Ödül

YAYINLAMA: 01 Ocak 1970 / 04.00 | GÜNCELLEME: 01 Ocak 1970 / 04.00

Buda’nın takipçilerinden ünlü mistik Bodhidharma Çin imparatoru Wu tarafından ülkesine davet edilmişti. Uzun bir yolculuktan sonra Mistik Bodhidharma, Çin sınırına geldi.

İmparator Wu adamları ile birlikte bu misafiri bekliyordu. İlk defa karşılaştılar. İlk defa yüz yüze geldiler. Bir süre sonra imparator Wu konuşmaya başladı. “Tüm hazinemi, tüm zenginliğimi, tüm imkanlarımı Budist rahiplerin hizmetine sundum.
Binlerce rahip, Budist metinlerini Çince’ye çeviriyor. Ülkemde bir çok manastır açtım. Buda için bir çok tapınak yaptırdım. Bütün bunlardan benim ödülüm ne olacak
?” diye sordu.

Bodhidharma “Sen bir aptalsın” dedi. “Eğer bütün bunları bir ödül için yapıyorsan sen cehennemin en derin yerine gideceksin”.

Bu söz karşısında imparator Wu çok şaşırdı.
Beklemediği bir cevap almıştı. Bodhidharma sözlerine devam etti.
Ödül fikrinin kendisi açgözlülükten başka bir şey değildir. Sen sıradan açgözlü insanlardan daha aç gözlüsün.
Onlar öldüklerinde hazinelerini de, paralarını da, değerli eşyalarını da yanlarında götüremeyeceklerini bildikleri halde para biriktiren kişilerdir.
Ama sen o kadar açgözlüsün ki hakkında hiçbir şey bilmediğin öteki dünya için biriktiriyorsun. Bir aptal olduğun çok belli... Bunun için senin ülkenin sınırları içine girmeyeceğim. Eğer bir imparator aptalsa onun ülkesinde yaşayan insanlar da aptaldır”.

Bodhidharma Çin ülkesine girmedi. Sınırın yakınındaki bir manastırda yaşamaya devam etti. İmparator Wu epey yaşlanmıştı.
Tam ölüm anında vezirine şöyle dedi. “
Mezar taşıma benim gerçek bir aptal olduğumu yazın. Bodhidharma gibi bir kişiyi anlayamadım. Haklıydı, çünkü açgözlülük ve korku ile dolu yanlış bir hayat yaşadım” dedi.

Ünlü bir bilge “Gözümde ne cennet sevdası, ne cehennem korkusu…” diye bir söz söyler.

Adam bütün haltları karıştırıyor. Çalıyor, çırpıyor, haram yiyor, yetim hakkına el uzatıyor ama her sene de umreye gidiyor. Umreden geldikten sonra “Bu sene de günahları sıfırladık” diyor.

Gir ihaleye, torpil ile al, rüşvet ver. Sonra da vicdanını rahatlatmak için git cami yaptır. Bence de bir işi ödül için yapan insanlar açgözlü insanlardır. Yunus’un deyimiyle “Bana seni gerek seni” düsturu olmalı ibadetlerin özünde.

İnsanlığın en büyük hastalığından birisi de açgözlülüktür. Öbür tarafa götüremeyeceğin malları neden biriktirip durursun. İktidarın gittiği gün o mallar da elinden gidecek. Ama ego hep “biriktir” der. Biriktirmek kişinin kendini güçlü hissetmesini, güvende hissetmesini sağlar. Biriktir geleceğini garanti altına al. Sanki hayatın bir garantisi var! Sanki geleceğin bir garantisi var.

Hayatta hiçbir şey garanti değil. Eğer birisine iyilik yaparken ödül bekliyorsan o iyiliği yapma. Beklentisiz ol. Hiç kimseden hiçbir şey bekleme. Sen içinden geldiği için iyilik yap. Eğer böyle beklentisiz olursan kendini harika hissedersin. Hayatta beklentisiz olmak kadar güzel bir şey yoktur.

Ödül