Ortadoğu yeniden dizayn ediliyor, biz de dahiliz!..

YAYINLAMA: 12 Nisan 2015 / 20.00 | GÜNCELLEME: 12 Nisan 2015 / 20.00

İran, 1979’dan beri ‘şerefli yalnızlık’ yaşıyor!

ABD ile diplomatik ilişkileri kesilince, BM’nin yatırımlarıyla dünyadan koptu.

İsrail’in güçlü lobisiyle şimdiye kadar hiçbir arabuluculuk teması başarılı olmadı.

Ahmadinejad gibi politikacıların da ara sıra savurdukları, “İsrail’i haritadan sileceğiz!..” lafları hep İsrail lobilerinin işine yaradı.

Obama, güçlü karizmasıyla ABD tarihinde yeni bir sayfa açarak dünya politikasına yön vermeye devam ediyor.

İran’la varılan çerçeve anlaşması, tarafların kendilerine düşeni yapmasıyla Haziran ayında yürürlüğe girince İran üzerindeki ağır ambargolar aldırılmaya başlanacak ve İran’ın 36 yıllık ‘şerefli yalnızlığı’ sona erecek.

 

Obama, tam 50 yıl sonra Panama’daki zirvede Küba Devlet Başkanı Raul Castro ile yüz yüze geldi.

ABD, Küba ile de böylece ilişkilerini normalleştirmek için en önemli basamağı aştı.

Bu şunu gösteriyor; Obama, ABD’deki güçlü lobilere ve bunlara bağlı medya kuruluşlarının baskısına rağmen dünya barışı için ciddi adımlar atıyor.

 

ABD’nin önderliğinde Ortadoğu’daki yeni dizayn çalışmaları tabii ki bizi de kapsıyor. Bu nedenle 7 Haziran’daki seçimler yakından izleniyor.

Gördüğünüz ‘matriks’i de ABD’de bir düşünce kuruluşuna veri sağlayan şirketin sorumlusu eski sınıf arkadaşım yolladı.

 

‘Matriks’ profesyoneller tarafından hazırlanan ve seçim sonuçlarına göre neler olabileceğini gösteren bir grafik çalışması.

Burada, HDP’nin barajı geçip geçmeyeceğine bağlı matematiksel verilerle iktidarın nasıl oluşabileceğine dair fikir veriliyor.

Ben ‘matriks’i daha kolay anlaşılabilmesi için alt alta rakamlara döktüm.

 

Ama önce arkadaşımın çok ilginç bulacağınız yorumunu sizinle paylaşmak istiyorum. (İngilizceden tercüme)

Toplumlar ve insanlar atomlara benzer. Merkezde  belirli kimlik ve aidiyetlerden oluşan çekirdek ideoloji  ve çıkarları temsil eden liderler; çevresinde değişik  yörünge elektronları gibi  katmanlar halinde yerleşmiş gruplar… Bilindiği gibi iç yörüngeler çekirdeğe en yüksek enerji ile bağlanmış atomlardır ve koparılmaları çok güçtür. Bunlar yandaşlardır ve olağanüstü durumlar hariç taraftar grupları gibi pozisyonlarını değiştirmezler.

Türkiye'de kutuplaşma ile iç yörüngeler büyük  ölçüde belirlenmiş durumdadır. Çekirdeği temsil eden 4 ideoloji ve onu temsil eden 4 parti ortaya çıkmıştır. Dincilik ve muhafazakarlığı temsil eden AKP; Laiklik ve büyük ölçüde aleviliği kapsayan CHP; Türkçülük ve homojenliği temsil eden MHP; Kürtçülüğü temsil eden HDP. Bunların konsolide ettiği sırasıyla %35, %22, %12  ve %7 oy mevcuttur. Bunların toplamı yaklaşık %75-%76'dır. Bu da 53 milyon seçmenin yaklaşık 40 milyonunu oluşturmaktadır. Geri kalan % 25 civarındaki 13 milyon seçmenin de seçime ilgisi yandaşlardan daha düşük olup %20 civarında seçime katılmama veya geçersiz oy vermeleri beklenir.

Bu durumda geriye 10 milyon seçmen kalır ki bunlar dış yörüngedeki daha düşük enerji de bağlı atomlar gibi karar ve yörünge değiştirebilirler.

