TÜRKÇEMİZ

YAYINLAMA: 01 Ocak 1970 / 04.00 | GÜNCELLEME: 01 Ocak 1970 / 04.00

Karamanoğlu Mehmet Bey Anadolu da yaşayan önemli beyliklerden Karamanoğulları Beyliği’nin ikinci Bey’i, Kerimmüd’din Karaman’nın oğludur. Doğum tarihi tam olarak bilinmese de 1280 senesinde öldüğü bilinir.

 

Beyliğin bayrağını pek fazla kimsenin hatırladığını düşünmemekteyim . Bu nedenle bu bayrağı tarif etmeye çalışacağım. Bayrakta renk mavi ve bayrağı yarıdan ayıran mavi bir dikey blokta sol üst ve altları köşelerinde çeyrek daire olarak beyaz boşluklar bulunmaktadır. Bayrağın diğer yarısında ise altı köşeli İsrail’in bayrağındaki yıldız şekli bulunur. Bu şekil  Osmanlı tabiri ile ‘Mühr-ü Süleyman’ diye anılır. 

 

Karamanoğuları orta asyadan gelen AVŞAR Türklerinden Anadoluya göçeden Türk boyudur. Osmanlı Devletinin var oluş döneminin başlarında Konya, Niğde, Adana, Kahraman Maraş, Gaziantep  yörelerinde hükümranlık ettiğini biliriz. Aslında Beylik kurulduğunda ERMENEK bu Beyliğin uzun süreli baş şehri olarak ortaya çıkar. Genelde tarımla uğraşan halk Beylikte rahatsızlık yaşar. Çünkü halk kendi aralarında konuşurken Türkçeyi kullanır, devlet işlerinde Arapça hakim olarak kullanılırdı. Sanat ve edebiyat dili ise bu iki dilden gayri Farsça ağırlıklı olarak kullanılmakta idi.

 

Halk nerede ne yapacağı, hangi dili nerede kullanacağını kimi zaman şaşırır, bu kargaşalıkta, şaşkınlık içinde ne yapacaklarını bilemezlerdi. Kadı karşısında Arapça, yazılan hukuk Farsça, kullanılan dil Türkçe olduğundan Devlet işi yürümez, halk perişan hani derler ya ‘İki Cami Arasında Bi Namaz’ işte durum aynen bu şekilde hayat sürerken, Karamanoğlu Mehmet Bey bir ferman çıkarır. Ferman konuşulan ve kullanılan dil ile ilgili. 12 Mayıs 1277 de söylenen bu fermanın, çok anlamlı olduğunu düşünmekteyim.

“Şimden Gerü Hiç Kimesne Divanda Dergahta Bergahta ve Dahi Her Yerde Türk Dilinden Özge Söz Söylemeye!”

Bu fermanın devamında şu sözler söylenir:

Bundan geru Divanda,bargahta, mecliste ve meydanda Türkçeden başka dil kullanılmaya...

Şimden gerü hiç kimesne divanda, dergahta, bergahta, mecliste meydanda ve dahi her yerde Türk dilinden özge söz söylemeye

Şimdengerü hiç gimesne kapıda,divanda mecliste seyranda Türk dilinden özge söz söylemesinler,

Şimden girü hiç kimesne kapuda ve divanda ve mecalis ve seyranda Türki dilinden gayri dil söylemeyeler

 

Aradan geçen 737 sene sonrasına bu gün dilimizin geldiği yere bir bakar mısınız? Her türlü etkiye kapılan dilimiz, bugün bilgisayar teknolojisi sayesinde bilimde, ilimde, gelişmiş ülkeleri geriden takip ederek her geçen gün  yozlaşmakta olduğunu görmekteyiz. Hatta yozlaşan bu dilimize yabancı kelimeler o kadar hakim olmakta ki, kullanılan kelimeler bilinçli bilinçsiz de sarf edilmektedir. Hatta bu kelimeleri siyasiler çok yanlış kullanmakta olduğunu üzülerek izlemekteyiz.

 

Geçtiğimiz günlerde bir önemli kişi, Türkiye’nin yeni tanıtım afişini takdim ederken ‘Discover the  potential’ cümlesindeki  potential kelimesini kendi düşüncesine göre ‘Güç’ olarak tarif etmekte. Hani Akdeniz’e ‘White Sea’ dermiş gibi birşey olsa gerek.  Bu kelimeyi anlatan yabancı kaynaklı bir cümle çok hoşuma gider, söylendiği gibi aynen vermek isterim:  Potential means nothing, if you don’t do anything with it./Kaynağı kullanmıyorsanız kaynak hiç bir şey ifade etmez.

Aslında ülkeyi yönetenler, ülkedeki öz Türkçe kaynağının hızlı bir şekilde yok olduğunu keşfetseler, Ülke elden gittikten sonra kimseye fayda sağlamayacağı aşikar, diye bir sözüm geldi söyledim hem nalına hem mıhına.

 

TÜRKÇEMİZ