Yaşamı sevecek ve yaşayacaksın arkadaş…

YAYINLAMA: 28 Eylül 2015 / 20.00 | GÜNCELLEME: 28 Eylül 2015 / 20.00

Yaptığım işle ilgili hiçbir eğitim almadım. Eğitim almadım derken elbette ilkokulu, ortaokulu, ticaret lisesini okudum. Yaptığım işe bu sıralarda başladım. Ortaokulu bitirdiğim yıl aklımı gazetecilik çengeline taktım. Başlangıç bu… Trabzon Ticaret Lisesi’nde okurken aklım hep gazetelerde/gazetecilikte idi. Velim Rahmetli Nihat Nomer, gazete okumamı istemediği için posta ile gelecek gazeteler için adres Ticaret Lisesini göstermiştim. Gazeteler, dergiler okula geliyor. Sonunda müdür Rahmetli  Hami Civelek bir gün çağırdı. “-Nedir bu gazeteler?” diye sordu. Yanıt vermediğimi görünce; “- Aptal Ooolum, ders çalış, ders!” deyip terslemişti beni.  Son sınıfı Giresun Ticaret Lisesi’nde okurken öğrenci idim, ama gazeteciydim de… O yıl 27 Ekim 1957 Genel Seçimlerini Tercüman gazetesini n  56 muhabirle izlediği“Seçim Ekibi”nin muhabirinden biriydim. Giresun ve Trabzon’dan sorumluydum.

1959 yılı Eylül’ünde yüksek öğrenim için İstanbul’a giderken “gazetecilik birikimi”mle o zamanlar  Babıali’deki “Gazeteler Dünyası”na daldım. Dalış, o dalış…

Babıali daha sonra  -herkes  İkitelli diyor ama ben farklı-  “Çiftetelli’ye taşındı. Ondan sonra da Türkiye’de gazetecilik büyük yaralar aldı/alıyor da…

                                                                       ***

Her neyse… Sözü okuldan açtık ya, okulla devam edelim. Vatani görevimi yedek subay öğretmen olarak köyde iki yıl çocukları eğiterek yaptım.

1963-65… Ne yıllardı ah… İnsan canı istediği filmi tekrar-tekrar seyredebiliyor ya, keşke insan da kendini ışınlayıp geçmişin güzelliklerini/anılarını tekrarlayabilse…

Trabzon Hizmet gazetesinde genel yayın yönetmeniyim, askere çağrıldım. Düşününüz, bir sofrada oturmuş, nefis yemekler yiyorsunuz, ya da eğleniyorsunuz. O durum… Tabii ki,  yapılması gereken bir görev, koşarak gittim. Öğretmenlik okumadım, bilmem… Derler ya, “Şansınız yardım edecek…” benimkisi de öyle oldu.  Yaşamımın en tatlı,  en unutulmaz anılarını Kütahya’nın  - şimdilerde ilçe- Pazarlar köyünde yaşadım.

Pazarlar’a gazeteci olarak gittim. Öğretmenliği de öğrencilik yıllarımdaki öğretmenlerimin hoşgörülerini, çalışma azim ve heyecanlarını, ulus ve ülke sevgilerini kendime rehber edip gazetecilik bilgilerimle yoğurunca farklı bir öğretmen tipi oluşturdum.

İlkem; oku, öğren, uygula…  Okulda ve serbest yaşamda örnek davranış, düşünce ile neler yapabileceğimi planlıyor, öğretmen arkadaşlarla kararlaştırıp uygulamaya koyuyoruz. Ordulu idealist gazeteci Rahmetli Bilal Köyden’in ilk köy gazetesini çıkardığını bilmiyorum.  Pazarlar’da “KÖY RAPORU” adlı köycü, eğitici aylık bir gazete çıkarıyorum, “Köyde çıkan ilk gazete” savıyla… Okulda ise şimdiye değin bir örneğini görmediğim, o günün koşullarında  OKUL  adlı duvar gazetesi…  İlginç yanı bu gazetedeki haberleri fotoğraf makinemle çektiğim pozlarla resimli olarak veriyorum.

Pazarlar’da bir heyecan… Bir heyecan. Bodur Süleyman’ın kahvehanesine uğramayayım, hemen etrafım sarılıyor, dünya gidişatından, Kıbrıs’tan, yurttan haberler soruyor sağdıçlar. “Gazete ne zaman çıkacak?” diye merak ediyorlar.

Daha neleer… Neler… Atatürk büstünü ilkin gelirken getirmiştim köy okuluna. Sonra okulun duvarına Atatürk’ün Kocatepe’deki pozunu işledim ellerimle.  Yıllar yılı biriktirdiğin 10 Kasım gazeteleriyle okulda “Atatürk Gazeteleri Sergisi” düzenledim.  Öğrencilerle tiyatro oynadık köylülere. Köy merasına örnek olsun diye elma, armut, vişne, kiraz fidanları dikip meyve bahçesi kurduk. Fakir öğrencileri giydirdik. İstanbul’dan tanıdığım yayınevlerinden kitap temin edip “Kitap Kulübü” kurduk.

Köy kahvehanelerinde yıldönümü konferansları,  beslenme eğitimi, diş sağlığı, köy gezileri ve haftalık gazete okuma günleri… Okulu badana…

Şimdi sizin ne düşündüğünüzü bilemiyorum. O zamanlar 125 lira aylık alıyor, bunun 60 lirasını gazetenin basımına veriyordum. İlk üç ay sadece  Sana yağına yumurta kırıp yediğimi şimdi güzel bir anı olarak belleğimde saklıyorum.

Ne diyorum, biliyor musunuz? “ Ne olursa olsun, yaşamı sevecek ve yaşayacaksın arkadaş…”

 

 

Yaşamı sevecek ve yaşayacaksın arkadaş…