NİTELİKLİ

YAYINLAMA: 01 Ocak 1970 / 04.00 | GÜNCELLEME: 01 Ocak 1970 / 04.00

Eğitim ve öğretim hizmetlerinin devlet eliyle yürütülmesi Cumhuriyetle başlamaz. Bu düşünce Osmanlı döneminde II .Mahmut zamanında vakıflar eliyle yürütülmesi düşünülmüştür. II Mahmut’dan sonra Abdülmecit döneminde 17 Mart 1857 tarihinde Maarif-i Umumiye Nezareti adı altında kurumsal niteliğe kavuşmuştur. Bu konuya bakan bir Nazır ve Nezaretin ekibi kurulmuştur.
Düyun-ı Umumiye’den hemen sonra yapılan bu eğitim ve öğretim atılımına neden olan başka etkenler var mıdır ? Kayıtlarda rastlanmamakta. Ancak 1858 veya 1859 yılında Fransızlara daha sonrada Amerikalılara okul açma izni sayılan ’icazetler’ verildiği sabittir. Istanbul ve daha sonra anadoluya yayılan misyoner okullarının başlangıç noktası buradan ve bu tarihlere rastlar.
Osmanlı Maarif-i Umumiye Nezaretine bağlı okullar SIBYAN, RÜŞTİYE ve Mekatib-i Fünün-i Mütenevvia olarak üç ayrı dereceye ayrılmıştır. Bir nizamname olarak düzenlenmesi 1869 senesinde çıkartılan tüzükle katileşir. Belki bu nizamname, yabancı okulların kurulması sürecinde, ülkelerin Osmanlıdan istediği bir düzenlemeyi içermişte olabilir. 1872 yılında illerde Maarif Meclisleri ve bu illerin meclisleri ile Meclis-i Kebir-i Maarif olarak çalışmalar 1872 yılına rastlar.
Bu mecliste Mekteb-i Sıbyan , Mekatib-i Rüştiye, ve Makatib-i Aliye olarak üç ayrı bölümde toplanılmış. Günümüze uyarlarsak, ilkokul, ortaokul ve yüksekokul olarak teşkil edilmiştir. Daha sonra 1911 senesinde II. Meşrutiyet döneminde Maarif-i Umumiye ve Teşkilat Nizamnamesi bu dönemle birlikte yayınlanır. Böylelikle eğitim iskeleti oluşturulduğu görülmekte. Tarihsel akışı ve günün koşulları dikkate alındığında 30 sene içinde oluşturulan Maarif Teşkilatı, ağırlıklı olarak sadece Istanbul’u odaklamış olduğunu görmekteyiz.
Bakınız 23 Nisan 1920’de kurulan Türkiye Cumhuriyet’i 2 Mayıs 1920’de çıkarılan 3 sayılı kanunla kurulan icra vekilleri heyetinde Maarif Vekili de bulunmaktadır. Bu çok önemli bir adımdır. Yeni kurulan bir Cumhuriyette icra kurulunda mutlaka Milli Eğitim Bakanı bulunması, gelecek nesiller konusunda söz sahibi olması adına önem arzettiğine inanırım.
Heyet-i İlmiye tarafından 1923 yılında düzenlenen Milli Eğitim Şurası’nda eğitimle ilgili istatistik bilgilerin toplanması üzerine kararlar alınmıştır. 1939 yılında yapılan Şura toplantısında en önemli konu ise okul kitaplarının devlet eliyle düzenlenmesi karar altına alınması, önce tereddütle karşılanmış fakat neticesi olumlu olmuştur.
1943 yılında toplanan ikinci Milli Eğitim Şurası’nda ahlak eğitimi verilmesi şura kararı olarak kabul edilmesi olumlu karşılanmıştı. 1946 yılında gençlere meslek eğitimi verilmesi ve buna göre teşkilat kurulması karar altına alınması önemliydi. 1953 ve 1957 yıllarında yabancı dillerin ne kadar önemli olduğu anlaşılmış, ona göre okul müfredatına yeni düzenleme getirilmiştir.
Kırılma noktası 1962 senesine rastlar. Eğitim sisteminde imam hatip okulları ile ilgili düzenleme gündeme getirilir. Bu kırılma 1970 ve 1974 senesinde de yaşanır. Bu dönemden sonra iktidara gelen her parti, partinin politikası paralelinde bir Milli Eğitim programı yapar, ve bu programla bütün müfredat değişir. Yeni kitaplar bastırılır, eski basılmış kitaplar Ankara Yenimahalle’deki yakma ünitesine gönderilir. Kaç yüz bin kitap burada yakıldığını kimse bilmez.
Ülkemizin geçmiş 160 yıllık eğitim tarihinde çok önemli okullar, halk tarafından bilinir. Hatta bu okullara çocuklarını yazdırmak için yaşadıkları şehirleri bile değiştiren aileler olmuştur. Istanbulda anımsayın Kabataş Lisesi, Robert Kollej, Galatasaray Lisesi, Alman Lisesi, Istanbul Erkek Lisesi, Pertevniyal Lisesi, Saint Benoit Lisesi, Üsküdar Amerikan Kız Koleji, Talas Amerikan Orta Okulu, Tarsus Amerikan Koleji gibi okullar yabancı lisanda eğitim veren önemli okullardı. Bu okullar hiç bir zaman ‘’nitelikli okullar’’ adıyla anılmaz, fakat bu okullara imtehanla öğrenci alınırdı.
Bir ülkeyi yıkmak istiyorsanız, o ülkeye savaş açmanız , ekonomisini çökertmeniz gerekmez. 15 senedir ülkemizde yapılmaya çalışıldığı gibi MİLLİ EĞİTİMİNİ YIPRATIN gelecek nesilleri yok etmiş olursunuz, diye bir sözüm geldi söyledim hem nalına hem mıhına.

NİTELİKLİ