarımız ve kıyı alanları tehdit altında olacak
Bozgeyik, ‘’Mecliste muhalefet partilerinin bütün itirazlarına rağmen yasalaşan Zeytin Yasası; gıda güvenliği, biyolojik çeşitliliği, toprağın yapısı ve hava kalitesi gibi konularda ciddi riskler oluşturacak. Zeytinliklerimiz, meralarımız ve kıyı alanları tehdit altında olacak. Büyük şirketlerin çıkarlarına hizmet edileceği düşünülen bu yeni yasa ile devletin ve halkın zeytinliklerine karşı savunmasız bırakılacak. Mevcut hükümet 'kamu yararı' bahanesiyle çevrenin tahribatına yol açacak. Yeni tanımlanan “zeytinlik saha” kavramı bilimsel ve arazi gerçekleriyle örtüşmüyor.15 ağaç sınırıyla kadim zeytinliklerin koruma dışına itilecek bu durumun telafisi olmayan sonuçlar doğuracak. Yasa iklim hedefleriyle çeliştiği gibi, fosil yakıt kullanımını teşvik ettiğini ve 2053 Karbon nötr hedeflerini tehlikeye atacak’’ uyarısında bulundu.
Ziraat Mühendisi Karaca Bozgeyik, 20. maddedeki koruma hükmünün yönetmelikle etkisizleştirildiğini, düzenlemenin Anayasa'ya, Çevre Kanununa ve ilgili zeytinlik koruma kanununa aykırı olduğu barolar tarafından söylenmesine rağmen yasanın hukuki temelsizliğinin göz ardı edildiğini kaydederken, konuşmasını şu şekilde tamamladı: ‘’Ekolojik kaygılar, biyoçeşitlilik kaybı, toprak bozulması, zeytin ekosistemi tahribatı, tarımsal ve sosyal etkileri olacak. Küçük çiftçilerin geçim kaybı ve kaygısı, zeytin ekonomisinin zarar görmesi, hukuki ve anayasal risk, kanunla korunan alanların yönetmelikle daraltılması, yasanın anayasa’ya aykırı olma riski, şeffaflık ve katılım eksikliği, ÇED muafiyeti, kamuoyu denetiminin engellenmesi, karar süreçlerinden halkın dışlanması gibi nedenlerden dolayı bu yasa geri çekilmeli.’’