Sonuçta bu seçim 53 milyona yönelik değil bir şekliyle ikna edilmeye çalışılacak ortalama 10 milyon kişiye yapılmaktadır.

 

İşte rakamlarla matriks. (HDP, MHP, CHP’nin aldıkları yüzde oy miktarı, AKP’nin milletvekili sayısı)

 

HDP

 MHP

CHP

AKP

0-9.99

11

26

370

0-9.99

12

28

353

0-9.99

13

30

340

0-9.99

14

26

345

0-9.99

15

28

324

0-9.99

16

26

318

0-9.99

18

28

290

10

13

26

302

10

14

26

293

10

15

26

277

10

16

24

270

10

18

24

251

10

18

26

246

10

19

26

244

 

 

 

 

 

 

 

Tablodan bir örnek alalım: HDP yüzde 10, MHP yüzde 18, CHP yüzde 26 oy alırsa, AKP ancak 246 milletvekili çıkarabiliyor.

Anlaşılacağı gibi bu seçimde önce HDP’nin barajı geçmesi, sonra MHP’nin alacağı her fazla yüzde bir oy, AK Parti’yi iktidardan uzaklaştıracaktır. Seçim sonucunu bu iki parti belirleyecek.

Matrikste HDP’nin baraj oyu alınmış, seçim sistemimiz olan D’hondt’un nasıl işlediğini anlatmak için, oysa HDP’nin oyları daha da yüksek çıkabilir.

2011 seçimlerinde son sıradan meclise en çok AK Parti’den 23 milletvekili girdi. Diğer partilerin oylarının bir puan artması bile bu istemde çok değişiklik yapabilecektir.

 

Net bir şekilde anlaşılacağı üzere, bütün sistem HDP’nin barajı geçip geçmeyeceği üzerine kilitleniyor. Geçerse, MHP’nin alacağı oy yüzdesi çok önemli. Geçemezse, fazla bir yorum yapmaya gerek yok!

Şimdi gelelim, AK Parti 276’nın altında kalırsa ne olacağına...

ABD, bir HDP-AKP koalisyonu istemiyor.

Kemal Derviş neden geldi ve Kılıçdaroğlu’na,"CHP'nin ortak olacağı bir iktidarda ekonomi bakanı olurum" dedi!

Bu ABD'nin dizayn ettiği bir söylem ve olası bir CHP-AKP koalisyonuna işaret ediyor.

Netice-i kelam, HDP barajı geçerse ülkede bir koalisyon dönemi başlayacak denebilir.

Ama benim kişisel görüşüm, AK Parti iktidarı teslim edecek gibi durmuyor.

Daha seçimlere 2 ay var ve seçimler Türkiye gibi son derece kaypak bir zeminde yapılıyor.

 


Beyaz Saray’da Beatles...

1960’lı senelerin sonunda BBC’de İngiliz Başbakanı bir televizyon söyleşisinde kendisine sorulan “Bize bir hayalinizi söyler misiniz?” sorusuna şöyle bir yanıt vermişti: “Beatles’ların doğum günümde benim için söylemelerini...

Moderatör de, “Sayın Başbakan o kadar zor bir şey hayal ediyorsunuz ki!...” demişti.

 

Dün youtube’da The Beatles’ın hayatta kalan iki üyesinden biri olan Paul McCartney’in Beyaz Saray’ın Kuzey Odası’nda ABD Başkanı Obama ve kısıtlı bir dinleyici grubuna verdiği özel konseri izlerken BBC’deki söyleşiyi hatırladım.

Paul, The Beatles’ın o çok ünlü şarkısını söylerken Obama’dan ‘anlayış’ beklediğini söyledi!

Şarkının adı: Michelle.

Obama’nın eşinin adı: Michelle.

Michelle, herhangi bir kadın için yazılmış bir aşk şarkısı değil ama sözleri sevgi üzerine...

Başkan Obama, yanında eşi Michelle ile birlikte elele şarkıyı dinliyorlar ve şarkı bitince bütün salon alkışlıyor.

 

Hoşgörü, güzel müzik ve uygarlığı siz de seyretmek isterseniz işte link:

https://www.youtube.com/watch?v=yFQ7bFX_Q2o&feature=youtu.be

 

Ortadoğu yeniden dizayn ediliyor, biz de dahiliz!..