DATÇA YARIMADASI

YAYINLAMA: 01 Ocak 1970 / 04.00 | GÜNCELLEME: 01 Ocak 1970 / 04.00

Tanrı yarattığı kulunun uzun ömürlü olmasını
isterse, Datça Yarımadası’na bırakırmış

Strabon
Datça, Ege ile Akdeniz’in buluştuğu noktada yer alan, doğal güzelliği ve tarihsel zenginliği eşsiz güzellikte olan Muğla’nın bir ilçesi. Datça’nın bademi, balı, zeytini, narenciyesi ve bükleriyle meşhur. Bük, (Türk Dil Kurumu’na göre) Ova ve dere kıyılarındaki çalı ve diken topluluğu.



Datça kimilerine göre bal, badem ve zeytin diyarı, kimilerine göre bük cenneti, edebiyatseverlere göre Can Yücel’in ömrünün son yıllarını yaşadığı yer veya coğrafyacılara göre de Ege ile Akdeniz’in buluştuğu yer. Aslına bakarsanız birini diğerinden ayırmak imkansız. Datça hepsinin toplamını içinde barındıran bir cennet.
Datça’da Gezilecek Yerler :
Eski Datça ve Can Yücel : Eski Datça ilçe merkezine 3 km uzaklıkta. Eski Datça girişinde “Orhan’ın Kahvesi” var. Burası aynı zamanda Can Yücel’in mekanı imiş. Ustanın bitiremediği, ölmeden önce yarım bıraktığı Evin Şarabı kahvenin bir köşesinde duruyor. Kahvenin duvarlarında Can Yücel’in şiirleri ve resimleri var. Can Yücel’in yaşadığı ev müze değil, içeri girip görmek mümkün değil. Her yıl 12 Ağustos’ta düzenlenen Can Yücel’i anma etkinliklerinde ziyarete açılıyormuş. Evinin bulunduğu sokak şairin adını taşıyor, Can Yücel Sokağı.

Datça’ya gidilince mutlaka görülmesi gereken yerlerden biri. Eski Datça, aslına sadık kalınarak restore edilmiş küçük taş evlerin, Arnavut kaldırımlı dar sokakların bulunduğu, sokaklarında hediyelik eşya, kafe, restoran ve sanat atölyelerinin bulunduğu, insanların yardımsever ve samimi olduğu yer.

Kızlan Yel Değirmenleri : 1924 Nüfus Mübadelesi ile Yunanistan’a gönderilen Rumlar’dan kalmış. Datça’ya 10 km uzaklıkta.. Köyün girişindeki değirmenlerden biri Datça Kaymakamlığı’na diğeri özel mülke ait. Kaymakamlığa ait olan değirmen kapalı. Diğer dört değirmen harap halde kaderini bekliyor.

Reşadiye : İlçe merkezine 3 km mesafede. Datça’nın ilk kurulduğu yer. Adını Sultan Reşat’tan aldığı söyleniyor. Köy, tarihi dokusunun korunması için SİT alanı ilan edilmiş. Köyün Çınarlı Meydanı’nda bulunan Mehmet Ali Konağı kapladığı alan, bahçenin güzelliği ve mimari yapısıyla görülmeli.



Datça : İlçe merkezinin en canlı yat limanı. Liman çevresinde, denize açılan cadde ve sokaklar renkli ve görülmeye değer. İlçe merkezinde yer alan ve bir dönem ilçenin simgesi olan fok balığı Badem’in heykeli var. Amfi tiyatrodan şehri seyredebilir ve denize girebilir.

Mesudiye : Datça merkeze 18 km mesafede. Mesudiye, sessiz, sakin ve doğayla baş başa kalmak isteyenlerin tercih ettiği yer. Datça’nın en turistik yerlerinden.
Palamutbükü : Datça merkeze 25 km mesafede. Gürültüden uzak, sessiz, sakin, tertemiz deniz ve plajı, yeşilin ve mavinin birleştiği doğa harikası bir yer. Kızılbük, Hayıtbükü, Ovabükü ve Palamutbükü birbirlerini tamamlıyor.

Knidos Antik Kenti : Antik kentin geçmişi M.Ö. 2000 yıllara kadar dayanır. İlk yerli halkı Karyalılar. Kent en parlak dönemini Dorlar döneminde yaşamış. Knidos’ta Lidya, Pers, Bizans ve Roma uygarlıkları hüküm sürmüş. Antik kent döneminin önemli bir ticaret, sanat ve kültür merkezi. Knidos, Datça Yarımadası’nın en uç noktasında yer alır.

Yaka Köy - Uluslararası Knidos Kültür ve Sanat Akademisi (UKKSA) : Uluslararası Knidos Kültür ve Sanat Akademisi(UKKSA), sanatçı Nevzat Metin’in çabalarıyla oluşturulmuş. Sanatçı, Yaka Köyü’n eski okul binasını restore ederek sanatçıların ve sanatseverlerin hizmetine sunmuş. Oldukça büyük ve yemyeşil bahçesi içindeki dünyanın bir çok ülkesinden gelen heykel, resim ve seramik sanatçılarını ağırlamakta. Ayrıca akademi, heykel, resim, seramik çalışmaları, sergileri, sanat kampları, atölye çalışmaları, kütüphane, kafe, konaklama, restoran ve kütüphanesiyle üniversitesi işlevi görmekte.
Şehirlerin gürültüsünden uzak sessiz ve sakin, yeşilin ve mavinin içi içe geçtiği yer. Anlatmakla bitecek gibi değil Datça.
Can Yücel’in dediği gibi :
Ne harika yer burası
Nereden buldun bu Datça’yı?”
Elimle koymuş gibi buldum.”

 

DATÇA YARIMADASI